130 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
“Gösteri” @draculvx kaleminden müthiş bir modernist hikaye okudum. İnsanın yalnızlaşmasını, toplumdan soyutlanmasını ve bu dışlanmışlığın getirdiği karanlık sonu çarpıcı bir biçimde anlatmış yazarımız. Başkahraman ve diğer kahramanlar büyük harflerle isimlendirilmiş.,Başkahramanımız Bay S. insanlara karşı büyük bir öfke duyan bir müzisyendir.
Gösteri
GösteriFırat Serin · Siyah Beyaz Yayınları · 202410 okunma
Emma’nın aşklarını şöyle bir özetleyelim:
1) Okullu bir kızken müzik öğretmenine âşık olmuş olabilir; çünkü bu müzik öğretmeni, kitabın geriye dönüşlü paragraflarından birinde, elinde keman kutusuyla geçecektir. 2) Charles’ın genç karısı konumundayken (başında âşık değildir Charles’a) Leon Dupis adında bir noter kâtibiyle, teknik açıdan platonik denebilecek bir aşk ilişkisi yaşar. 3) İlk ‘serüven’i, yörenin toprak ağası Rodolphe Boulanger iledir. 4) Bu serüvenin tam ortasında, Rodolphe, Emma'nın ulaşmaya çalıştığı romantik idealden çok daha kaba bir herif çıktığı için, Emma düşlerindeki erkeği kocasında bulmaya kalkışır; onu büyük bir hekim olarak görmeye çalışır, sevecenlik ve geçici bir gururla dolu kısa bir süre yaşanır. 5) Zavallı Charles ahırda çalışan zavallı yamağın yumru ayağını ameliyat edeyim derken her şeyi yüzüne gözüne bulaştırınca —kitabın en güzel bölümlerinden biri— Emma eskisinden daha da büyük bir tutkuyla Rodolphe’a döner.
Reklam
Rusya değişiyordu ve değiştiği için kendinden nefret ediyordu. Rusya hakkında "Hantal Moğol" diye yazmıştı Marx. Sovyet uygarlığı... Telaşla onun izlerini kayda geçiriyorum. Tanıdık yüzler. Sosyalizm hakkında soru sormuyorum; aşk, kıskançlık, çocukluk, yaşlılık hakkında soruyorum. Müzik, danslar, saç kesimleri. Kaybolan hayatın bin bir ayrıntısı. Felaketi alışılmış olanın çerçevesinde tutmanın ve bir şeyler anlatmayı denemenin tek yolu bu. Bir şeyleri tahmin etmenin. Sıradan insan hayatının ne kadar ilginç olduğuna şaşmaktan bıkmıyorum. Sonsuz miktarda insani doğru var... Tarih sadece olgularla ilgilenir, duygular güverteye alınmaz. Onlar tarihe de alınmaz. Ben zaten dünyaya insancıl bakıyorum, tarihçi olarak değil. İnsan şaşırtıyor beni...
·
Puan vermedi
"Siyabend u Xece" destanı, Kürt halk edebiyatının önemli eserlerinden biridir ve genellikle sözlü gelenekte aktarılan bir aşk hikayesidir. Bu destan, Siyabend ve Xece adlı iki sevgilinin dramatik ve trajik aşk öyküsünü anlatır. İncelememizde, destanın ana temalarını, karakterlerini, anlatım tarzını ve toplumsal bağlamını ele
Siyabend û Xecê
Siyabend û XecêSiyabedov Semend · Hivda Yayınları · 20061 okunma
Melon şapka’nın anlambilimsel ırmağı
Bir, unutulmuş bir büyükbabayı, küçük bir Bohemya kentinin on dokuzuncu yüzyıldaki valilerinden birini belli belirsiz hatırlatan eşya. İki, Sabina’nın babasından kalan anı. Cenazeden sonra erkek kardeşi ana-babanın tüm mülküne el koymuş, Sabina ise hakları için didişmeyi küçüklük sayıp reddederek, alaylı bir sesle miras olarak bir tek melon
bu adam aşk için yaratılmış sanki
“Çiçekler üzerlerinde parladığı için güneşe, ıslandığı için yağmura teşekkür etmezler. Beni tanıdığın için başına ne geldiyse vermek her zaman senin elindeydi. Ne kadar muhteşem olduğunu anlamak için biraz sevgiye ihtiyacın olduğunu düşünüyorum. Ben yokken bile muhteşem olmaya devam edeceksin.” “Bak,” derken boğazım düğümlenip yaşlar gözlerimden akmıştı. Dante ile kalan zamanımın ağlayarak lekelenmesini istemiyordum. “Her zaman doğru olanı söylüyorsun. Bunu nasıl beceriyorsun?" Gülümsemesi dolgun dudaklarının etrafında sadece bir öneri, bir ima ve aynı anda bir sırdı. Samimi ve küçüktü bu, diğer herkes­le paylaştığı her zamanki dolgun gülümsemesi değildi. Bu sadece benim içindi. “Bazı insanların hobileri var; sanat, müzik, spor yapmak. Be­nimki de seni öğrenmek.”
Sayfa 241 - Elena & DanteKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.