"Ben kuşlardan da küçüktüm bir gece vaktiydi. Aşk tuttu elimden benim. Geçtim düşler sokağından bir gece vaktiydi. Ceplerimde hacıyatmazlar." Feridun Düzağaç- Düşler Sokağı
Reklam
Başka bir yaşamda başka bir sonla…
şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
Attila İlhan
Attila İlhan
Reklam
Aşk piramiti kurulmalı... Varoluş gayemizi anlamak...
... Aşkın, önem ve öncelikler piramidi olması gerekmektedir. Bu piramit, kişinin kendisine soracağı şu sorular ve bunların cevaplarıyla belirlenebilir: İnsan en şiddetli aşkı neye duymalıdır? Aşk piramidinin tepesine koyulması gereken, soyut idealler mi, karşı cins mi, yoksa varoluş gayesi midir? Bir hedef uğruna ölünmesi icap etse, bu hedef ne olmalıdır? Soyut idealden sonra aşk şemsiyesi altında sırasıyla hangi sevgiler gelebilir? İnsan kendisine bu ve benzeri soruları sormadan aşk yaşarsa, bu aşk, içinde acı tohumlar barındıran mecazi bir boyutta kalır.
Flört konusunda ne bir batıl inancım, ne de bir ritüelim vardı. Bununla da övünmüyordum. Biriyle çıkmadan önce bir Capri Sun içmeye ya da yedi kere zıplamaya kendimi ikna etmeye gerek duymamamın gayet geçerli bir nedeni vardı zira. Kimseyle çıkmıyordum!
İnsanoğlu kapalı bir kutudur. Onu nasıl hangi elle hangi yürekle hangi niyetle açtığına bağlı olarak sana içindekileri verir. Sen nasıl açarsan ancak onu bulursun. Nasıl okursan öyle görürsün.
Huzur içinde kuru bir lokma kavga ve ziyafet dolu evden iyidir. Altın ocakta Gümüş potada arıtılır yüreği aratacak olansa Allah sevgisidir.
Reklam
Her şeyden haberi olan bugünün insanından kimsenin haberdar olmaması ne kötü! Dünya'yı tanıdığını iddia eden insanoğlunun üst kattaki komşusunu tanımaması ne ironi ve de ne büyük bir kabus.
Islığımı denesen hemen düşürsün Gözlerim hızlandırır tenhalığını Yanlış şehirlere götürür trenlerim Ya ölmek ustalığını kazanırsın Ya korku biriktirmek yetisini Acılarım iyice bol gelir sana Sevincim bir türlü tutmaz sevincini Aysel git başımdan ben sana göre değilim Ümitsizliğimi olsun anlasana Hem kötüyüm karanlığım Biraz çirkinim Sevindiğim anda sen üzülürsün Sonbahar uğultusu duymamişsın ki İçinden bir gemi kalkıp gitmemiş Uzak yalnızlık limanlarına Aykırı bir yolcuyum Dünya geniş Büyük bir kulak çınlıyor içimde Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş Sakın başka Bir şey getirme aklına Aysel git başımdan ben sana göre değilim Ölümüm birden olacak seziyorum Hem Kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Aysel git başımdan seni seviyorum.
Bilinmezliklere gebedir her kitap. Belki biraz ipucu verir size göz kırparak ama asıl muhabbeti sunmak ve macerayı yaşamak adına hep içine çekmeye çalışır kuytusuna yuvasına.
Kitaplar da sahiplerini özler. Kimi zaman bir kitap sahibini sahiplenir kimi zamansa sahip kitabını. Kitaplar sahiplerine aşık olur çoğu zaman da sahipler kitaplarına. Kitaplar kimin elindeyseler onun ruhuna sirayet ederler.
Sanma ey zâhid bizi kim âlem-i kesretteyiz Dâde-i cân ile bak kim yâr ile halvetteyiz Pîr aşkın dâmenini tutmuşuz biz sıdk ile Emrine râm olmuşuz hem cân ile hizmetteyiz Âşinâ-yı yâr olaldan âlem-i aşk içre biz Âh u zâr eğlencemizdir derd ile ülfetteyiz Geçmişiz havf u recâdan aşka çün dûş olmuşuz Yâr u ağyârı bir ettik şimdi biz vahdetteyiz Halk içinde gerçi menfûruz Sezâyî gam değil Çünkü şâh-ı aşka mensûp olmuşuz rağbetteyiz
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.