Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cihanın bu karmakarışık günlerinde, imkânsızlıkların çoğaldığı bir sırada ben, ebedî Türk ırkının fânî bir oğlu, ancak bu kadar yapabildim.
Türkiye’nin 900'üncü Yıl Dönümünü (1040‐1940) ne Üniversite, ne Tarih Kurumu, ne de hiçbir teşekkül kutlulamadı. Şehnamede baştanbaşa Türk düşmanlığı yapmış olan Firdevsî'nin 1000inci yılını kutlulamak için heyet gönderecek kadar duygulu davrandıktan sonra kendi devletimizin 900üncü yılına karşı bu kadar kayıtsız kalmamız ne acıklıdır.
Reklam
Fakat bütün bunlara rağmen bu dokuz asırlık tarih, her şeyden önce, bir kavgalar tarihinin destanıdır.
İşte Çağrı Beğle, Tuğrul Beğin kurduğu devletin, bugün 900 yaşını dolduran devletin kısaca hikâyesi budur.
1911’de başlayan İtalyan savaşından beri, 1923 yılına kadar Türkler 12 yıl durmadan çarpışmışlar ve pek yorulmuşlardı. Balkan savaşında Arnavutlar, cihan savaşında Araplar, Kurtuluş savaşında Çerkes‐Abazalar topyekûn Türklüğe ihanet etmişlerdi. Cumhuriyetin ilânından sonra da Kürtler ve Zazalar yine topyekûn Türklüğe ihanet ettiler. Fakat İmparatorluğumuzu kaybettikten sonra biz millî bir devlet olarak sapasağlam kaldık.
Bu savaşta Bulgarlar nasıl bir ırz düşmanı ve dünyanın en alçak milleti olduklarını isbat ettiler.
Sayfa 15 - 1912–1913Kitabı okuyor
Reklam
Düşmandan korkulmaz!
-Benîm kim olduğumu biliyor musun? -İçing Katun’un kardeşi olacaksın… -Nereden anladın? -Ötüken’deki Çinliler Türkçeyi bilir. Sen daha öğrenmemişsin. -peki! Siz burada korkmuyor musunuz? -Kimden korkacakmışız? Çin beği güzel kızın her sorularına sıkılmadan cevap verdiğini görünce umutlanmıştı. Artık yılışmanın çağı geldiğine hükmetti ve kızın gözlerinin içine bakarak sırıttı: -Kimden korkacaksınız? Mesela benden -Çinliden korkulur mu? Çin beği kızın sıkılıp kızarmasını beklerken onun taş gibi karşılık verdiğini görünce hopladı. Fakat bozulduğunu belli etmek istemeyerek gene sordu: -Öyleyse neden böyle pusatlı geziyorsunuz? -Hayvan saldırırsa korunmak için.
Sayfa 63
Hâlâ geçerli olması….
-zaten çok kızları gülmek nedir bilmiyorlar ki… -erkekleri de…
Sayfa 61
“-Bu kızların yanında erkek bulunuyor mu? -Hayır! -tuhaf şey! Çin’de olsa genç kız evinin kapısından dışarı adım atamaz. Bu tür kızları korkmuyorlar mı?”
Sayfa 59
Reklam
“..…Bu Türk ülkesini hem beğeniyor, hem de yadırgıyordu burada açık ve temiz bir hava, insanı sağlamlaştıran kımız ve Gürbüz, sağlam kızlar olduğu için Türk ellerini seviyordu.fakat güneşinin keskin, soğunun sert, kişilerinin Çetin ve kızlarını sarp olmasını hiç beğenmiyordu. Şimdi Çin’de olsaydı, hoşuna giden bir kızı çoktan elde etmiş olurdu. Hâlbuki kendisi ünlü bir beğ olduğu halde burada herhangi bir kızı elde etmek şöyle dursun, onunla arkadaşlık bile edememişti.”
Sayfa 59
Türk bir vazife için yaratılmıştır. Bu vazife, kainat Türkleştiği zaman biter.
Medeniyetimizin dalları geleceğin yüksek dehasında, fakat kökü geçmişin olgun milli şuurundadır. Duygularını, düşüncelerini, sezgilerini bu kaynaktan almayanlar, batıdan kültür dilenenler müspet bir şey yaratamazlar.
Çinli beğe yılgınlık gelmişti. Katun öçlü gözlerle bakıyordu. Fakat onları aldıran yoktu. Şimdi gene çuçu’ya gelmişti: “Ötüken kızlarının Gözleri gönül yarar. Onları gündüz güneş Geceleyin ay sarar. Çinli meydan okursa Bunda şaşıracak ne var? Keçi esrik olunca Dövüşmeye kurt arar.”
Sayfa 55
“ kılıcına el atma Şimdi deyiş çağıdır Ortalıkta dolaşan Ak kımız çamçağıdır. Yad elde oturanlar Bil ki yurt kaçağıdır Senin kılıç dediğin Türkün oyun oyuncağıdır .”
Sayfa 55
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.