Camiu't-Tevarih Farsça, Arapça, Moğolca olmak üzere üç dilde yazılmış­tır. Farsça ve Arapça nüshaları zamanımıza gelmiştir. İkinci kısmının eksik ve 706/1306 yılında yazılmış, resimli bir nüshası Edinburgh Univesity Arabic nr. 20'de bulunmaktadır. Eserin Diğer nüshaları Ayasofya, 111. Ahmed ve Royal Asiatic Society, Ox­ford, Leningrad Kütüp­hanesi'nde bulunmaktadır.
Sonum başlangıcımdır
Hiçleşmek mi ölüm? Bir diyardan diğerine göç mü yoksa? Ruh uçuşlarının yönü belli mi? Ayasofya'nın damından havalanınca Ruhban Dağı'na uçan keşişlerinkine benzer mi son yolculuk? Zaman katmanlarının ötesinde bir bekleyenimiz var mı? Bu çıkışsız döngünün sonunu, ben henüz bilmiyorum ama o yılan var ya, kuyruğu ağzında yılan. "Sonum başlangıcımdır," diyor okuduğum kitapların minyatürlü sayfalarında.
Reklam
Camilerden birer birer halıları, seccadeleri, çinileri aşırıyorlar. Böyle giderse bir gün bakacaksınız ki, Ayasofya'nın yerinde temelden başka bir şey görülmeyecek, Rumlar da dertten kurtulacak, siz de...
312 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
15.03.2024 Kitabın adı: Açlık Yazarın adı: Hasan İzzettin Dinamo Sayfa sayısı:312- Savaş ve açlar , öksüz musa'dan sonra 3 kitap olan kitabımızda Musa Sivas öğretmen okuluna girmiştir. Ama aklı Sanayi Nefise( Güzel Sanatlar akademisi)ndedir. İzin alır İzmir'e Memleket Hastanesi'nde hemşire olan ablasının yanına gider oradan da İstanbul'a geçer. Amacı Sanay-i Nefisiye girmektir fakat parası bitmiştir ne yaptın garibim sokaklarda kalmıştır yatacak yeri yoktur ne yapsın garibim WC Palas'ta kalır. WC Palas neresidir? Sultanahmet ve Ayasofya camii'nin tuvaletleridir . Musa bu arada güzel şiirler yazmaktadır servet- Fünun dergisine gönderir fakat şiiri değiştirerek ve kendi imzalarını atarak yayınlarlar. Musa ablasından para ister ama kitap bitti o para gelmedi bir türlü...
Açlık
AçlıkHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 2021179 okunma
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Ayasofya hüznün de sevincin de kutsal mekanıdır..
Kitabı ilk çıktığında iki defa okumuştum. Hep dediğim gibi, bazı kitaplar defalarca okumaya değer niteliktedir. Kitabımıza gelince ,her ne kadar konusu itibari ile Ayasofya'yı anlatıyorsa da ,okurken fark edeceksiniz ki dolu dolu geniş bir tarih işlenmiş.Hem de bizim hep merak ettiğimiz sorulara bir anlamda cevap olmuş. Yazarın
Erhan Altunay
Erhan Altunay
Ayasofya'nın Gizli Tarihi
Ayasofya'nın Gizli TarihiErhan Altunay · Beyaz Baykuş · 20161,444 okunma
"Ortadoğu'da kendine yer arayan bir Rusya'nın Petro zamanından beri var olan İstanbul hayalini yine anımsaması ve Ayasofya'yı bir sembol olarak kullanmayı düşünmesi hiç de uzak bir ihtimal değil..."
Reklam
"İşgal kuvvetleri 2 Ekim 1923 günü İstanbul'u terk etti. Bundan üç gün sonra 6 Ekim 1923'te Şükrü Naili Paşa komutasındaki Türk ordusu, İstanbul'a girdi. Girdiğinde işgal durumu söz konusu değildi. Gerçekten işgal orduları arkalarında bugün bile çözülemeyen birçok soruyla "geldikleri gibi gittiler”. Ne oldu da vazgeçip gittiler?.."
"Yunan kuvvetleri İzmir'den de çıkartılınca, Türk halkının sevinç ve kutlama yeri yine Ayasofya olur. Ayasofya namaza gelenlerle dolup taşmış, her bölümü ibadete açılmıştır. Anlaşılacağı üzere, Ayasofya hüznün de sevincin de kutsal mekânıdır..."
"Lord Curzon Türkiye tarihinde önemli bir yer tutar. Bilindiği gibi, Lozan görüşmeleri sırasında Curzon'un İsmet Paşa ile atışmaları ve hatta tehditleri çok meşhurdur. İsmet Paşa'ya "Lozanda kabul etmediklerinizi, bir gün gelecek Türkiyede kabul edeceksiniz" diyebilecek kadar hadsiz bir isimdir.."
Kara günler..
"İstanbul'un İşgali 13 Kasım 1918'den 6 Ekim 1923'e kadar süren beş yıl gibi uzun bir süreci kapsıyor. Bu konuda az sayıda kitap yazılması ve tarih kitaplarında ayrıntıya girilme- mesi düşündürücüdür. "Çanakkale geçilmez" diyoruz ama Çanakkale geçilmiştir, hem de hiç karşı koyulmadan, esir bir devletin boğazı olarak. Sadece üç buçuk yıl sonra, Çanakkale savunmasında şehit olanların kemiklerini sızlatırcasına İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan donanmaları Çanakkaleden geçip 13 Kasım 1918'de İstanbul'a demirlemiştir..."
Reklam
Hadsize bak sen ..
"Bu yıllarda İstanbul'daki Rumlar iyiden iyiye niyetlerini belli eder. Rumlar Ayasofya'nın duvarlarına hakaret dolu yazılar kazımış, birkaç yıl süren eylemler nedeniyle Ayasofyanın bazı yerleri yeniden badana edilmiştir. 1888 yılında Rum kökenli bir Osmanlı vatandaşı, padişaha mektup yazarak, Ayasofya'nın kilise olması için Rumlara bırakılması teklifinde bulunma cüretini göstermiştir.."
"Haçlıların mabedi yakıp yıkmasında payı olan birinin özel bir çabayla Ayasofya'ya kazınması aslında Hıristiyan ya da Müslüman herkesi incitecek bir durumdur. Üstelik cami olan Ayasofyada Dandolo'nun hatırasının yaşatılma gayreti de manidardır. Kutsal mabede hiçbir şekilde yakışmayan Dandolo'nun neden Ayasofya ile birlikte sonsuza kadar anılması istenmiştir? Belki de bu taş, Fossati kardeşler tarafından konulan bir şifredir. Ayasofya her zaman gizemleri barındırmaya devam edecektir.."
"Kutsal mabede büyük önem atfedenlerden biri de Kanuni Sultan Süleyman olmuştur. Kanuni, Budan Seferindeyken bir kiliseden, bugün mihrapta duran tunç şamdanları getirmiş ve 1526 yılında Ayasofyaya koydurmuştur..."
Yardımını gösterişe çevirenler Ata'sından inceliği öğrensin!!
""Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehit ve şühedanın kavimleri ve medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler. Ancak yemek yemeye veya almaya bizatihi kendüleri gelemeyenlerin yemekleri güneşin loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.