"Onun yapılacak daha önemli işleri vardı. Kitap okumak gibi... Müzik dinlemek ve bağıra bağıra eşlik etmek gibi. Her gün iki saatini mutlaka okumaya ayırırdı çünkü ... çünkü kitap beynin gıdasıydı. Mutlaka müzik dinlerdi... Müzik de ruhun besiniydi ve biraz da annesi ... çünkü... işte o da ömrün tek gerçeğiydi. Varoluş mucizesi."
Sevdiğim kız saçlarını sallayıp yanımdan geçsin diye, yollarını değiştiren bir insandım ben. Attığım taş on ikiden vursun diye, taştan önce koşup hedefin yerini değiştiren sadık ve fedakâr arkadaşlarım vardı hayatımda.
Oyunun içinde bir oyuncak olduğumu anladığım gün, işler içinden çıkılamayacak kadar karışık ve arkadaşlarım sayesinde belki de daha eğlenceli olmaya başlıyordu.
Biz bir ekiptik...
… ve ekip olmak, birlik, beraberlik demekti.
Bu yüzden, ölümüne dost, kanka, moruk, orti, çete, hafız, hacı ve daha ne türlü slogan varsa hepsiydik.
Ha bir de sağlam âşık.
Çok tatlı bir aşk hikayesi ve gizem barındıran güzel bir kitap. Karakterlerin arkadaşlıklarına bayıldım. Özellikle Şinasi mükemmel bir karakterdi. Yoğun zamanlarda veya reading slump için aranan çerezlik kitap önerisi olabilecek aşırı eğlenceli ve sürükleyici bir kitap. Sonu öyle bir yerde bitiyor ki devamı nasıl olacak merakıyla ikinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum. Yazarından dolayı önyargılı olmanızı istemem. Okumanızı önerebileceğim kitaplardan.