Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Keman
 KEMAN Derin bir uykudan uyanır gibiydim. Gözlerimi açmadan evvel iyice kendime gelmeyi bekledim. Etrafa bakındım. Bulunduğum yer tanıdık değildi. Neredeydim? Ne olmuştu bana? Bir türlü çözemiyordum. Yattığım yatağın hemen yanı başında bulunan pencere bir koruluğa bakıyordu.  Ama ne ev ne de bu koruluk bana aşinaydı. Karnıma bir sancı girince
Kız kardeşimin düğününden bir sahne, tamam mı? İşte orada, içki içiyor evlendiği için pişmanlık duyuyor. Bu üçüncü, dikkatinizi çekerim. Annem o kadar kıskanıyor ki saçlarından yılanlar fışkırıyor. Ben ise mükemmel, diyorum. Burada üç tane kadın arketipi var. Kutsal fahişe, kusura bakmayın, Medusa ve ben. Ben kimim? Hangi arketipim?
Reklam
Ben: Arkadaşlar annem beni evde istemediğini söyledi Annem: Ben sana öyle bişey mi dedim, MANGA konserine gidemezsin dedim Ben: Aynı şey
dün sabah işe giderken bir adam çıktı karşıma, ' abi annem rahatsız İzmit'e gideceğim 25 liram eksik tamamlayabilir misin' dedi. Seve seve kardeşim dedim istediği ücretin bir tık fazlasını vererek uzaklaştım. Az evvel aynı adamı başka bir adamdan ' abi kızım okula gidemiyor çanta alıcam 45 liram eksik verebilir misin ' derken gördüm. Resmen enflasyona göre dilenmenin nasıl olduğunu canlı canlı gördüm vay be.
ANNSEN V
Merhaba yalnızlığım, yine gideceğim. Ömürden eksik birkaç yıl daha getirdim, her gelişimde daha acımasız. Ama sen, sen annem gibi hiç değişmemişsin beni sevdiysen vardır bir yanlışım Ne konuşabiliriz ne anlaşır Ondan bu kaçış, ben ve hatalarım büyüttüğün iki bakışız içimdeki acı kalbim yokluğuna dayanamaz, alışır. Seni görmek pencereden
ANNSEN IV
Merhaba yalnızlığım, yine gideceğim. Ömürden eksik birkaç yıl daha getirdim, her gelişimde daha acımasız. Ama sen, sen annem gibi hiç değişmemişsin beni sevdiysen vardır bir yanlışım Ne konuşabiliriz ne anlaşır Ondan bu kaçış, ben ve hatalarım büyüttüğün iki bakışız içimdeki acı kalbim yokluğuna dayanamaz, alışır. Seni görmek pencereden
Reklam
ANNSEN III
Merhaba yalnızlığım, yine gideceğim. Ömürden eksik birkaç yıl daha getirdim, her gelişimde daha acımasız. Ama sen, sen annem gibi hiç değişmemişsin beni sevdiysen vardır bir yanlışım Ne konuşabiliriz ne anlaşır Ondan bu kaçış, ben ve hatalarım büyüttüğün iki bakışız içimdeki acı kalbim yokluğuna dayanamaz, alışır. Seni görmek pencereden uzaklaşıp izlerken üşütmüyor artık karın yağışı Annsen, sonunda baş başayız. Yol arkadaşım huzura yakın belki bu yüzden hiç çıkmamış gibi kavgamız Bağırıp çağırsam da biliyorum dönecek beraber geçirdiğimiz akşamın hatrına. Düşündükçe kargaşamı ve derdin bana her çentiğin ardından sayabiliyorsan yara değildir, unutulmaz yaşanır. Aynı mağara farklı karanlık Aynı mağara farklı karanlık Annsen, sonunda başbaşayız ~dipnottakiler
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Çocuklarda görülen travmalar part 2 ve son :)
Çocukların ilk okula başladıkları sürece kadar yaşadığı gördüğü her şeyi bilinç altına alır ve neyin doğru ve yanlış olduğunu bilmeden her ortamda konuşabilir. anne ve babanın odada yaşadığı birlikteliğe şahit olan bir çocuk uzman hekimler tarafından kontrol altına alınmalıdır. tuhaf fakat ciddi sorunlardır. Ergenlik:) Artık çocuklar karşı cinse ilgi duyarlar. Regl dönemler başlar , aşklar araya girer. Neyin doğru ve yanlış olduğu anlaşılır. fakat aşk aynı zaman da insana korku da getirir. Ben onu istiyorum ama ailem duyarsa biterim. Bu çocuklarda özgüven eksikliği meydana getirir. bir sorumluluk sahibi olurlar artık. En basit sabah yataklarını toplamak. Ebeveynler bunu zorunlu kılarsa yani onu yapmak için mecbursun şeklinde yaklaşırlar ise o çocuk mecburi bir şekilde yatağını toplamadığı zaman " annem/babam/ kesin bana kızacak" direk kendilerini karanlığa gömerler. O yüzden ne yapıyor bu bilinçsiz hatta daha kibar bir şekilde söyleyeyim Bu salak ebeveynler çocuklarını kısıtlayarak , onlara bir işi mecburi kılarak üstlerine giderlerse bu onlara karşı yapılan bir iyilik değil kötülüktür
Annem küçükken beni çok döverdi. Ama aynı zamanda beni çok ta severdi. Ben onun yaşama amacıydım çünkü. Şimdi ise eşimi çok seviyorum. Çünkü Eşimin zıddının ne olduğunu annem sayesinde öğrendim. O yüzden Annemede teşekkür ediyorum.
