Ormanları terk edip açık, tehlikeli bir çevreye giriş yapan atalarımız da av hâline gelmiş ve zaman içinde, pek çok hayvan gibi onlar da sürü içgüdüsü geliştirmiştir. İnsanlar olarak bedensel eş zamanlılık noktasında büyük bir başarı göstermiş ve aslına bakılırsa bundan büyük fayda sağlamayı başarmışız. Örneğin biriyle yan yana yürüdüğümüz zamanlarda, özel bir çaba göstermeye gerek kalmadan yanımızdakinin adımlarına uyum sağladığımızı görürüz. Spor karşılaşmalarında tezahüratları ve "tribün dalgalanmalarını" eş güdüm içerisinde yapıyor, pop konserlerinde hep birlikte sallanıyor ve herkesin zıpladıktan sonra aynı anda düştüğü aerobik dersleri alıyoruz. Bunu açıkça görebilmek için, dersten sonra kimsenin elini bile kıpırdatmadığı bir ortamda alkışlamayı ya da herkesin alkışladığı bir ortamda hareketsiz kalmayı bir deneyin. Bizler, akıl almaz bir ölçüde grup davranışı sergileyen hayvanlarız. Siyasi liderlerin sürü psikolojisi üzerinde uzmanlaşmalarından bu yana, tarih politikacılar tarafından kitleler hâlinde çılgınca maceralara sürüklenen insan topluluklarının örnekleriyle doludur.