Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Daso

Sabitlenmiş gönderi
Devlet tüm soğuk canavarların en soğuğudur. Soğuktur söylediği yalanlar da; ve şu yalan dökülür dudaklarından: “Ben, devlet, halkın ta kendisiyim.”
Reklam
Burjuvanın, devleti egoist emelleri için kullanması gibi, emek­çi de toplumu aynı amaç için kullanacaktır. İnsancıl adam, top­lumcu adama şu suçlamayı yöneltir: Senin zaten tek bir amacın var, o da refahını sağlamak! Eğer Sen saf insanlıkla ilgili bir konu­ya yönelirsen, ben de senin yoldaşın olurum! "Ama bunun için bir emekçi-bilincinden daha güçlü, daha kapsamlı bir bilinç gerek."
Emekçi, en materyalist ve en egoist insan kabul edilmektedir. O, insanlık için hiçbir şey yapmaz, her şeyi kendi için, kendi refa­hı için yapar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Daso
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski
8.1/10 · 6,8bin okunma
Daso
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Factotum
FactotumCharles Bukowski
7.7/10 · 2.876 okunma
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
Sıradan Delilik Öyküleri
Sıradan Delilik ÖyküleriCharles Bukowski
7.6/10 · 1.333 okunma
Şu doğum işi. Ve ölüm. Herkes sırasını savıyordu. Yalnız geliyor, yalnız gidiyorduk. Ve çoğumuz yalnız, korkulu, yarım hayatlar yaşıyorduk. Tarifsiz bir keder kapladi içimi. Ölüme mahkûm bu hayatları görmek. Bu yeni hayatçıkların nefrete, sıkıntıya, nevroza, aptallığa, korkuya, cinayete, hiçliğe dönüşeceklerini bilmek - yaşamda hiç, ölümde hiç.
günahlarımız, onlarsız yapamadığımız anlaşılan kendi cehennemlerimizi yaratabilmemiz için cennette biçilirler..
Evet, nefret ediyordum sabahları yataktan çıkmaktan. Hayata yeniden başlamak demekti, bütün geceyi yatakta geçirince insan kolay kolay vazgeçemeyeceği bir mahremiyet geliştiriyordu yatağı ile. Ben hep yalnız biri olmuşumdur. Bağışlayın, kafadan biraz, kontağım galiba, ama arada sırada ayaküstü yapılan bir düzüşmeyi saymazsak, dünyadaki bütün insanlar yok olsa umurumda olmaz. Evet, hoş değil, biliyorum. Ama bir sümüklüböcek kadar hoşnut olurdum; beni mutsuz eden insanlardı sonuç olarak.
İntihara meyilliydim, zaman zaman ağır bunalımlara giriyordum, kalabalığa ve özellikle de sıraya girip beklemeye tahammülüm yoktu. Ve hayatlarını sıraya girip bekleyerek geçiren bir toplum olmaya doğru gidiyorduk. Havagazı ile intihar etmeyi denemiş, başarısız olmuştum. Ama başka bir sorunum vardı. Sabahları yataktan çıkamıyordum. Nefret ediyordum yataktan çıkmaktan.
Reklam
O psikiyatrlardan biri ile bir süre konuştuktan sonra insanın aklından şüphe etmemesi mümkün değildi. Psikiyatrların çoğu kendi akıllarından şüphe ettikleri için psikiyatr oluyorlardı. Bir deli için en kötü şey kendi aklını tahlil etmesidir, karşı tezlerin hepsi palavradır.
Keza Tolstoy savaş ve barış benim için Gogol'un Palto'sundan sonra okuduğum en büyük fiyasko.
kalsın burada
Şefin çalmaktan hoşlandığı, benim klasik müziğin yuva sınıfına dahil edeceğim parçaların bazıları; Offenbach'in La Vie Parisienne'i. Ravel'in Bolero'su, Rossini'nin La Gazza ladra uvertürü, Çaykovski'nin Fındıkkıran Süit'i (şeytan bizi korusun!), Bizet'nin Carmen'i, Copland'in Meksika Salon'u, de Falla'nin Üç Köşeli Şapka Dansı, Elgar'in Debdebe ve Tantana Marşı, Gershwin'in Mavi Rapsodi'si (şeytan bizi iki kez korusun!); ve şu anda aklıma gelmeyen bir sürü parça daha...
toplumun tamamı karıncalara ve hamamböceklerine sunulan bir doğum pastası denli anlamsız
aslında bütün korkunç gerçek kimsenin elinden hiçbir şey gelmediğiydi - şairler şiir yazamıyorlardı, tamirciler arabaları tamir edemiyorlardı, dişçiler diş çekemiyorlardı, berberler saç kesemiyorlardı, cerrahlar neşterle çuvallıyorlardı, çamaşırhaneler gömleklerini ve çarsaflarını yırtıyor, çoraplarını kaybediyorlardı; ekmeklerden ve fasulyeden diş kıran küçük taşlar çıkıyordu; futbolcular korkaktılar, telefoncular sübyancı; valiler, bakanlar ve baskanlar örümcek ağına yakalanmış sümüklüböceklerin sağduyusuna sahiptiler, falan filan falan filan, karanlık ve yağmurlu, ayık kal be adam, dağılma..
606 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.