* Yazarımızı Ermiş ve Ermiş'in Bahçesi kitapları ile zaten tanımaktayız. Aslında Hristiyan olan Cibran, din üstü bir görüşe, Allah'ın kullarının birbirne eşit olduğunu ve her insanın özgürce yaşaması gerektiğini savunduğunu biliriz. Bu kitabında da mazlumun zalim karşısında boyun eğmemesi, insanın maddi çıkarlarından sıyrılarak aşk, sevgi, adalet, ruhun özgürlüğü gibi duyguların toplumda egemen olması üzerine dört adet birbirinden güzel hikayeye yer vermekte.
* Özellikle monarji ile yönetilen ülkelerde çokça karşımıza çikan toprak ağalarının ve manastırdaki rahiplerin hiçbir emek vermeden halktan beslenerek zenginleşmesi ve ezilen halkın fakir ve güçsüz düşmesi birinci ve en güzel hikayenin konusunu oluşturmaktadır. Manastırda doğruları haykıran bir çoban, idam edilecekken halkın kalbine taht kurmayı becerir. İnce Memet'e benzerliği çok dikkatimi çekti.
* Adaletsizce, sorgulamadan verilen üç ölüm kararının ardında nasıl gerçeklerin yattığını harika bir şekilde anlatan ikinci hikaye, 40 yaşında zengin bir adamla zorla evledirilen ancak daha sonra kitaplarından başka bir şeyi olmayan fakir sevgilisine kaçan 18 yaşında bir kızın hikayesi, son olarak iftira ve dedikodularla birbirini seven iki gencin acıklı sonları diğer üç hikayenin konusu.
* Toplumsal konulara çok güzel parmak basan, özgürlük, kadın hakları, zalime boyun eğmemek gibi bazılarını rahatsız etmesine rağmen cesurca haykıran yazarı rahmetle anıyorum.
Keyifli okumalar dilerim