Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir kadın isterse kariyer yapar, isterse evlenip çoluk çocuk yapar. Hiçbir kadın iyi bir eğitim almadı diye değersiz değildir olamaz. Örneğin annem ilkokul mezunu ama 3 tane çocuk yetiştirmiş bir aslan gibi bir kadın. Ya da üniversite eğitim seviyesi herkesin aynı değil elbette. Olmamalı da zaten, ki Allah eşit yaratmıyor bir kere insanları. Lakin şu tip kadınlar Türkiye'de o kadar sık ki her gördüğümde kanım çekiliyor: Kocasının başarısıyla övünen. Yok işte "doktor kocam, pilot kocam, CEO kocam" bilmem ne kadınları.... Abla kendinize zerre saygınız yok mu cidden ya. Hani bi şeylerle övünmek istiyorsan - ki bu gayet doğal - kendin bir şeyi yap da onla övün. Kariyer ve statü istiyorsan kendin çabalayıp o konuma gelseydin. Kocanın başarısı kocanın başarısıdır. Senin değil. Onu tavladın diye sen bi halt olmuyorsun ve herkes senin altı bomboş olan kibrin ve görgüsüzlüğünle dalga geçiyor haberin olsun. Özgüven ve ego altı dolu olunca bir anlam ifade ediyor sadece, sen bir erkeği kafalamaktan başka hiçbir başarısı olmayan bomboş birisin. Gözünü seveyim kocanın parasıyla yaptırdığın o dolgulu dudaklarını birbirine yapıştır ve sus.
İlginçtir; annem defalarca anlattığı olayları, kan aynı sevinç kahkahaları, kah sesi titreyip, gözleri dolarak anlatıyor hep. Hep aynı yaşama sevinci ya da hüznü, duyarlılığı ile. Hep yaşama garip bir bağlılık içinde… Annemin Anlattıkları/ Oryal Gökdemir
Reklam
Bahar ne de güzel geldi. Bayram da geçti. İnsanlık yerinde saysa da, hayat bir şekilde yolumuzu bulduruyor bize. Yörükoğlu'nun başka bir kitabında geçer: "İyiydim. Baharın ikindi vakti nasılsa öyle serindim." Bir bahar serinliği gelsin yüreğinize sevgili okur. Çiçek gibi bir gün dileriz, iyi olduğumuz ve iyi kalabildiğimiz. Var
Katman: 1.3
Dün ne halt ettim? Gelin bi' göz gezdirelim (Kendi kendime konuşuyorum). Arkadaşımın yanına ofise gitmiştim. Akşama doğru çıkmaya yeltendim. Merdivenlerden indim ve çıkışa doğru giden o koridorda ilerlemeye başladım. Akşamları koridor karanlık oluyordu ve herhangi bir ışıklandırma yoktu. Tam çıktığım esnada, çıkışın solundan içeriye doğru bir
Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
Keman
 KEMAN Derin bir uykudan uyanır gibiydim. Gözlerimi açmadan evvel iyice kendime gelmeyi bekledim. Etrafa bakındım. Bulunduğum yer tanıdık değildi. Neredeydim? Ne olmuştu bana? Bir türlü çözemiyordum. Yattığım yatağın hemen yanı başında bulunan pencere bir koruluğa bakıyordu.  Ama ne ev ne de bu koruluk bana aşinaydı. Karnıma bir sancı girince
Reklam
Kız kardeşimin düğününden bir sahne, tamam mı? İşte orada, içki içiyor evlendiği için pişmanlık duyuyor. Bu üçüncü, dikkatinizi çekerim. Annem o kadar kıskanıyor ki saçlarından yılanlar fışkırıyor. Ben ise mükemmel, diyorum. Burada üç tane kadın arketipi var. Kutsal fahişe, kusura bakmayın, Medusa ve ben. Ben kimim? Hangi arketipim?
Ben: Arkadaşlar annem beni evde istemediğini söyledi Annem: Ben sana öyle bişey mi dedim, MANGA konserine gidemezsin dedim Ben: Aynı şey
dün sabah işe giderken bir adam çıktı karşıma, ' abi annem rahatsız İzmit'e gideceğim 25 liram eksik tamamlayabilir misin' dedi. Seve seve kardeşim dedim istediği ücretin bir tık fazlasını vererek uzaklaştım. Az evvel aynı adamı başka bir adamdan ' abi kızım okula gidemiyor çanta alıcam 45 liram eksik verebilir misin ' derken gördüm. Resmen enflasyona göre dilenmenin nasıl olduğunu canlı canlı gördüm vay be.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.