Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben onlar için hiçbir şey değilim... hiçbir şey değildim... Senelerden beri aynı evde beraber yaşadık... Bu adam kimdir diye merak etmediler... Şimdi çekilip gideceğimden korkuyorlar....
Sayfa 34 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Oyun / Altay Öktem
"O zamanlar sarı, uzun saçlarım vardı. Annem her sabah ta­rardı. Hayatım boyunca iki kez, yalnızca iki kez öğleden sonra ta­radı." "Yıpratıcı,” dedi adam. Bu kez gülümsemedi. Çünkü gülümsemenin yüzünde unutulup kalma riski vardı. "Biliyorum," dedi kadın. "Büyümeyi geciktirici etkisi var." “Saçların öğleden sonra taranmasının mı? İlginç.” “Hayır, rüyaların. O tarz rüyaların yani." “Büyümeyi degil de, gerçeği fark etmeyi geciktirir belki.” “Aynı şey değil mi?"
Sayfa 72 - Metis Yayınları, 2. Basım, Haz. Yiğit Değer Bengi
Reklam
Aynı tutkuyla bilgiyi aradım. İnsanların duygularını anlamak istedim. Yıldızların neden parladığını öğrenmek istedim. Sayıların, akışa hakim olmalarını sağlayan Pisagorcu gücünü kavramaya çalıştım.
Sayfa 231 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Akıl hastalığı ve fiziksel acının aynı oranda korkutucu olduğu durumlar var. O noktaya gelindiğinde, bütün yollar iyidir”
Sayfa 174Kitabı okudu
Aslına bakarsanız kötü, öfkeli bir adam değilim, tüm yaptıklarımı sadece gönlümü hoş tutmak için yapıyordum. Hıncımdan ağzım köpük köpük olduğunda bile yüzüme birazcık gülüp, önüme bir bardak şekerli çay konuldu mu hemen gevşeyiverirdim ve itiraf edeyim, bu duygulandırırdı aynı zamanda beni. Dahası, sonradan kendime kızar, yaptıklarımdan utanırdım ve birkaç ay doğru düzgün uyku uyuyamazdım. Yaratılışım böyleydi işte, ne yapayım!
Günle beraber derin bir sükût başladı. Gece,yine aynı sessizlik. Bütün ümit yarın sabahta.
Reklam
Metin beni neyin içinden çekip çıkarmaya yarıyor? Onu neyden kaçmak, hangi durumdan çıkıp gitmek için kullanabilirim? Beni daha önce kısıtlayıcı bulduğum bir inanç ya da arzudan kurtarması için ona ne anlam verebilirim? Ne istemediğini bilen ve bulmak isteyen ama gerçekten ne istediğini aynı netlikte bilme gereksinimi duymayan pragmatik, metne şöyle der: Beni buradan çıkar. Kendi kabul edilebilir imgemizi ne istemediğimizi bilerek mi inşa ettiğimiz çok şeyi değiştirir.
Sayfa 111 - Metis
Freud’un belirttiği gibi, çocuğun anne babasına söylediği ilk başarılı yalan-ebeveynlerinin onun zihnini okuyamadıklarını ve dolayısıyla da alimi mutlak varlıklar olmadıklarını kendilerine kanıtladıkları an bağımsızlığının ilk anıysa, aynı zamanda terk edilmişliğiyle de yüzleştiği andır bu.
Sayfa 77 - Metis
İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve mânâsız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu. İnsan kaderinin ve tarihin büyük sırrı burada idi.
Aradan geçen yıllar bizleri farklı insanlar yapmıştı. Zaman içinde kimse aynı kişi olamazdı.
Sayfa 173 - İnkılâpKitabı okudu
Reklam
Resûl-i Ekrem sahâbîlerine şöyle anlatmıştır: "İsrailoğulları arasında dinden sapma ilk defa şöyle başladı: Bir adam başka bir adama rastlar ve 'Bana baksana, Allah'tan kork ve yapmakta olduğun şeyi terket, çünkü bu sana helal değildir derdi. Ertesi gün, o adamla aynı işi yaparken tekrar karşılaşır ve o kişiyi yaptığı kötü işten alıkoymadığı gibi, onunla yiyip içmekten ve beraber olmaktan da çekinmezdi. Onlar böyle yapınca, Allah Teâlâ kalplerini birbirine benzetti." Hz. Peygamber bu sözlerinin ardından Mâide sûresinden, içinde "Yaptıkları fenalıklardan birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı" (el-Mâide 5/79) âyetinin de yer aldığı 78-81. âyetleri okumuş, daha sonra sözüne şöyle devam etmiştir: "Hayır, Allah'a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, zalimin elini tutup zulmüne mani olur, onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah Teâlâ kalplerinizi birbirine benzetir, sonra da İsrailoğulları'na lanet ettiği gibi size de lanet eder" (Ebû Dâvûd, "Melähim", 17; Tirmizî, "Tefsirü'l- Kur'ân", 5/6, 7; İbn Mâce, "Fiten", 20). "
Sayfa 90 - 4. Cilt
Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?
Clay keskin bir nefes alarak onun boynuna doğru üfledi, kolları daha da sıkılaşmıştı. İçinde büyüyen ateş, gerilme ve onu elde etme isteğiyle, Julia'nın ar- zuladığı noktaya ulaşmak üzereydi artık. Julia onun bu hâline bayılıyordu, çünkü ona tanıştıkları geceyi hatırlatıyordu ve o geceden beridir bu adama karşı duyduğu arzu hiçbir zaman
Sayfa 131
O'na (sav) bakan aslında kendi hakikatini görür. Ebu Cehil'in Efendimiz'e (sav) "Senin kadar çirkin adam görmedim!" hitabına karşılık Efendimiz'in (sav) ona "Haklısın." diyerek mukabelede bulunması, az sonra Hz. Ebu Bekir ile karşılaştıklarında Hz. Ebu Bekir'in "Ya Rasulallah ne kadar güzelsiniz." demesi üzerine ona da aynı cevabı vermesi bunun bir göstergesidir.
Burjuvanın, devleti egoist emelleri için kullanması gibi, emek­çi de toplumu aynı amaç için kullanacaktır. İnsancıl adam, top­lumcu adama şu suçlamayı yöneltir: Senin zaten tek bir amacın var, o da refahını sağlamak! Eğer Sen saf insanlıkla ilgili bir konu­ya yönelirsen, ben de senin yoldaşın olurum! "Ama bunun için bir emekçi-bilincinden daha güçlü, daha kapsamlı bir bilinç gerek."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.