Bu kitabın ne önsöze ne de sonsöze gereksinimi var, ayrıca işin doğrusu hiçbir yorum ve açıklama da istemiyor. Ama yazarı Wladyslaw Szpilman benden kendi okurları için bazı ek açıklamalar yapmamı istedi - onun aktardığı olaylardan yarım yüzyıl sonra.
"Benim ülkem haklı ya da haksız" görüşünü benimsesek ve neler yaptığımızı sakin sakin kabul etsek bile bu tür iki yüzlülük çok yersiz bir şey, bizi komik duruma düşürmekten başka işe yaramaz.
İnsanların çoğu belki onlarla aynı görüşte olabilir ama çoğunluk zincire vurulmuş hâlde. Son on yıldır bireylerin kendi özgür iradeleriyle düşündüklerini dile getirme şansları yok, nerde kalmış ki geniş anlamda halk bunu yapabilsin.
Lubin yakınlarda bir yere binalar inşa edilmiş, o binalardaki odalar, krematoryumlardaki gibi yüksek elektik akımıyla ısıtılabiliyormuş. O bahtsız insanlar bu fırınlara sürülüyor, diri diri yakılıyormuş. Bu şekilde günde binlerce insan öldürülebiliyor; böylece onları tabancayla vurmak, toplu mezar kazmak, o mezarlara gömmek zahmetinden kurtuluyorlarmış. Fransız Devrimi'nin giyotini bununla yarışamaz, Rus gizli polisinin mahzenlerinde bu tür katliamlar için böylesine müthiş yöntemler icad edilemedi.
Oralarda dehşet verici şeylerin yaşandığını söylüyorlar. ... Bütün bunlara inanmak güç, bende inanmamaya çalışıyorum, bir gün bu canavarlıkların bedelini ödemek zorunda olacak olan ülkemizin geleceğiyle ilgili kaygılandığım için inanmamaya çalışıyor değilim, Hitler'in böyle bir şey isteyebileceğine, bazı Almanların da böyle emirler verebileceğine inanmıyorum. Bunlar böyleyse, bunun tek bir açıklaması olabilir: Bu insanlar hastadır, anormaldir ya da delidir.
Her yerde düpedüz korku ve dehşet kol geziyor; kaba güç kullnımlarına, tutuklanmalara tanık oluyorsunuz. Her gün insanları alıp götürerek vuruyorlar. Bir insanın kişisel özgürlüğü ne kelime, hayatı bile önemli değil.
En yetenekli ve en zeki insanlar bile Parti dışında kaldıkları sürece dışlanır.
...
Sıradan insanlardan bu ilkeye uymalarını isterler ama kendilerinin buna uymaya hiç niyetleri yoktur.
Dikenli tellerin yanına gitmiş , Almanlara "Siz her zaman kültürlü insanlar olduğunuzu iddia edersiniz ama siz benim sahip olduğum her şeyi benden aldınız, bir müzikçinin... kemanını!" demişti.