Sanayi devrimi ile başlayan fabrikasyon üretim, her tür eşyanın akıl almaz biçimde çeşitlenerek insanoğlunu kuşatmasıyla neticelendi. Çağdaş insan bir bakıma "eşyanın esiri"dir. "İhtiyaç"lar sunî olarak "çoğaltılmış" tır. Yatağından uykulu kalkan her fert önce akıllı telefonuna bakarak rakamların büyüsüne tabi olur.
Reklam
2- ... iyilik(leri) yapma ve (haramlardan sakınma vasfı olan) takva üzere yardımlaşın. (Zulüm yapmak gibi) günah (yolunda) ve (intikamda) haddi aşmak üzere yardımlaşmayın. (Koyduğu sımırları aşma husûsunda) Allah'tan hakkıyla sakının. Şüphesiz ki Allah, (emrine isyan edenlere karşı) azab (ve intikām)ı çok şiddetli olan Záťt'tır
Sayfa 105 - el-MÂIDE SÛRE-İ CELÎLESİKitabı okudu
İbrahim
içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim Güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı İbrahim güneşi evime sokan kim Asma bahçelerinde dolaşan güzelleri buhtunnasır put yaptı ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı İbrahim gönlümü put sanıp kıran kim”
Asaf Hâlet Çelebi
Asaf Hâlet Çelebi
Aşırı sinir aşırı gerginlik içerir
Bir usta bir taşın mücevher mi kömür mü olduğunu anlayabilirmi soruna saatlerce dil döküp ikna ettiğim vatandaş ben bu mesleğimi 21 yıldır yapıyor gelecek nesile şef,şef yardımcısı usta yetiştiriyorum.aldığınız ürün kusurlu olabilir bu size mesleğime yetiştirdiğim yarınlara küfür,hakaret etme imkanı vermez.bir işletmenin ve o işletmede
İnsanlardan nefret ettiğin anlamına gelmez bu, ne diye onlardan nefret edesin ki? Ne diye kendinden nefret edesin ki? Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi; keşke hayvanlar aleminden çıkıp açılan o birkaç gülünç adımın bedeli, sözcüklerin, büyük tasarıların, büyük atılımların o dinmek bilmeyen hazımsızlığı olmasaydı! Karşı karşıya getirilebilen başparmaklara, iki ayak üstünde duruşa, omuzlar üzerinde başın yarım dönüşüne fazla ağır bir bedel bu. Yaşam denen bu kazan, bu fırın, bu ızgara, bu milyarlarca uyarı, kışkırtma, tembih, coşkunluk, bu bitmek bilmeyen baskı ortamı, bu sonsuz üretme, ezme, yutma, engelleri aşma, durmadan ve yeniden baştan başlama makinesi, senin değersiz varoluşunun her gününü, her saatini yönetmek isteyen bu yumuşak dehşet.
Reklam
"Simgecilik ve Ölümsüzlük"
Sonbahar sonlarında bir gün, atölyede "Simgecilik ve Ölümsüzlük" başlıklı konuşmamı okudum. Topluluğun bir kısmı aşağıda oturmuştu, bir kısmı yukarıdan, asma katın zeminine uzanmış ve kenarlarından kafalarını uzatmış bir halde dinliyorlardı. Konuşma algılarımızın öznel olduğu, duyduğumuz seslerin ve doğadaki renklerin ses ve ışık dalgalarının nesnel titreşimin- den başka bir şey olmadığı fikrine dayanıyordu. Konuşmada bu öznelliğin tek bir insana has özellik olmadığı, kişisel olmayan, türsel bir nitelik olduğu, bunun insan dünyasının, insan türünün öznelliği olduğu fikri savunuluyordu. Konuşmada ölen her kişilikten geriye, kişinin yaşarken topladığı ve insanlığın varolma tarihine kattığı bu ölmeyen, türsel bir öznellik payının kaldığını öne sürüyordum. Konuşmanın başlıca hedefi, ruhun bu aşırı öznel ve evrensel köşesinin ya da parçasının sanatın belki de ezeli hareket alanı ve başlıca içeriği olduğu varsayımını ortaya koymaktı.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Ey ruhum, üstüne bütün güneşleri, bütün geceleri, bütün susmaları ve bütün özlemleri döktüm. Böylece seni bir asma gibi büyüttüm...
Bu hal, bir tür ters/ten ütopya örneği olarak okunabilir. Ütopyalarını terk etmiş bir etkin ve seçkinler kitlesinin gelecek tasavvurunun travma durumunun yansımasıdır. Gönüllü olarak özgürlüklerinin, gelecek umudunun gasp edilmesi hali. Geleceğini özgürlüklerin gasbında, toplumunun geri götürülmesinde arayan bir seçkinci psikoloji ile karşı karşıyayız. Bu karamsar hal belli kesimleri çok saldırgan yapabilir. Toplum psikolojisi açısından son derece tehlikeli bir durum. Diğer tarafta geçen yazıda değindiğim modern toplumlara özgü ters/ten ütopya örneği olarak insanların muhayyel gelecek vaatleri adına özgürlüklerinden, haklarından vazgeçmeye ikna ediliş süreci gittikçe toplumun geniş kesimlerinde içselleştiriliyor. Söz konusu olan modernitenin toplumların gelecek tasavvurunu tüketmesinden daha vahim bir durum söz konusu. Postmodernitenin bu bunalımı aşma çabasının güdüklüğü bir yana bu ülkenin kültüründe, ait olduğu medeniyetin, Müslüman bilincinin bunalımı aşma imkanlarını yepyeni umut olarak taşınması gerekirken, bu kaynakların tüketilmesi geleceğin karartılmasından başka bir şey değil.
Bir sabah uyan ve artık bundan sonrası farklı olacak de . Olaylar değil , sen farklı olacaksın artık. Sen farklı olmaya başlayınca olaylar da zamanla değişecek zaten , merak etme .
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.