Konusuna hiç bakmadan alıp okumaya başladığım bir kitaptı. O kadar çok övülüyordu ki beklentimi yüksek tutarak başladım. Ama bitirene kadar canımdan can gitti. O kadar yorucu, basit bir kalemle yazılmış ve kopuk kopuk sahnelerden oluşan bir kitap ki aldığıma bin pişman oldum.
Olaylar çok yüzeysel işlenmiş ve karakterler arasında güzel, samimi bir bağ asla yok. Özellikle Alp Aslan’ın Jülide’yi ilk bölümlerde sürekli hırpalaması, küfür edip durması ve hiçbir şekilde güvenmeyip her hareketinin altında bir ima araması, baş başalarken sürekli aşkından ölüp bittiğini söyleyip başkalarının yanında bunun hakkında asla konuşmaması ve kızla konuşan herkese gıcık olup yalnız kaldıklarında Jülide’ye arkadaşlarıyla ilişkileri konusunda laf sokup durması beni kannnnser etti.
Bugüne kadar yüzlerce kitap okudum ama en nefret ettiğim erkek karakter Alp Aslan oldu. Ayrıca Jülide’ de nasıl doktor anlamadım sadece ilk 80-100 sayfada buna değiniliyo daha sonra kızı hiç hastanede okuyamadık. Gerçi asker kitabı olmasına ve şimdiye kadar ki en iyi askeri kurgu seçilmesine rağmen - kimin seçtiği de şüpheli- operasyon bile okuyamadık. Bir mahallenin içine sıkışıp kalmış bir avuç insanın saçma sapan diyalogları için 542 sayfaya katlanmak isterseniz okumanızı öneririm. Benim için tamamen zaman kaybıydı.
