Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Artık yabancı mülkiyet duygusu oluşmuştur Hanside. Kavga döğüşten çekinir, çalma eylemine başvurarak değil de, bir başka yoldan istediği oyuncağı ele geçirmeye bakar. Ticari yetenekleri gelişmiştir, küreği satın alma yoluna gider. kürek için değiş tokuşa başvurur, küreğe bir karşılık ödeyerek bir vazgeçi örneği sergiler. Pazarlığa yanaşan Annchen de küreğini verip kovayı alır. Hansi, mutluluk içinde annesine gelerek şöyle der: Ben Annchen'e bir şey verdim mi, o da bana bir şey veriyor. Hansi'yi bu aşamaya çıkaran, önceki çalma eylemlerinden ötürü çarptırıldığı cezalar değil, daha çok, ilkin anlamadığı bir şeyi ussal gelişimiyle anlayacak duruma gelmesi ve belki çevresindekilerden gördüğü sevgi'dir.
Bir çocuk kasadan yirmi rappen değil de, evde kimse görmeksizin şekerlikten yirmi rappen tutarında şeker aşırıp yerse, bunun adı yalnız gizlice atıştırmaktır ve çocuğun annesi böyle bir şeye sinirlenmez pek. Ama Hansi kendisine şekerleme şöleni çekmek için kasadan yirmi rappen alıp giderse, anne onun bu edepsizliğini çalma diye görür, karakter gelişimindeki bir bozukluğun enikonu tehlikeli ve düşündürücü bir belirtisi sayar. Biz insanlar, para karşısında kendine özgü bir tutum takınırız. Para, bizler için mülkiyeti anlatan bir nesnedir. Parasal mülkiyet, adeta kutsanmış bir mülkiyettir, dolayısıyla, bu mülkiyete pek önem veririz. Para çalmak, rasgele bir öteberi çalmaktan daha ağır bir suç gelir bize.
Reklam
" Başkalarının çocuklarını yargılarken daha nesnel davranmak eğilimini duyuyoruz . "
Öte yandan, denevimlerimizle şunu da biliriz ki, küçük çocukların tümünde sevdikleri nesneyi çekip alma eğilimi yaşar, çevrelerinde buldukları nesnelerin kendilerinden bir başkasının olabileceğine ilişkin bir duygu ruhlarında henüz gelişmemiştir. Küçük çocuklara özgü ortak bir özelliktir bu.
1-3 YAŞLARI ARASINDAKİ ÇOCUKLARDA ÇALMA EYLEMLERİ Her küçük çocuk çalar gibi bir savı öne sürmem abartma sayılacak, sevimsiz bir gözle görülecektir. Küçük çocukların bütün yaptığı, evdekiler görmeden bir yiyecek alıp atıştırmaktır, diye karşılık verilecektir. Ne var ki, kimse görmeden yiyecek atıştırmalar da çalmadır, kimse görmeden başkasının olan nesneleri almaların tümü çalma kapsamına girer. Bunu şöyle de söyleyebiliriz: Kimse görmeden yiyecek atıştırmadan hırsızlıklar doğup gelişir. Orası öyle; bir küçük çocuğun, kimsenin evde kendisine dikkat etmediği bir anı kollayıp, şekerlikteki şekerleri yağmalamasına pek üzerinde durulacak kadar kötü bir davranış diye bakılmaz ve bu yüzden kızıp öfkelenmez anne. Hatta belki, bir an yokluğundan yararlanıp kendisine şekerleme şöleni çeken açıkgöz çocuğun yaptığına gülüp geçer. Ama bir koşu alışveriş için dışarı çıkmak isteyip, çocuğunu komşu kadına bıraktı da , çarşıdan döndüğünde komşusu ona gülümseyerek: Sizin yumurcak ne yapsa beğenirsiniz, Bayan Schäublin? Ben ortalığı süpürürken, sen git mutfağa, şeker kutusunu önüne çek, içinde ne kadar şeker varsa atıştır sözleriyle karşıladı mı, anne kızar. Yapılan şeyin yapılmaması gerektiği gibi bir duyguya kapılır. "
Reklam
Evlilik yaşamlarında bir uyuşmazlık bulunan anne ve babalar, "sorunlu" çocuklara gereksinim duyarlar, çünkü çocukların sorunlu oluşu söz konusu uyuşmazlığı pasif duruma getirir.
