Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Süleyman Çelebi'de devlet adamlarında bulunması gereken vasıfların çoğu yoktu. Enerjik ve ileri görüşlü değildi. Halbuki o zaman için devletin ileri görüşlü, azimli bir başa ihtiyacı vardı. Tembel, zevk-u safaya ve içkiye çok düşkün olan Süleyman Çelebi bu hasletlerden mahrumdu.
Sayfa 27 - Ötüken Neşriyat
Murat Bey'in oğlu Savcı Bey 1373 yılında ayaklandı, babasının tahtına ortak çıktı. Bu ayaklanmada Savcı Bey yalnız değildi. Kendisiyle beraber Bizans İmparatorunun oğlu da babasına baş kaldırmıştı. İmparator V. Yoannes Paleologos, oğlu Prens Andronikus Paleolog'u Bizans tahtından mahrum etmişti. Buna kızan Prensle Savcı Bey birleştiler. Babalarından tahtları istiyorlardı. Murat Bey, iki gencin üzerine yürüdü. Yaptığı savaşta bunların kuvvetlerini dağıttı. İki delikanlı da bu mağlûbiyetten sonra Dimetoka kalesine sığındılar, fakat Murat Bey'e karşı fazla dayanamayarak, teslim oldular. Murat Bey, Andronikus Paleolog'u babasına teslim etti. İmparator, oğlunun gözüne mil çektirdi. Savcı Bey ise affedilmişti. Bursa Sancak Beyliğine tâyin olundu. Lâkin bir kere saltanatı kafasına koyduğu için daima fırsat bekliyordu. […] Nihayet Murat Bey'in seferde bulunmasından faydalanan Savcı Bey, hükümdarlığını ilân ediverdi. Hutbelerde adını okutmağa başladı. Bunu haber alan Murat Bey, süratle Bursa üzerine yürüdü. Savcı Bey, babasıyla Kete Ovasında yaptığı savaşı kaybederek esir düştü. Bu sefer Murat Bey, evvelâ oğlunun gözlerine mil çektirdi, sonra da öldürttü (1385).
Sayfa 19 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Dündar Bey kendisine nazaran çok genç, tecrübesiz ve bilgisiz yeğeninin reis olmasını hazmedemedi. Komşuları Bilecik ve Yarhisar tekfurlarıyla işbirliği yaptı. Tekfurlar Osman Beye pusu kurmuşlardı. Dündar'ın, yeğenine karşı kurulan pusudan haberi olduğu gibi, tuzağın muvaffak olması için bazı tedbirlere başvurduğu da iddia edilir. Osman Bey, tuzaktan, dostu Köse Mihal vasıtasıyla haberdar olmuş, hazırlıklı giderek tekfurları bertaraf etmiştir. […] Osman Bey, Köprühisar'a sefer açmak için kabile reislerini toplamış, onların reylerine başvurmuştu. Bu toplantıda bulunan amcası Dündar Bey bu sefere şiddetle itiraz etmiş, yeğenine karşı durmuştur. Bunu uygun bir firsat sayan Osman Bey attığı okla amcasını mecliste öldürmüştür.
Sayfa 18 - Ötüken Neşriyat
Osmanlı hanedanı arasında daha imparatorluğun kurucusu Osman Bey'den itibaren rekabetler başlamış, hattâ iktidara geçmek için Müslüman ve Hıristiyan hükümetlere bile başvurulmaktan çekinilmemiştir.
Sayfa 15 - Ötüken Neşriyat
Bu bir hırstı, mevki hırsı dediğimiz hırs! Hani şu insanları gaflete, dalâlete sevkeden hırs! Bütün hanedan erkeklerinin kalpleri taht-u saltanat için çarpıyor, onu elde etmek için, para harcamaktan, kan dökmekten, baş kesmekten geri kalmıyorlardı. Amma bu uğurda isterse babası, oğlu, kardeşi ve yanlarındaki binlerce insanın canına mal olsun, yeter ki, kellesini ortaya, koyduğu şu karşısında dikilen tahtlardan birisine otursun.
Sayfa 14 - Ötüken Neşriyat
"Birçok yerli ve yabancılar, padişahları, hafeminde bulunan yüzlerce cariye ile düşüp kalkmakla itham etmişlerdir. Bunların hiçbir suretle gerçekle ilgisi yoktur. Çünkü bu cariyelerin çoğu hizmetçidir."
Sayfa 50 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
"Bazı padişahların kadınlarını öldürttükleri de görülmektedir. Alderson'a göre Fatih Sultan Mehmed, kadınlarından İreni ve Anna'yı öldürtmüştür. Kanunî Sultan Süleyman, nöbetine gelmeyen ve izzet-i nefsiyle oynayan Gülfem Kadın'ı öldürttü, sonra da yarı kalan camiini yaptırttı."
Sayfa 115 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
179 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabında M.Çağatay Uluçay pek çok tarihçiden daha iyi bir iş çıkarmış. Kitabı çok beğendim. Yazarın başka kitaplarını da alacağım.
M. Çağatay Uluçay
M. Çağatay Uluçay
Haremden Mektuplar
Haremden Mektuplar
Haremden Mektuplar
Haremden MektuplarM. Çağatay Uluçay · Ötüken Yayınları · 201215 okunma
III. Selim Islahatları;
“…evvela ocağı düzenledi. Nizam-ı Cedit’i kurdu. Yeni fikirli istihdam ve topçular yetiştirmek için Muhendishane-i Berri-i Hümayun okulu açıldı. Bu okulda yabancı öğretmenler de vardı. Bu zamana kadar okullarda arapça ve farsça okutulurken, fransızca da büyük bir cesaret ile okula sokulmuştu. Avrupa’nın büyük devletlerine (Viyana, Berlin, Paris, Londra) daimi elçilikler açıldı. Böylece dünya politikasını yakınen bilmek istiyordu.”
Sayfa 187Kitabı okudu
“Osmanlı Tarihinin en korkunç asrı şüphesiz ki XVII.asırdır. Bu asır, Osmanlı tarihinde yalnız kanlı ihtilallerin çıkmasıyla değil, devletin ve milletin bir ölüm kalım savaşı yaptığı asırdır da.”
Sayfa 185Kitabı okudu
226 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.