Mart Ayı Hikaye Etkinliği - Meral ve Tablosu (Lütfen sonuna kadar okur musunuz)
Meral kocasını hüzünlü gözlerle kapıda karşıladı. Meral: -Nerede kaldın Süleyman? Merak ettim. Adam hiddetle ve sinkaflı sözler eşliğinde, Süleyman: -Sana ne be kadın. Sana hesap mı vereceğim. Dedikten sonra bitkin bir halde olan karısına sert bir tokat nakşetmişti. Tokatın etkisiyle Meral duvara çarpmış sonrasında yere
Söyle Delâl Bir Yere Varmakta Ben Kadar Zorlanan Birini Tanıdın Mı ?
Tüy gibi hafif, berrak ve ele geçmez bir günde, güne hiç bir ağrım olmamasının mutluluğuyla başladım. Böyle güzel böyle duru günlerde daha fazla gitmek isteği duyarım. İçimden daha kalabalığım dışarda göründüğümden. Cümbür cemaat içimden gitmek isterim. Fiilen bir yere gitme imkanım olmadığında içimden düşerim yollara.Bu yüzden ben otogarlarda ve
Reklam
Böyle bizimkisi de ondan sebep; Her hikayenin bir sonu var yani, geldik bizim hikayenin de sonuna. Bazen gerçeklerden ne kadar korksanda onlardan ne kadar kaçmak istesen de zamanı belirsiz bir anı yüzüne tokat gibi çarpıyor bildiğin bütün gerçekleri.Umursamamak olan biteni; memleketi, dostları, öleni, düşeni yani hiç hiç umursamamak. Bakınca
İnsanlık
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği (Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.) (Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun. youtu.be/A3CK21RhynY )
Nasıl Bilirdiniz?
Kendimi, yaşarken hiç olmadığım kadar, canlı ve rahat hissediyorum. Üzerimden bütün yük kalkmış, Isaac Newton’un keşfettiği Yerçekimi Kanunu sanki hiç olmamış gibi. Biraz sonra bedenim cenaze aracına bindirilip camiye götürülecek ve benim de hayattayken asla göremeyeceğim insan davranışlarını yakından izleme şansım olacak. Evet, şu an cenaze
DÜŞ YALNIZI
#184918608 Kasım Ayı Öykü
Resul Bulama
Resul Bulama
'ya -Bu neyin nesi , pardon yanlış oldu , bu neyin y’si ? -Yalnızlığın y'si , yazmanın y'si , bir de soyadının işte gereksiz bir şey. ..... Böyle başlamamalıydı bir öykü aslında , fakat hep yazarımın suçu. Kendisi yalnızlığı bilmez
Reklam
20.03.2020 sabahı
Adada o kadar güzel gündoğumu manzaralarına şahit oluyorum ki kaçırmamak için uyuyamıyorum. Bu sabahta böyle oldu, kıbrıs saatiyle 6 dan beri (TR ile arada 1 saatlik fark var) sade Türk kahvemi yaptım, mavilikleri, göçmen kuşların dansını, doğayı, seyre daldım. Bu saatleri öyle seviyorum ki. Etrafta köpeğini gezdiren, yürüyüş yapan insanlar. Sanki her şey olması gerektiği gibi sessiz, sakin, derin bir huşu içinde hissediyorum.. ♡ ♡ Buraya kaydetmek istedim çünkü böyle sabahlar inanılmaz ilham veriyor ve motive edici oluyor özellikle de sosyal hayatın sıfıra inmiş olduğu bu günlerde belki bu yazıyı okuyanlara da bu his geçer. ☕🙂🦋🍃🕊
İyi ki doğdunnn!
soundcloud.com/aivu/fine-on-th... Bunu en başa koyuyorum ki senin hediyen bana diye :) Bu siteye ilk geldiğimde seni tanımamıştım daha. Geç de olsa tanıştım sonra. O güzel kalbinden bir parça ayırdın bana. Tuttum sakladım kıyamadım hiç bakmaya. Sen şu karanlık gökyüzünün en harika yıldızıydın benim için. Senin o
....YOUR LİFE YOUR WORLD YOUR RULES..
..............👤 MY 👤 TALK 👤 BOX👤............. 100/1️⃣0️⃣0️⃣ PROFİLLERDE “Paylaştığım alıntılar onlara katıldığım anlamına gelmemektedir.” ŞEKLİNDE bilgilendirme notlarına rast geliyorum. 🤔 O halde, alıntılarınızı yorumlayın yanlış tanınmak istemiyorsanız. Yorum alanı diye bir şey var çok şükür. Böylelikle sadece yazarlara hizmet etmemiş ve
arada uğrayıp bu repliği okurum, iyi gelir.
ama nasıl hissediyorum biliyor musun? şimdi böyle insanın hayatta güvendiği bazı şeyler vardır ya hani. başı sıkışınca falan... ne bileyim. mesela 155. bir şey olursa polis gelir. nedir, işte itfaiye. yangın çıkınca ararsın. bilirsin ki gelecek. asansörde kaldın diyafon var. basarsın birisiyle konuşursun. ne bileyim. o seni rahatlatır. panik butonları vardır. bir yerde kaldığın zaman basarsın. polis gelir yada birisi seninle konuşur. ne bileyim. rahatlatır en azından seni. şimdi nevra, bunların hiç birinin çalışmadığını düşünsene. bir şey geliyor başına 155'i arıyorsun bakan yok. yangın çıkmış itfaiyeyi arıyorsun gelen yok. asansörde diyafona bakıyorsun birisi seni duysun diye. panik butonu mesela orada duruyor öyle. basıyorsun. "kimse yok mu kimse yok mu? duyuyor musunuz beni?" diye bağırıyorsun ama hiç çıt yok. ya diyorsun ki arkadaş buna bir şey mi oldu ya. böyle bakıyosun. açıyosun duvardan bir ayırıyorsun onu. aa, ananı avradını! bağlantısı yok nevra. kablo yok. o duvarda öyle duran bir şeymiş. senin hayatın ona güvenmekle, inanmakla geçmiş. halbuki seni kazıklamak için koymuşlar onu oraya. sen ona güven diye. sen ona güven. başını kaldırmadan, soru sormadan, işine gücüne bak diye koymuşlar. sen de ona öyle salak gibi güvenmişsin. aslında güveneceğin hiç bir şey yokmuş. işte kendimi şimdi öyle hissediyorum. bir şeylere öyle haybeye inanmışım. o da çok boktan bir durum. o yüzden şimdi ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
235 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.