+420
"Bazen konuşamazdım gözlerini düşünür dururdum. Sanki ikimiz kalırdık dünyada evrenin saatleri başı boş bırakması kadar saçma olaylar olurdu etrafta ama bizim ruhumuz duymazdı. Bir deniz kenarında bir sahil kasabasında kaybederdik kendimizi ama inatla bakışmaya devam ederdik. Sanki kelimeler yetmezdi konuşmaya harfler hiç yokmuşcasına ortadan kaybolur bizde öylece oturur kalırdık. Ama bilirdik bir yerlerde sevgimiz biriktirdiğimiz bir aşk vardı. Konuşamadıklarımız öyle ağır gelirdi ki bize ağlardık. Işıklar yağmur gibi yağardı üstümüze biz karanlıklar altında kalır bir yorgana sığınırdık. Farklı limanlar arıyorduk belki ama deniz hep aynı denizdi... ' -Hacere Nur Altay ( Şimdi farklı yollarda)
Rumi ahenkli bir sesle katıldı: "Ve O aynı zamanda bilinmek ister. Bu sebepten temkinli, dengeli ve ölçülü olmak ve daima ayık durmak, sarhoş dolaşmaya yeğdir. Sufinin gönlü hep uyanıktır.
Reklam
Ortaya karışık:)))
___________________________________ Erkekler davrandıkları gibi, kadınlarsa göründükleri gibidirler. Erkekler kadınları seyrederler. Kadınlarsa seyredilişlerini seyrederler. Bu durum, yalnız erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkileri değil, kadınların kendileriyle ilişkilerini de belirler. Kadının içindeki gözlemci erkek,
312 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Aşk acısından kaç kere ölür, ilk aşkın büyüsü ile kaç kere doğar insan? Merhaba dostlar. Mayıs ayına
Ramis Çınar
Ramis Çınar
'ın yazmış olduğu oldukça duygu dolu insanı hüzünlendiren bazen de kızdıran bir ayrılık hikayesi olan
Sensizliğimin Şarkısı
Sensizliğimin Şarkısı
ile veda ediyorum. Sade ve akıcı bir dille yazılmış, karakterin yaşamını anlattığı okuması keyifli bir olan kitabın en sevdiğim yanı ara ara geçmişe yolculuk yapmaktı. Zamanlar birbiri ile asla karışmamış güzel bir uyum içinde yazılmış. Ara ara balkan göçmenlerinin yaşamlarından ve samimiyetlerinden bahsetmesi ayrı bir tat katmış hikayeye. Hikâyenin konusuna gelirsem; Kemal, Kosovalıdır. Çorlu'da büyümüştür. İstanbul'a okumak ve yaşamak hayali vardır. Geleceğe dair hayaller kurarken aşk kapısını çalar. Hem de öyle büyük bir aşk ki yakıp kavurur yüreğini. Hem üniversiteye hazırlanıyor hemde kim olduğunu bilmediği (mariya ismini vermiş) kıza özlem duyuyordu. Okul tiyatrosunun oratoryasında görevliydi. Ve hiç beklemediği anda Mariya'sını görür. Yine aynı heyecan sarar vücudunu. Tanışmaları ile adının Beyza olduğunu öğrenir ve sevgili olurlar. Ama Beyza'nın kısa süre sonra terketmesi ile aşkı ve acısı ile yalnız kalır Kemal. Üniversite, iş, evlilik ve İstanbul unutturamamıştır yüreğindeki aşkı. Kendisi gibi göçmen olan eşi Sevim ile huzurlu bir evlilikleri vardır ama kalbi hep Beyza'dadır. İşe gittiği bir gün yolda görür tesadüfen. Ve işler farklı boyutlara evrilir. Peki Kemal Bayza'yı görünce ne yaptı? Beyza Kemal'e nasıl tepki verdi? Sevim ne olacaktı bu ikilinin karşısında? Eşi ve eski unutulmaz aşkı arasında kalan bir adam ne yapmalıydı?
Sensizliğimin Şarkısı
Sensizliğimin ŞarkısıRamis Çınar · Müptela Yayınları · 202315 okunma
Aşk tesadüfen ibaret değildir. pekala oradan başlayabilir ama bununla yetinmez; bu onu başlı başına bir şey yapmaya kafi gelmez. İnsan hep aynı hatayı yapar. Anlamadığı her şeye tesadüf der, bilincinde olmadığı şeyleri kader zanneder. Durmadan benzerini yaşadığı hikayeler, neden orada durduklarını idrak edemediği için tosladığı duvarlar, hep başa dönen yollar, kronik hastalıklar. Bunların toplamı kadar etmez, onlara müşrik bulunmadigi sürece maruz kalınacak yinelemeler demek daha isabetli olur.
Mustafa Kemal'in salih bozoka yazdığı mektuptan..
“Yeni evlenen bir zatın gönlü hayat, aşk ve saadet hisleriyle doludur. Bu en kıymetli zamandır. İnsanlar hayatında bu nurlu ve sevinçli dakikaları ölünceye kadar hep aynı suretle mütehassis olarak, pek mühim ve hayatı için tarihi bir hadi­se olarak yâd eder ve hatırlar. Sen bunu kendinden bilirsin. Ben bunu tecrübe etmedim. Fakat az çok hayatı ve insanları tahlil ettiğim için bu neticeyi buldum. Bir Fransız şairi ha­yatı şöyle niteliyor: La vie est breve, (Hayat kısa,) Un peu de reve, (Biraz hayal,) Un peu damour, (Biraz aşk,) Etpuis bonjour... (Ve sonra merhaba...) La vie est vaine, (Hayat boş,) Un peu de peine, (Biraz öfke,) Un peu despoir, (Biraz umut,) Etpuis bonsoir... (Ve sonra hoşça kal...) Salih, bunları ezberle. Ve sen hayatı nasıl anladınsa ona göre bunlardan birini benimse...”
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.