Sayfa 146Kitabı okudu
Bir çocuğu hastalık belirtilerinden kurtarmak istiyorsak, onun ruhuna inip içerisinde yaşadığı derinliği ele geçirmemiz gerekiyor; bu da henüz ussal nitelik kazanmamış, henüz sözcüklere dönüşmemiş sihirsel ve mantıköncesi dildir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Çocuklar üzerindeki edindiğim deneyimlerin ortaya koyduğuna göre, bütün komplikasyonlar kaynağını babadan değil, anneden almaktadır.
Sayfa 131Kitabı okudu
Daha küçük yaştaki hastalarla oynanacak oyunlarda şu amaçlar güdülür: 1.Çocuktaki hastalandırıcı çatışma ortaya çıkarılır. 2.Psikoterapik bir işlem uygulanır çatışma üzerinde; çatışma oyunlaştırılıp sahnelenir, eylemler yoluyla bir değişimden geçmesi ve sonunda çözülüp dağılması sağlanır. 3. Oyunlar aracılığıyla çocuğun daha yüceltilmiş içgüdü doyumlarına ulaşması sağlanır; bunun için çocuğun kendisiyle oynanır. Yine aynı yöntem izlenerek, yanlış yollara aktarılmış içgüdüsel istekler doğru yollara kanalize edilir, içgüdüsel istekleri evcillestirecek mekanizma harekete geçilir, yüceltmelerin yolu açılır. 4.Oyunlar, çocuğun yaşadığı ortamda değiştirilmesi gereken koşullara ilişkin bilgi verir; kimi çocuklar vardır ki, nevrotik belirtiler göstermelerinin tek nedeni içinde yaşadıkları ortam tarafından hastalığa sürüklenmiş olmalarıdır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Ancak yorumlara uzun süre tedavide başvurulmamalı, yorum tekniğinden ancak kaçınılmaz durumlarda yararlanmalı, çocuğa hiçbir yorumda bulunulmaması ilke olarak benimsenmelidir. Önemli olan, çocuğun yaşaması, yoksa ilk planda bir takım bilgiler öğrenmesi değildir.
Sayfa 104
Çocukların kimi vakit, daha ben kendilerine herhangi bir yorumda bulunmadan sadece oyunla sorunlarından kurtulduklarını, ruhsal bozukluklarının iyileştiği sık sık dikkatimi çekti.
Sayfa 102Kitabı okudu
Anna Freud'un uyguladığı normal bir oyun analizinde; 1. Psikoterapinin ilk evresinde güdülecek amaç, çocukta psikoterapiye karşı olumlu, aktif bir güven duygusunu sağlamaktır. 2.Çocuk hakkında bilgilerin, fark edilenlerin süzgeçten geçirilmesi ve zaman zaman bir yorum önerisiyle küçük hastanın gözü önüne serilmesi gerekir;bütün bu dışavurumlarla hangi içgüdüsel isteklere nasıl bir boşalım sağlanmak istendiği çocuğa anlatılır. 3.... daha işin başından başlayarak çocuğun anne babası ve öğretmeniyle bir bağlantı içerisinde bulunmaya çalışır.
Sayfa 100Kitabı okudu
Bir oyuncak ne denli ilkelse, o kadar elverişlidir. Oyuncağın çocuklardaki yaratıcı hayal gücünü elden geldiği kadar sınırlandırmaktan uzak nitelik taşıması gerekir.
Çocuklardaki psikosomatik rahatsızlıklar alanında uzmanlaşacak bir psikoterapist için gerekli ön koşul, onların dünyalarını yalnız içerik değil, biçim yönünden de belirleyen düşünüyü ve çocuk dünyası'nı elden geldiği kadar eksiksiz tanıyıp öğrenmektir.
308 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.