Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Serien kuzey'in başkentinin imparaorluk'un zaferi Önündeki son engelin adınıtanıdı.kollarını göğsünde kavuşturdu.diyer kızın anılarını hatırlayıp imparator'un bir zamanlar valla yarl'ın Tavsiye ettiği gibi ordu ayırdığını fark edince yüzünde bir sırıtış belirdi.
Abdülkerim efendi ve Maymun olayı
Eski yelken ve kürek devri gemiciliğinde, her gemide birkaç tane talimli maymun bulunurdu. Bunlar, açık denizde gemilerin direklerinin tâ tepesine tırmanarak korsan gözcülüğü yaparlardı; gayet keskin olan gözleriyle ufukta bir gemi gördükleri zaman bağırarak haber verirler, gemiciler de bir korsan çengine hazır bulunurlardı. İstanbulun yelken, halat, makara, kürek, zift, varil,lenger.. Hulâsa bütün gemi teçhizat ve levazımının satıldığı yer Galatada, iki köprü başı arasındaki saha idi. Gaziköprüsü başında Sokullu Mehmed Paşa camii Azap kapısı camii civarında da bir sıra maymuncu dükkânları vardı; tersane gemileri ve sair tüccar gemileri için talimli maymunlar burada satılırdı. Üçüncü Muradın hocası Abdülkerim efendi gayet mutaassıp, asabi, her aklına geleni yapan, Padişah üzerindeki nüfuzuna dayanarak hiç kimseden korkmayan bir adamdı. Güzel konuşur, camilerde vaaz ettiği zaman dinleyicileri kendisine meftun ederdi. Bir gün, hoca efendi bir kitapta Maymun fuhşa âlet olur diye bir bend okumuş, asabiyetinden ateş kesilmişti; hemen arkasına binlerce insan toplayarak Azapkapısı çarşısına gitmiş, maymuncu dükkânlarını basmış, ne kadar maymun varsa yakalatıp biçare hayvanları oradaki ağaçlara astırarak idam ettirmişti. Halkta pek haklı olarak bu mutaassıp hocaya "Maymunkeş" lâkabını takmıştı.
Reklam
"Huyu suyu aykırı, dilleri başka olanlar birbirlerine ısınamazlar." derler a. Yalan! Beraber çalışıp beraber çile çeken insanlar birbirlerine öyle bağlanıyorlar ki, bir kısmı buz bir kısmı da ateş olsa, birbirine uyup canciğer kardeş oluyorlar.
“Bir filmin başrol oyuncuları olduğumuzu düşünsek de dekorun önemsiz ayrıntılarından başka bir şey değiliz aslında. Biz, biri ışığı yaktığında kendini seçilmiş bir ateş böceği sanan bir lambanın üzerindeki tozuz sadece.”
Sayfa 77 - Epona YayıncılıkKitabı okudu
Hangisinin rüzgargüdücü Olduğunu anlamak zor değil.
~~~ [••Bana dönüp öyle bir baktı...Bana dönüp öyle bir baktı ki bakışları kalbimden girip sırtımdan çıktı sandım."Ben artık nafileyim babam"dedi.••] ~~~
Reklam
Koşuşan iki ateş gibi konuşmuştuk İki küçük geveze gece sineğiydik Düşlerimiz el ele tutuşmuştu, El ele tutuşmuş iki kelebek gibi. Gidecektik, kaçacaktık buralardan Uzak ülkeler düşlemiştik. Büyük gemiler yüzmüştü ruhumuzda Ben Işıl'ın yelkenini üflememiştim Bensiz uzaklara gitmesin diye Pirinç taneleri savurmuştuk havaya, Grapon kâğıtları, konfetiler... Fener alayı geçmişti gözlerimden Işıl sevinçle alkışlamıştı.
Sayfa 14 - Metis YayınlarıKitabı okuyacak
bana sessiz ol diyorsun görüşlerim güzelliğimden çalıyormuş oysa sen söndür diye değil içimde yanan ateş kolay lokma olduğumdan değil dilimin hafifliği yaradılıştan ağırım yarı bıçak yarı ipek unutması zor kolay değil aklın izlemesi
"...genel olarak insanlara yakın olmayı sevmezdi zaten. Ne zaman insanlarla temas etse, günün sonunda hep canı sıkılmış olarak bulurdu kendini."
Cem Karaca - Tamirci Çırağı
Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar youtube.com/watch?v=408tZ5_...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.