Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Oysa Türk modernleşmesinin sıhhati, "geleneğin tasfiyesinde" değil "yeniden üretilmesinde" yatıyordu. Geleneğin tasfiyesinin bizi getirip bıraktığı yer: "Şehr-i Kebap and Lahmacun" tabelaları, çay bardağı, ya da selfie çeken şehzade heykelleri, özentilik kargaşası ve yozlaşma..."
Sayfa 37
:D
"Gece düşünürken bozulan çamaşır makinesi için yeni bir fikir geliştirdim. Bir yandan Fazıl'ı düşünüyor bir yandan da babama komplo kuruyordum. Sabah kahvaltıda katı bir tutum takınarak söze başladım: -"Bundan sonra çamaşır yıkamıyoruz. Kardeşimin de senin de çamaşırlarınızı kendiniz yıkayın." Babam bana baktı gözlüğünün üstünden: -"Komünist misin sen?"
Sayfa 35
Reklam
"Dünyayı mahvedişimizden ötürü edindiğimiz kötü kötü sabıka, melek olmamızın önünde edebiyyen engel oluşturacak nitelikte."
Sayfa 19
Giydirme böyle olur...
"Entelektüel bir Hristiyan "Tanrı gibi gökte oldum." ifadesini Türk faşistliğinin dayanaklarından biri olarak yorumlayabilir fakat aynı entelektüel Hristiyan "Isa Tanrı'nın oğludur" dogmasını samimiyetle savunacaktır. Izafiyet derken bunu kastediyoruz."
Sayfa 13
"Sahteliğin ufkunda kalem sancısının yoktur bir önemi."
Sayfa 2
"Dağ gibi heybetli ama duvar kadar soğuk. Demir gibi dimdik ama bilyeler gibi darmadağınık. Neden bu yaşamak denilen şeyin hudutları çizilmiyor?"
Sayfa 29
Reklam
Kemal Tahir
""Yarınları bugünlerin yaşayacağına inanmak, onun güneşli olacağına iman etmektir."
Sayfa 20
Nokta!
"Tarihin garip cilvesi işte; yine en ucundayız vatanın. Çok lüzum ederse, şuracıkta kuruluverir yine bir devlet, nedir ki!"
Sayfa 6
Samed Behrengi
"Ben gökyüzüne çıkacağım! Oradaki yıldızları alıp ceketime düğme yapacağım!"
Sayfa 48
Kıyamet
"Yalandan ilham doğar... Her kötü şeytan değildir."
Sayfa 2
Reklam
"Ve demir dağların arkasına çekildiğimiz bu soylu savaşta tam bir asır bekledikten sonra 1 Kasım 1918'in yüzüncü yılında geri döneceğiz. Duvarlara "ittihat ıs back bitchezz" yazacağız, yazacağız ki o asırlık kraliçenin çerilerinin eblek suratında kocaman bir şaşkınlık izi bir asır silinmesin diye. Allah-Vatan-Namus-Ittihat sancağı çekeceğiz göndere."
Sayfa 45
"Tımarhanedeyken yanlışlıkla açık bırakılmış bir kapı aralığından yalan ile gerçeğin duraksızca sevişerek ürediklerini gördüğümden beridir korkuyorum doğru ile yalan arasındaki kantarın topuzunu kaçırmaktan."
Sayfa 43
Çuvaldız
"Kent ve kültür meselesi; bir adamın eline belediye verilip, 10 yıl 20 Yıl onun insafına bırakılıp, ondan sonra o kente, kültüre ve gelişime hiçbir katkısı olmadan, sağa sola çirkin dinozorlar, lüzumsuz transformerslar, demir yığını olan parklar, çukurlar, bitmemiş avm'ler falan bıraktıktan sonra görevden alınmasıyla olup bitmiş kabul edilecek meseleler değildir. Görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok, mükemmel."
Sayfa 44
%50 cevap versin...
"Çirkinler ayna sevmez. Tarihimizi özleyelim ya da ona öfkelenelim: Geçmişle kurduğumuz ilişki her daim problemli, her daim hastalıklı. Otomobilin arka camına Tuğra çıkartması yapıştıran, kılıç elde Osmanlıcı televizyon dizilerini seyrederek "ecdadına" hürmet gösterdiğini sanan ya da dedelerinin mezar taşını okuyamamaktan mustarip kalabalıkların evinde Fuzuli'den, Nedim'den veya Baki'den bir tek "divan" var mı acaba? Deniz doldurulacak, birileri zengin edilecek diye Mimar Sinan'ın beş yüz yıllık camisinin duvarları çatlatılmış kimin umurunda?"
Sayfa 37
Çuvaldız
"Bizim gibi hâlâ evinin taksitini ödeyen, arabası dahi ipotekli adamlar, kredi kartlarını sağ göğsünün cebinde kalbinin tam üstünde bir nişan gibi taşıyan adamlar, "küçük burjuvalar", bu kadar konforuna düşkünse o yatları katları olanlardan, en son model arabayla şehrin en lüks yerlerinde arzı endam edenlerden, her gün başka bir cennet köşede gününü gün edenlerden "ülke" adına, "insanlık" adına, "vicdan" adına konuşmalarını beklemek ne kadar doğru?"
Sayfa 36
42 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.