Mükemmel anlatmış gerçekten
Aşk mutlak çekicilik denen bir şey yayıyor, daha doğrusu ortaya çıkarıyor. Sevdiğin insanın hiçbir şeyini aptalca bulmuyorsun. Başının her hareketi, sesinin her tonu, her gülüşü, hırıltısı, burun çekişi cennetten bir manzara kadar değerli ve anlamlı.
Don Juan her boşalma sonrası büyünün bozulmasında mutlak şarhoşluğunu kaybeder... Don Juancılık, Dionys'in ifade ettiği "dünya, bendeki sevme ihtiyacını doyurabilecek hiçbir şey barındırmaz" biçimindeki trajik tespitin bir yaşama biçimidir.
Reklam
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Ruhunuza, hayatınıza, tüm benliğinize dokunacak o kitap!
"Nereye aitsiniz?" İki kelime ile alıp bambaşka diyarlara götüren bir soru değil mi? Doğduğunuz yere mi yoksa bir filmde de dediği gibi "zamanı durdurmak istediğiniz yere" mi? Çoğumuz bir kelebeğin kozasından çıkma mücadelesi verirken cevaplamak zor olsa gerek... Belki de yalnızca kendine ait insan, belki toprağa. Ama öyle ya
Leyla'nın Evi
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200628.7k okunma
"Yapabileceğiniz en büyük fedakarlık; bir şey uğruna yaşamak, onun benliğinizi tüketmesine izin vermekti. Ölüm unutulurdu; yaşamak ise mutlak olan şeydi, var olan en sert gerçekti."
Sayfa 150
Çoğu insan, yapabileceği en büyük fedakarlığın bir şey uğruna ölmek olduğunu düşünürdü. Yanılıyorlardı. Yapabileceğiniz en büyük fedakarlık; bir şey uğruna yaşamak, onun benliğinizi tüketmesine ve sizi hiç tanımadığınız bir hale dönüştürmesine izin vermekti. Ölüm unutulurdu; yaşamak ise mutlak olan şeydi, var olan en sert gerçekti.
Sayfa 149Kitabı okudu
Aşk
Aşk Ölüme varan bir yolculukta Hatırada kalan tek manzaradır. Birer birer yaşanan ve birer birer tükenen aşklar aslında büyük harfle başlayan Aşk’ın paydasına yazılırlar fakat bu bölme işlemi asla sonuçlanmaz. Matematiğin asla çözemeyeceği bir problem, mantığın simgeleştiremediği bir dildir. Aşk yalnızca sanatın atardamarıdır ki henüz
Reklam
Çoğu insan, yapabileceği en büyük fedakârlığın bir şey uğruna ölmek olduğunu düşünürdü. Yanılıyorlardı. Yapabileceğiniz en büyük fedakârlık; bir şey uğruna yaşamak, onun benliğinizi tüketmesine ve sizi hiç tanımadığınız bir hale dönüştürmesine izin vermekti. Ölüm unutulurdu; yaşamak ise mutlak olan şeydi, var olan en sert gerçekti.
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Ruh Adam'da Dil ve Şiir: Ruh tahlillerinin ve bir psikolojik romanın bu kadar akıcı ve anlaşılır bir dille yazılmış olması, bana öyle geliyor ki, sadece Atsız nesrinin başarabileceği bir iştir. Eserde evet, işmizaz, muhayyele, muhassala, istihfaf, ihfâ, garâmî, cemad, tarziye gibi bugün artık seyrek kullanılan, gençler tarafından pek
"Eğer bir ilahi ilkeye inanacaksak, onun mutlak aşk, bilgelik ve birlik olduğu gibi, mutlak uyum, mantık ve adalet olduğuna da inanmak isteriz, ister zengin ve mutlu bir insan, ister bunu hak edecek hiçbir şey yapmamış olduğu halde doğumdan ölüme sefalet içinde yaşayan bir insan olsun, her canı çok kısa denebilecek bir süre için yaratan bir Tanrı, bir Tanrı'dan daha çok duyarsız bir canavara benziyor."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.