Tove Irma Margit Ditlevsen Danimarkalı bir şair ve yazardı. Çeşitli türlerde yayınlanmış çalışmalarıyla, ölümünde Danimarka'nın en tanınmış yazarlarından biriydi.
Unvan:
Şair
Doğum:
Vesterbro, Copenhagen, Kopenhag, Danimarka, 17 Aralık 1917
"Aşkın en korkunç tarafı bu," dedim, "başka hiç kimseyi umursamıyorsun." "Evet," dedi Victor, "üstelik işin sonunda hep insanın canını fena halde yakıyor."
Ben farkına varmadan, çocukluğum usulca, hayatımın sonuna kadar benim için bir bilgi ve tecrübe kaynağı olacak, 𝐬̧𝐮 𝐢𝐧𝐬𝐚𝐧 𝐫𝐮𝐡𝐮𝐧𝐮𝐧 𝐤𝐮̈𝐭𝐮̈𝐩𝐡𝐚𝐧𝐞𝐬𝐢 𝐨𝐥𝐚𝐧 𝐛𝐞𝐥𝐥𝐞𝐠̆𝐢𝐦𝐢𝐧 𝐝𝐢𝐛𝐢𝐧𝐞 𝐜̧𝐨̈𝐤𝐮̈𝐲𝐨𝐫.
Dünyada iki erkek var
Her zaman karşıma çıkan
Biri sevdiğim adam
Ötekisi beni seven.
Birisi karanlık gecelerimin
Düşlerinde bile can evimdedir
Öbürü kalbimin önünde bekler Bekler durur ama açılmaz kapı.
Birinin sadece soluğu yeter
Beni mutluluğa ulaştırmaya
Öteki ömrünü bağışlar bana
Kalkıp geri vermem bir saatini.
Birisi kanımın sıcaklığında
Aşkın öz türküleriyle yaşar
Öbürü can sıkıcı günlerim içinde Umutsuz koşar.
Her kadın bu ikili yaşamı tadar
Sevilenle seven arasında
Ama bir kez tek kişi olur o iki insan
Yalnız bir kez her yüzyılda !
▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀
❝ ℂ̧𝕠𝕔𝕦𝕜𝕝𝕦𝕜 𝕥𝕒𝕓𝕦𝕥 𝕘𝕚𝕓𝕚 𝕦𝕫𝕦𝕟 𝕧𝕖 𝕕𝕒𝕣, 𝕜𝕖𝕟𝕕𝕚 𝕜𝕖𝕟𝕕𝕚𝕟𝕖 𝕚𝕔̧𝕚𝕟𝕕𝕖𝕟 𝕔̧ı𝕜𝕞𝕒𝕜 𝕞𝕦̈𝕞𝕜𝕦̈𝕟 𝕕𝕖𝕘̆𝕚𝕝.❞
▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀
Farklı ülkelerin edebi eserleri hep dikkatimi çekmiştir. Kendimi her zaman yeniliğe açıp farklı türlerde kitaplar okumayı deneyimliyorum. Bu kitap da yine Danimarka edebiyatından bir otobiyografi
‘Çocukluk tabut gibi uzun ve dar, kendi kendine içinden çıkmak mümkün değil.’
.
Geçen yıl Thomas Bernhard’ın beşlemesini okuyunca; insanın kendine bu kadar çıplak kalabilmesini nasıl mümkün olabilir diye düşünmüştüm.
Nasıl çocukluğunu anlatabilir? Anımsamak bir yana bunu kaleme dökebilmek nasıldır diye uzun uzun düşünmüştüm.
Elbette pek çok yazarın kendini anlatabildiğini biliyordum, çocukluğu- gençliği, tüy hafifliğindeki günlerinden omuzlarına binen betonlara kadar.
Bu bana büyüleyici geliyor.
.
Tove Ditlevsen de bu büyüleyici anlatımın içine çekti beni. Çocukluğunun karanlık- yalnız geçmesi değildi beni etkileyen. Algılarıydı. Yarı aç geçen çocukluğunda şiir yazabilmesiydi, hayaller kurabilmesiydi.
Bunları anlatırken kullandığı saf dildi.
.
Tove Ditlevsen’in hayatını da araştırdım, bu kitabı okuyup onunla tanıştıktan sonra. Alkol ve madde bağımlılığıyla boğuşup sonunda ölümünü kendi seçen bir kadın o. Yazmaktan hiç vazgeçmeyen, her fotoğrafında yarım gülüşünün gizleyemediği zeka parıltılarını saçan..
.
Kopenhag Üçlemesinin ilk kitabıydı Çocukluk. Diliyorum ki sıradaki iki kitap için fazla beklemeyiz. Şimdiden heyecanla bekliyorum!
.
Dancadan çeviride Leyla Tamer yer alırken; kapak tasarımı Sancar Dalman çalışması ~
Kitabın son sayfasını çevirdim, kapattım. Arkama yaslandım ve derin bir nefes aldım. Şimdi ben bu bildiklerimle yaşamaya nasıl devam edeceğim dedim. Pişmanlık mıydı bunun adı? Tove’un dünyasına hiç girmemiş olmayı mı dilemiştim? Hayır, tüm şaşkınlığıma, yürek sızıma rağmen bu hikayeyi okuduğum için çok mutluydum.
Otobiyografik eserleri okumaya