Aşkların bedeli kanla ödenirmiş.Fellah oğlu Kemal ve fabrika kızı Güllü.. İnsanlar sevdiklerine aşka inanmayanlar yüzünden kavuşamazmış. Serinin birinci kitabı bir kez daha bunu gösterdi.
Para denilen şey hangi duygudan daha büyük olabilir? Bu soruyu Güllü'nün babası Cemşir' e, emmisi Reşit'e, abisi Hamza'ya ve Çiftlik sahibi Muzaffer Bey'in yeğeni Zaloğlu Ramazan'a sormak lazım. Aşkı, satın alacak para var mı bu dünyada?
Kemal'in ölümü zavallı anası Meryem'i ve onu karşılıksız seven Yaşlı Dakur'un kızı Fattum'u en büyük hayal kırıklığına uğratıp üzüntüye boğacaktır. Aşkta sadece sevenler değil analar da acı çeker. Ve en büyük acıları evlatlarının ölümü olur.
Muzaffer Bey ise toplumun modernleşme çabaları icinde gericiliğe savaş açmış ve küçük dağları ben yarattım edasıyla gününü gün ederken bütün bu olanlardan habersiz hayatına devam etmektedir. Onun tek gündemi siyaset ve kadınlardır.
1950'lerin toplumunu en güzel şekilde anlatan bir başyapıt olan Hanımın Çiftliği serisinin ilk kitabını okumak güzel bir edebi zevkti adeta.
Sırada ikinci ve üçüncü kitap var.nasipse..
Okuyalım.... Okutalım...