Çocuğum, cahilim ve fakir. Ne farkeder..
Pabucum delik, çorabım ıslak, biraz da
üşüdüm. Saatlerce yürüdüm, ara sıra koştum,biraz geç kaldım. Her şeye rağmen yüzümde gülücük, önümde hayaller, buruşuk defterin kırışık kağıtlarına sığacak kadar. O da yeter.
Sobanın yanında bir yanım buz bir yanım ateş..
Bir gülücük ve bir kaç saniye bana bunları
anlattı. Ve bunların tamamını hissetmiş,
yaşamış, kırılmış, yıpranmış, vazgeçmiş
bir adam. Bu çocuğun tam karşısında. Biri
ötekinin geçmişi, öteki birinin geleceği. Farklı
tabaklarda, farklı kaşıklarla aynı çorbayı
içiyoruz. Bana göre acısı fazla, sana göre tuzu.
Kimisi dibini sıyırıyor, kimisi doyup kalkıyor
masadan...