"... Diğerlerine sahte iyilikler verdim, aylak zihinlerini upuzun ve sahte bir düşteymiş gibi kandırdım. Altınla donattım kendilerini, gümüşle, fildişiyle; hiçbirinin özünde iyilik yok. Şanslı insanlar olarak gördüklerini, sana göründükleri gibi değil de yüreklerinde sakladıklarıyla bir görebilsen, o zaman anlardın ne zavallı, ne iğrenç, ne aşağılık yaratıklar olduklarını; ..."
Tanrı iyi insanlara karşı babaların ruhuna sahiptir, onları mertçe sever.
Sayfa 39 - ALFAKitabı okuyor
Reklam
Başlangıçta yol sarptır, güç bela tırmanır küheylanlarım, henüz dinç olsalar bile, sabahın erken saatinde; çok daha diktir göğün orta yeri, buradan denizi ve karayı seyretmek her zaman ürkütür beni, huşu içinde tir tir titrer yüreğim. Yokuş aşağı iner yolun sonu, sağlam bir kılavuz gerekir; dalgalarını gerip beni kucaklarken bile derin Tethys baş aşağı yuvarlanmamdan hep çekinir..
Sayfa 77 - ALFAKitabı okuyor
ne merhamet isterim ne de ölümden korkarım
Nasıl gelirse gelir ölüm, ama hızla gelir. Utançtan yüzünüz kızarmıyor mu? Bu kadar çabuk olan bir olaydan onca zamandır korkuyorsunuz!
Yaşam derinlerde gizlenmez, bıçakla oyup çıkarmanıza gerek yok; gerek yok yaşamsal organları bulmak için derin yaralar açmaya. Ölüm hemen elinize geliverir. Son vuruş için kesin bir yer belirlemedim gövdelerde; nereye isterseniz vurun, yol açıktır. Ölmek dediğimiz olay ruhun bedenden ayrılmasıdır, o kadar kısadır ki, hızını hissetmezsin bile. Ya bir düğüm gırtlağı sıkar, ya su nefesi tıkar, baş aşağı düşer biri, çarpınca sert toprağa parçalanır gider.
Reklam
"Güvenli bir yol acizlere, korkaklara göredir; erdem yükseklerden gider."
Altın ateşle, mert insan kötü yazgıyla anlaşılır.
Bazı öğeleri bazı öğelerden ayıramazsın, birbirine sıkıca tutunmuştur bunlar, bölemezsin.
Sebep sebebe bağlıdır; özel olsun, toplumsal olsun her iş upuzun bir olaylar zincirinin halkasıdır. Bu yüzden her şeye cesurca katlanmalıyız; çünkü sandığımız gibi her şey bir anda olmaz, sıra sıra gelir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.