Ya bin yıl, ya bin asır sonra o gün gelecek. Koklarken küllerimi mezarımda bir böcek O kadar yanacak ki, bir yüksüklük toprağım, Yerden bir damar gibi kopup fışkıracağım! Ve birden bakacağım, her tarafım bitişmiş, Başım, toprak altında bir mâden gibi pişmiş. Nefesten daha ince bir ipek kumaş derim; Fosfordan daha parlak, ince uzun ellerim. Dalacağım kendimin hayran seyrine, Diyeceğim: Bu dönen şeyler eski yerine, Benim diye baktığım şeyler miydi bir zaman? ... Erişilmez fikir ki, düğüm düğüm dolaşık... Sarıldıkça boşanan yumak, çözülen demet; Başı görünmez hayâl, sonu gelmez nedamet...
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Şahı vurmuşlar gözler önünde Matem havası esti koca sokaklarda Nehir olur mu göz yaşından Kırk değil yüz asır geçse yine de nisyan olur mu ? Bir katre hûn yeter Koca cebelin kükremesi için Tanrı şahlandı, hemengîzden farkı yok volkan oldu İnler doldu bir anda Mekan izafiyeti yok oldu bir anda O ki izafiyeti mümkün kılınamayandir #Âdemîî
Reklam
Farkına varamadığınız, ancak hissettiğiniz, sizde insanca bir yan kaldığı sürece bir asır boyunca hissedeceğiniz şiire olan ihtiyaç.
Sayfa 64
Safeviler ve Şiî İran: Osmanlı Devleti'nin tarih sahnesinden çekilişine kadar dört asır boyunca devleti en çok meşgul eden meselelerden biri olmuştur.
Korkunç bir düşman
16. asır başlarında Osmanlı Devleti, öncekilerden çok daha büyük, çok daha tesirli, kökenleri İslâmiyet'in ilk devirlerine kadar uzanan, devleti asırlar boyunca meşgul edecek, bitmez tükenmez harplere sebep olacak korkunç bir düşmanla karşı karşıya kaldı. Bu azılı düşman, Şiîlik ve Râfızîlik belasıydı.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.