Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şöyle düşünüyorum:Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum... İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umrunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki....ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki... Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekler var... NE KEPAZELİK! NE SAÇMALIK!
Sayfa 157 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum… İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki… ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki… Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var… Ne kepazelik! Ne saçmalık!
Reklam
Çok iyi bir paragraf.
İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki... ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki... Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var... Ne kepazelik! Ne saçmalık!
Sayfa 157 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 21. basımKitabı okudu
İlgilisi için güzel bir bilgi.
❝ Ben atomlardan yapılmışımdır. Önümdeki masaya dayadığım dirseğim atomlardan meydana gelmiştir. Masa da atomlardan oluşmuştur. iyi ama, eğer atomlar öylesine küçük ve boşsa, çekirdekler de çok daha küçükse, masa dayadığım dirseğimin ağırlığını nasıl kaldırabiliyor? Arthur Eddington’un sevdiği bir sorusunu yineleyelim : «Nasıl oluyor da dirseğimi oluşturan çekirdekler, masayı oluşturan atom çekirdeklerinin arasından geçip yere kaymıyor? Neden küt diye yere düşmüyorum?» Bu soruların yanıtını elektron bulutunda aramak gerek. Dirseğimdeki atomların dış kesimleri negatif elektrik yüklüdürler. Masadaki her atomun durumu da aynıdır. Negatif elektrik yükler birbirini geri itiyor. Dirseğimin masadan aşağı göçüp gitmeyişinin nedeni, atomun, çekirdekleri çevresinde elektronlara sahip bulunuşu ve elektriksel güçlerin dayanıklı oluşundandır. Günlük yaşam atomun yapısına bağlıdır. Elektrik yüklerin boşalıvermesi halinde, her şey görülemeyecek kadar incecik toza dönüşürdü. Elektriksel güçler varolmasa evrendeki her şey yok olur, çevreyi elektron, proton ve nötron bulutları kaplar ve cisimlerin ilkel parçacıkları küçük küreler biçiminde dolanırdı. Bu da dünyanın biçimsiz kalıntıları olurdu. ❞
-Şöyle düşünüyorum:Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum... İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurumda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki... Ve yaşayacağım zaman dilimi benin bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yaninda öylesine az ki... Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var... Ne kepazelik! Ne saçmalık!
Sayfa 157
Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum... İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki... Ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki... Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var...
Sayfa 157 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 24. Baskı,2020Kitabı okudu
Reklam
Karahindiba çiçeğinden Meksika Körfezi'nde görünen bir hortuma, yenidoğan bir bebekten alacakaranlıkta göz kırpan bir yıldıza kadar çevrenizdeki her şeye bir bakın. Çevremizdeki dünyanın en çarpıcı özelliklerinden biri olağanüstü, sınırsız çeșitliliğidir. İki buçuk bin yıl önce Demokritos tarafından müthiş bir ileri görüşlülükle tahmin edildiği üzere, bu inanılmaz çeșitliliğin tamamı aslında az sayıda yapı taşını, veya atomları,birbirine bağlamayı olası kılan çok sayıda yolun bir yansımasıdır. Paradoksal bir şekilde sadelikten karmaşıklık çıkmıştır. Her şey kombinasyonlarda gizlidir. Dolayısıyla dünyadaki çeșitlilik bize sadece tek bir çeșit atomik yapı taşı olamayacağını -çok sayıda olması gerektigini- anlatmaktadır; ama neden bir tane yerine birçok çeșit vardir? Bunun nedeninin, bir atomu diğerinden farklı kilan şeyle ilgisi olmalıdır. Atomları birbirlerinden farklı kılan sey de sahip oldukları elektron sayısıdır. Merkezde bulunan çekirdeğin etrafinda ki yõrüngelerinde dönen o elektronlar, atomun diğer atomlarla etkilesimini sağlar. 'Yüzeyini' ve diğer atomik Lego taşlarıyla nasıl bağlanti kurduğunu tanımlar. Kısacası, onlar bir kalsiyum atomunu kalsiyum, bir altın atomunu altin ve bir platin atomunu platin yapan seylerdir. Diğer bir deyişle olağan dünyanın sınırsız çeşitliliği, bize elektronlar hakkında önemli bir sey söylemektedir. Aslında o önemli sey, elektronlarn birbirlerine karșı duydukları güçlü ve kayda değer hoşlanmama durumudur diyerek biraz aceleci bir çıkış yapmış olduk.
Albert Einstein'a sormuşlar: -Atomun parçalanmasından enerji elde edecek kadar akıllı olan insanoğlu, nasıl oluyor da tüm insanlığı yok et­ mekle kullanılmasını önleyemeyecek kadar aptal oluyor? Einstein'ın yanıtı kısa olmuş: -Demek ki politika, fizikten güç öğreniliyor ...
Sayfa 116 - Yaprak Yayınları
Birbirinden farklı iki insanın, zevklerden ideolojilere varıncaya kadar akla gelen her konuda sonsuza kadar uyuşması nasıl mümkün olabilir? Birlikte olmak neden birbiriyle anlaşmak anlamına gelsin? Sağlam bir ilişkiye neden “Ne kadar da iyi anlaşıyorlar” gözüyle bakılsın? Atomun pozitif protonu ile negatif elektronunu ele alalım: Bunlar arasında ahenkli bir ilişki yok mu?
"Şöyle düşünüyorum: Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum...İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki... Ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki...Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var...Ne kepazelik! Ne saçmalık!"
813 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.