Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep Arslanoğlu

whatever people say, there is right, there is wrong, there is nothing in between inspector hercule poirot
Reklam
Dönmek nasıl bir şeydir? İnsan nereye döner? Döndüğün yer neresidir? Geriye dönmek var mıdır? Mümkün müdür? Yoksa kader yalnızca ileriyi mi gösterir? Geldiğin, döndüğün yer orda mıdır, bekler mi? Baksan görür müsün? Kalbin, dönerken pusulan mıdır? Geçtiğin yerleri unutmadan, aynı yerlerden geçerek yine evin yolunu bulabilir misin? Geçtiğin deniz, vardığın liman, bulduğun yuva seni hatırlar mı? Seni koynuna alıp, esirgeyip saklar mı? Dönmek kabiliyet değil, zarurettir.
Neydi peki o dalgalar? Güneyde erken çiçeklenmiş bir elma ağacına vuran, sabaha kalacak kadar kötü rüyalardan...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Düşün, kim üzebilir seni, senden başka? Kim doldurabilir içindeki boşluğu, sen istemezsen? Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen? Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen? Kim sever seni, sen kendini sevmezsen? Her şey sende başlar, sende biter. Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini. Ya çare sizsiniz ya da çaresizsiniz. 📖| Hayat Dediğin Nedir ki ?, Friedrich Nietzsche
Gündüz hayallerim, gece düşlerim Uyandıkça ağlamaya başlarım
Reklam
Akşamlar hiç olmadığı kadar sessiz ancak dünyanın sayfaları çatırdıyor.
İyiliğin sokakları dar, suluboya bir haziran bekliyor kapımızda, akşamlar hiç susmuyor, dünyanın sayfaları gibi her gün hayata açılmıyorsunuz, yağmurunuz herkese yağmıyor, kuşlar kadar yalnız ve garip uçmaktasınız
Ağlamaktan vazgeçmezsen, seni Gün ışığı girmez bir yere kapatacaklar Sephokles
«Acıya katlanmaya istekli olmadan bir şeyi arzulamak yüzsüzlüktür.» youtu.be/1DGY3l8oso0
DENİZ TÜRKÜSÜ Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli! Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli. Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça Ve hayâlinde doğan âleme yaklaştıkça, Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlık Başka bir çerçevedir, git gide dünyâ artık. Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ; Mâvidir her taraf, üstün gece, altın
bu kez dağlar beni doğursun anne sen de ılık yağmur ol durmadan yağ kanayan yerlerime
Reklam
yürü hür maviliğin bittiği son hadde kadar insan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar
çok çalıştım beni bekleme kaptan seyir defterini başkası yazsın çınarlı, kubbeli, mavi bir liman beni o limana çıkaramazsın
Kalkmalıyım, Dolaşmalıyım, Sokaklarda, parklarda. El sallamalıyım Giden trenlere, Kalkan vapurlara. Bilmeliyim, Gölgelerin boyundan,
Sakın bir cenaze arabası geçerken gülme. Belki de sen olursun sonra ölecek kişi. Seni sararlar uğursuz bir çarşafla... toprağın altına gömmek için. Seni tahta bir kutuya koyarlar, seni örterler kir ve taşlarla. Bir hafta boyunca her şey güzel gider... sonra tabutun sızıntı yapmaya başlar. Ve solucanlar sürünerek içeri girer. Solucanlar sürünerek
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer… belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine derince bakmasalardı eğer… can yücel, eğer
198 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.