Władysław "Władek" Szpilman, Roman Polanski'nin yönetmenliğini yaptığı, 2002 yapımı Piyanist filminde hayatı konu alınan Polonya doğumlu Yahudi besteci ve piyanist.
II. Dünya Savaşı'nda, Almanların Polonya'yı işgal etmesi üzerine, Yahudi oldukları için ailesi ile birlikte yaşam mücadelesi vermiş, uğrunda en sonunda ailesini kaybetmiş ve tek başına yaşama tutunmuştur. 1930'ların başında Varşova ve Berlin'de piyano eğitimi aldı. Adolf Hitler, Almanya'da 1933 yılında iktidarı ele geçirince hızla ünlü bir piyanist, klasik ve popüler müzik bestecisi olarak Varşova'ya döndü. 1 Nisan 1935'te Polonya Radyosu'na girdi ve müzik yaptı. Polonya, 1939'da Almanlar tarafından işgal edilince, Polonya Radyosu yayınını kesmek zorunda kaldı. Nazi liderliğindeki Genel Hükümet Varşova dahil olmak üzere birçok Polonya kentinde gettolar kuruldu. Szpilmanların evi yoksul kesim alanında olduğu için yeni bir ev bulmaya ihtiyaç duymadı. Władysław Szpilman yoksul kesimde restoranlarda piyanistlik yapmaya devam etti. Piyano çalma yeteneği sayesinde ailesine (babası, annesi, iki kız kardeşi, bir erkek kardeşi) destek için yeterli para kazanmayı başardı.
Varşova sakinlerinin çoğunun sınır dışı edilmesi yürürlükten kaldırılıncaya kadar Szpilman Varşova'nın yoksul kesiminde kaldı. Birkaç kez Almanlar tarafından esir edilmekten ve öldürülmekten kurtuldu fakat Szpilman'ın aile üyelerinin hiçbirisi onun dışında savaştan sağ olarak çıkmayı başaramadı. Szpilman'ın Polonya radyosundan arkadaşları ve Alman bir subay olan Wilm Hosenfeld tarafından Varşova'da saklanması için yer bulundu ve bu sayede onların yardımıyla kurtuldu.
Unvan:
Yahudi Asıllı Polonyalı Besteci ve Piyanist.
Doğum:
Sosnowiec, Polonya Kongre Krallığı, Rus İmparatorluğu, 5 Aralık 1911
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
130 kitaptan 10 kitaba indirip, sıralama yapmak benim için çok zor oldu. Uzun uğraşlar sonucunda bir ilk 10 a karar verdim. Sizin de listelerinizi yorumlara bekliyorum.
1.
Bu kitaba yorum yazmak çok zor. Filmini de izledim, filmde de kitapta da insanı bunaltan durumlar var. Bilemiyorum geçmişin yobazı, zorbası mı kötü günümüzün mü? Sevgi içinde güzelce yaşamak varken herkes herkese bir sebepten dolayı zulmediyor.
Kapınızın önünde kopmuş kollar ve bacaklar görmek..!
Uyuyor gibi görünen insanların aslında ölmüş olduğunu bilmek..!
Oturduğunuz dairenin pencerelerinden gelen kurşunların duvarlara isabet etmesi..!
Açlıktan ölüyor olmanıza rağmen zehirli olması şüphesiyle önünüze gelen herhangi bir şeyi yiyememek..!
Vebalı gibi sizi "diğerlerinden"
Wladyslaw Szpilman 2. Dünya Savaşında nazi almanyasının Polonya'yı işgal edince yaşanan zulmü, hayatta kalma mücadelesini sayfalara yazmış ve ortaya piyanist eseri çıkmıştır.
"Yalnızdım: sadece tek bir binada hatta kentin tek bir bölgesinde yalnız kalmış değildim, koca bir kentte yalnızdım."
İşte bu sözler yazarın bütün dramını yaşadıkları anlatmaya yetiyor.
Zulmün hiçbir şeklini ve ırk ayırt etmeden her türlüsünün karşısındayız. Bugün Filistinlilerin uğradığı zulmü dün yahudiler uğruyordu.
Fyodor Dostoyevski insanlığa "İnsanoğlu denen aşağılık yaratık." diye bahseder
Suç ve Ceza eserinde.
Güzel bir film uyarlaması da olan eser
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok eseri ile beraber 2 ayrı dünya savaşı, 2 ayrı kitap, 2 ayrı film ama ortak acılar olarak bir podcast hazırladım devamını orada bulabilirsiniz. Yoruma bırakıyorum :)