Aren Özcan
@arenozcan
Okumaktan başka yapılacak işim, gidecek tek yerim yoktu, çünkü çevremde saygıya layık, beni kendine çekebilecek bir meşguliyet bulamıyordum.
İstanbul
Kadıköy
6 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
“İyi yaşamayı öğrenmek için kişinin iyi ölmeyi öğrenmesi gerekir.”
“Ondan vazgeçmeye istekli ve hazır olanlar dışında kimse hayatın gerçek tadını alamaz.”
Sayfa 88
İstemek, anlık tatmin, can sıkıntısı, sonra daha fazla şey istemek
Kierkegaard, çifte umutsuzluk adını verdiği şeyi yaşayan bazı insanları anlatır. Bu insanlar umutsuzdur ama umutsuz olduklarını fark edemeyecek kadar kendilerini aldatırlar. Demek istediğim şu: acılarımın çoğu, arzularımla hareket etmemin sonucunda ortaya çıkar ve sonra bu bir anlık tatminle mutlu olurum, kısa bir süre sonra bu tatmin can sıkıntısına dönüşür, derken bir arzu daha ortaya çıkar.
Sayfa 106
Okur Takip Önerileri
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?
...seni sevdiğimi ve aklımdan hiç çıkmadığını bilmeni istiyorum. Bir gün birini seni sevdiğim gibi sevebileceğime inanmıyorum.
(kusmalar)
(kusmalar)
Sayfa 50
Şimdi de kendi kendime şu lüzumsuz suali soruyorum: Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? Evet, hangisi daha iyi?
Sayfa 137
Şimdi sorarım size: Böyle garip nitelikleri olan insanoğlundan ne beklenebilir? Önüne dünya nimetlerinin hepsini serseniz, başı kaybolana, hatta su yüzüne ufak ufak kabarcıklar çıkana kadar saadet deryasına gömseniz, çalışmaya ihtiyacı olmayacak derecede refahını sağlasanız da, sırf ballı çörekler yiyip yan gelip yatması, bir de insan neslinin kurumaması için uğraşmasını sağlamak için iktisadi refaha kavuştursanız da, sırf nankörlüğü, küstahlığı yüzünden bir rezalet koparacaktır. Sırf müspet akla düşsel öğeler katabilmek için ballı çöreklerden, iktisadi refahından vazgeçip, kendisine en zararlı saçmalıkların peşinden koşar.
Sayfa 33
Bir defa, hatta bir de değil, iki defa, zorla âşık olmayı bile istedim. İnanın ıstırap bile çektim baylar. Ruhumun uzak bir köşesinde bu ıstıraba inançsızlık, alay kıvılcımları titreşiyordu ama yine de maddi bir ıstırap çekmeye devam ediyordum... Sebep hep can sıkıntısıydı baylar, hep can sıkıntısı; atalet beni eziyordu.
Sayfa 19
Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa...
Şüphesiz böyle bir duvarın hakkından gelmeye gücüm yetmezse boşu boşuna yırtınacak değilim, ama karşımda gücümün yetmediği bir taş duvar var diye büsbütün boyun eğmeye de razı olamam.
Sayfa 14
anlamak cehennemdir
ne kadar çok anladıysam, o kadar derine battım, sıkıştım kaldım içlerinde.
Sayfa 8
Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.
Sayfa 7
2 yüzyıldır değişmeyen tek şey
Zeki insanlar asla bir baltaya sap olamaz, olanlar yalnız aptallardır. Evet efendim on dokuzuncu yüzyıl adamı en başta karaktersiz olmalı, böyle olmaya manen mecburdur; karakter sahibi, çalışkan bir insansa oldukça dar kafalıdır.
Sayfa 5
184 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
