“Özgürlükleri savunmayanların ödedikleri bedel ağırdır.”
“İnsanoğlu kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez.”
Okur Takip Önerileri
“Yağma yüzeye yakın ve hızlı hareket ediyordu. İleride mor renkli bir bulanıklık olduğunu gördüm. Yaklaştıkça bunun geniş bir okyanus olduğunu anladım. Rusthas üzerindeki her şey gibi gizem dolu olan okyanusun üzerine mavi lekeler vuruyordu. Dikkatle baktığımda bunların atlas kolonlarının yansımaları olduğunu gördüm.”
“Rusthas, üzerindeki şehirler haricinde tamamen çölden oluşan bir gezegendi. Çatlamış toprak, sert kayalardan oluşmuş devasa kızıl dağlar ve gökyüzünde tek bir bulutun olmayışı sanki yüzlerce yıldır buraya tek bir damla yağmur yağmadığını anlatıyor gibiydi. Bitki çeşitliliği o kadar azdı ki sadece şurada burada görünen çalı tipi bitkiler ve iskeletin parmakları gibi dallara sahip ağaçlar vardı ama tahmin edeceğiniz gibi hiçbirinin tek yaprağı bile yoktu. Hepsinin kökleri sert kızıl toprağı delerek yüzeye çıkmış ve birer yılan gibi kızıl toprak boyunca uzanmıştı. Rusthas bu harap haliyle bana Kathras’ı andırıyordu ama aralarındaki tek fark burasının hâlâ kendi güneşinden faydalanabiliyor olmasıydı.”
Sayfa 201Kitabı okudu
“Rastgele üst üste yığılan bilinçleri alınmış dev cesetler küçük gri bir tepe oluşturmuştu. Kalın kollar, geniş bacaklar ve göz bebekleri yukarı kaçmış yarım açık gözler vardı. İstifçiler hiç beklemeden ellerindeki büyük meşaleleri öbeğin üzerine attı. Yağlı Titan bedenleri müthiş bir hızla tutuştu ve mavi alevler metrelerce yukarı yükseldi. Sırada bekleyen diğer Titanlar yükselen alevleri görünce rahatlamışa benziyorlardı. Bir süre sessizce bu manzarayı izledik.”
Sayfa 196Kitabı okudu
“Lord Wosslonis sanki ben açıp okuyabildiği bir kitapmışım gibi simsiyah gözleriyle içime baktı.”
“Akrep dediğimi yapınca gürültü bir anda arttı. Kalın ve gür Titan çığlıkları, devrilen Contra’ların sesleri ve tepemizde uçuşan kocaman Titan gemilerinin gürültüleri birbirine karışıyordu. Tüm bunlara ek olarak derinlerden bir yerden gelen gümbürtü sesleri. Sesler sanki bir noktadan başlıyor ve artarak tüm gezegene yayılıyor gibiydi. Ne zaman yeni bir gümbürtü patlasa ellerimle kulaklarımı kapatıyordum. Çünkü ses o kadar güçlüydü ki sanki kulaklarımdan göğsümün içine kadar tüm vücudumu dolduruyordu.”
