Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Reklam
Atsız'ı sık ziyaret edenler arasında Yücel Hacaloğlu da vardır: "Liseyi bitirince 1955 yılında İstanbul'a gitmiştim. İlk ziyaret ettiğim kişi Atsız'dı... Atsız'la 1970 yılına kadar, en az haftada iki gün Süleymaniye Kütüphanesi'nde ve ayda bir iki defa da Maltepe'deki evinde buluşurduk. Bu buluşmalarda çeşitli kesimlerden gençler, üstat şahsiyetler, şairler, edipler bulunurdu. Orhan Şaik Gökyay'ı, Prof. Dr. Zeki Velidî Togan'ı, Dr. İzzeddin Şadan'ı, Tahsin Demiray'ı, Çağatay Uluçay'ı, Yılmaz Öztuna'yı, Prof. Dr. Osman Turan'ı, Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu'nu, Prof. Dr. Faruk Sümer'i, Prof. Dr. Mükrimin Halil Yınanç'ı, Prof. Dr. Abdülkadir İnan'ı, Nihad Sâmi Banarlı'yı, Mahir İz'i, Necip Fazıl'ı onun yanında görmüş ve tanımıştım." (Hacaloğlu; Körüklü-Yavan 2000: 163).
“Osmanlı haremi belki sıkıcı idi. Fakat bazı kadınlar oraya can atıyorlardı. Çünkü saray, yalnız sır, sessizlik, cilve ve içlilik yeri değil, aynı zamanda entrika, fırsat, lüks ve zenginlik yeri idi…”
Sayfa 249Kitabı okudu
“I. Ahmed’in kızı, yaşlı Fatma Sultan ile evlenen daha yaşlı Melek Ahmed Paşa gerdek gecesinde, sultan “otur!” demediğinden sabaha kadar ayakta beklemişti…”
Sayfa 168Kitabı okudu
“II. Abdülhamid’in hareminde birbirinden güzel üç genç kız vardı. Haremin üç güzeli güzellikleri derecesinde kıskanç kızlardı. Bu kızlardan birisi Abdülhamid’i öbürlerinden kıskandığından marangozhaneyi ateşe vermişti…”
Reklam
“Allah bol bol ihsan ettiği bu güzelliğe mukabil zeka bakımından hasis davranmıştı…”
Güzel gözlüm, fidan boylum, sözü tatlı gözü ahum, Bulunmaz vaslına fırsat benim pür-işve ceylânım.
Bir başka mektubunda, “mektubunuzu okuduğum da gözüm yaşı akdi şâdiden (sevinçten )” diyor. Kocası Sultana kavuşmak, yüzünü görmek arzusuyla geceleri uyumadığını ifade ile özlemini içten sözlerle dile getiriyor ve başka bir mektubunda “gecesini gündüzünü farketmeyen hasret deryasına garik , biçare , aşkınız ile mübtela, Ferhad ve Mecnun ’dan beter şeyda çakeriniz ” diyor. Hürrem , ilk yıllarında Türkçe ’yi bilmiyordu; herhalde kâtibi onun duygularını edebî bir dille yazıya geçiriyordu. Bu mektuplardaki, “vallah, dünyada hemen siz muradımsınız” gibi sözler, kuşkusuz Hürrem’in ağzındandır.
Hûrrem. kocasına mektuplarında “Canım paresi sultanım ”, "sevgili şahım ", “benim cân-ı azizim ", “benim yüzü Yusufum. Şekerim , latif nazeninim ”, “gözüm nuru sultanım " diye hitap ederdi.
226 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.