"Hayaller tıpkı gölgeler gibi, onları kafese koyamazsın, sürekli dans etmek isteyen ele avuca sığmaz şeyler."
Sayfa 73
Bay Harrison kesinlikle diğer insanlardan farklıydı ve herkesin bildiği gibi bu, kaçık bir insanın en temel özelliğiydi.
Sayfa 11 - Koridor
Önsözden
İntikam almak bireyseldir, cezalandırmak Tanrı'nın işidir.
Sayfa 19 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Ama bu ölüler nasıl bir görüntüyle geri dönecekler? Eksik ve sakatlanmış bedenlerinde neyi muhafaza edecekler? Neyi seçecekler? Hayalet başı mı, yoksa hayalet gövdesi mi?
(Giyotinle idam edilip hayalet olanlar hakkında)
Sayfa 63Kitabı okudu
Ya da başıma inen darbenin ardından kendimi karanlığın ortasındaki düz ve ıslak yüzeyde sürünürken ve yuvarlanan bir baş gibi taklalar atarak düşerken bulacağım. Sanırım sert bir rüzgarla savrularak sağda solda yuvarlanan başka kafalara çarpacağım.
(Giyotinle idam sonrası hakkında)
Sayfa 63Kitabı okudu
Dorian, "Bana öyle geliyor ki bizim sevmekten başka bir şey yaptığımız yok!" diye mırıldandı.
Düşes, yapmacık bir üzgünlükle, "Ah! Öyleyse sizler hiç gerçekten sevmiyorsunuz, Bay Gray!" dedi.
Sayfa 238Kitabı okudu
"Kusursuz olsaydı, sevmezdiniz onu, hanımefendiciğim. Kadınlar bizi kusurlarımızdan dolayı severler. Yeterince kusurumuz varsa her şeyimizi hoş görürler."
"Elbette doğru, Lort Henry. Biz kadınlar sizleri kusurlarınızdan dolayı sevmesek haliniz nice olur! Hepiniz zavallı birer bekar olarak kalırsınız."
Sayfa 214Kitabı okudu
"Navarreli Margarita gibi siz de kocalarınızın kalplerini mumyalayıp kemerinize mi asıyorsunuz?" diye sordum. "Hayır, çünkü hiçbirinin kalbi yoktu," dedi.
Sayfa 212Kitabı okudu
"... Geçmişin güzelliği geçmiş olmasındandır."
Sayfa 129Kitabı okudu
"Yaşamım ne acı! Bunu bir kitapta okusaydım, ağlardım sanıyorum, Harry. Şimdi gerçekten oldu ya, hem de benim başıma geldi, nedense, insanı gözyaşı dökemeyecek kadar şaşırtıyor."
Sayfa 126Kitabı okudu
"Demek Sybl Vane'i ben öldürdüm... Öyleyken gene de güller eskisi gibi güzel. Bahçede kuşlar gene eskisi gibi sevinçle ötüyorlar. Ben de bu gece seninle yemek yiyeceğim, operaya gideceğim, sonra da bir yerde çorba içeceğim, sanırım."
Sayfa 126Kitabı okudu
... pek eski kafalı kimselerdi, gereksiz şeylerin bizim için tek gerekli şeyler haline geldiği bir çağda yaşadığımızı anlayamıyorlardı.
Sayfa 120Kitabı okudu
Lort Henry, omuz silkerek, "Her şeyi sevebilirim, acıyı sevemem," dedi. "Bir bunu sevemem. Çirkin, korkunç, iğrenç bir şey. Çağımızın acıyı sevmesi korkunç bir hastalık. İnsan rengi sever, güzelliği sever, yaşama sevincini sever. Hayatın acılarını ne kadar az konuşursak o kadar iyi ederiz."
Sayfa 55Kitabı okudu
For a moment Anne's heart fluttered queerly and for the first time her eyes faltered under Gilbert's gaze and a rosy flush stained the paleness of her face. It was as if a veil that had hung before her inner consciousness had been lifted, giving to her view a revelation of unsuspected feelings and realities. Perhaps, after all, romance did not come into one's life with pomp and blare, like a gay knight riding down; perhaps it crept to one's side like an
old friend through quiet ways; perhaps it revealed itself in seeming prose, until some sudden shaft of illumination flung athwart its pages betrayed the rhythm and the music, perhaps... perhaps... love unfolded naturally out of a beautiful friendship, as a golden-hearted rose slipping from its green sheath.
Sayfa 247