Last Harbour Freedom

Last Harbour Freedom

@Lastharbour
·
02 Mayıs 13:23
Yolunda olmayan her şey için birilerini suçluyorsak, iyi olan , güzel olan herşey için de o suçladığımız birilerine teşekkür edebilmeliyiz. Çünkü onların katkısıyla bir şeyler yolunda gitti....
Reklam
Bugün
Ölmeye Yatmak
Ölmeye Yatmak
’ı bitirdim. En son şubatta
Katalin Sokağı
Katalin Sokağı
’na on yıldız vermişim. Koca bir mart ayını on yıldız verebileceğim bir kitaba rastlamadan geçirmişim. Tam nisanı da böyle bitiriyordum ki
Adalet Ağaoğlu
Adalet Ağaoğlu
imdadıma yetişti. Kadınlar ellerinin değdiği yeri nasıl da güzelleştiriyorlar dedim içimden. Her şey de olduğu gibi edebiyatı da bir çiçek bahçesine çeviriyorlar.
Ayfer Tunç
Ayfer Tunç
’un
Kapak Kızı
Kapak Kızı
’ı okurken de düşündüm aynı şeyi. Sonra
Füruzan
Füruzan
’ ımız, Fatma Aliye Hanım. Hepsi bir saygı duruşunu hak ediyor. Sadece Türk Edebiyatı ile de sınırlı değil elbette.
Annie Ernaux
Annie Ernaux
,
Marguerite Duras
Marguerite Duras
,
Agota Kristof
Agota Kristof
,
Magda Szabo
Magda Szabo
,
Toni Morrison
Toni Morrison
,
Jamaica Kincaid
Jamaica Kincaid
,
Tove Ditlevsen
Tove Ditlevsen
,
Elena Ferrante
Elena Ferrante
…oturdum düşündüm, ne çok kadının ruhuna konuk olmuşum meğer. İyi ki varsın edebiyat dedim. Fakat kendi topraklarının kadın yazarlarını okumak çok daha başka. Anlattıkları çoğu şey senin de kaderin çünkü, gözyaşları senin gö yaşın, kederleri senin kederin. Sen de mi yaşadın bunu diyorsun, bunu ben yaşadım bunu annem yaşadı, şunu da komşu kızı, ilkokul arkadaşım… sonra şaşırmıyorsun bu kader ortaklığına. Ne de olsa biz aynı toprakların gülleri, laleleri değil miyiz? Aynı havayı soluyup, aynı sulardan beslenmedik mi? İyi ki var kadın romancılarımız, yoksa kim anlatırdı yazmamış olan onca kadını? Bir iş daha edindim kendime. Türk kadın romancıların eserlerini keşfe çıkmak. Lakin önce birazcık
Thomas Mann
Thomas Mann
sularında yüzüp Alman edebiyatınının atmosferine dalmam lazım.
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
Bana yumuşak huylu olmayı aynı zamanda da haksızlık karşısında dik durmamı öğreten, bilinçli, çevresine saygılı davranmayı, büyüklerine saygıda kusur etmemeyi, daima sevgi ile kalmayı öğreten ilk öğretmenim annem bugün bana; kızım o güzel ellerinden bir sarma yesek ne güzel olur dedi. Ben yerimi annemden öğrendim. Sonra dedim ki üslubun güzelse eğer dikeni gül eder, üslubun güzel değilse de anlattığın gül çiçek değildir. Muhatabımız gerek çocuk gerek büyük olsun insanın ifade edici dilini etkili kullanabilmesi gerekiyor. Bencil, egoist dili kullanmak yerine kalpleri yumuşatacak, iki insanın arasında muhabbeti sürekli kılacak dil ile konuşmak ve üslubun kimliğimiz olduğunu unutmamak elzemdir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.