İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Kürk Mantolu Madonna; mutsuz sonla biten , yaşanılamayan bir aşk hikayesini konu alıyor. Almanya'ya babasının isteği ile sabunculuk öğrenmeye giden Raif efendi, bir resim sergisinde gördüğü Kürk Mantolu Madonna resmine aşık olur ve kısa bir süre geçmeden resmin sahibi olan Maria Puder ile tanışır. Daha ilk görüşte Maria Puder'e aşık olan Raif efendi daha sonraları Maria ile sık sık görüşmeye başlarlar. Maria'dan önce oldukça sıkıcı bir hayatı olan Raif efendi artık dünyanın yaşanılabilir bir yer olduğunu düşünmeye başlar. İki üç ayın geçmesi üzerine Raif efendi bir akrabasından üzücü bir mektup alır. Bu mektup vasıtasıyla babasının vefatını öğrenir ve Türkiye'ye dönmesi gerekmektedir. Onun için ne kadar zor olsa da Maria ile vedalaşır ve Türkiye'ye döner. Memlekete dönmesinin ardından bir süre daha Maria ile mektuplaşan Raif efendi, artık Maria'dan haber alamaz. Kitabın sonlarına doğru Raif efendi'nin ondan mektup alamamasının nedeni Maria'nın vefatı olduğunu öğreniyoruz. Hatta o zamanlar Raif efendiden hamile olan Maria bir kız çocuğu dünyaya getirir. Raif efendi bir kızı olduğunu tam on yıl aradan sonra öğreniyor ama ona hiçbir zaman babalık yapamıyor.
Aslında ruhumun hiç olmadığını, hiçbir insani duyguya sahip olmadığımı, hatta insanın ruhunu esirgeyen ahlak ilkelerinden bile yoksun olduğumu söylüyorlardı.
Kitap ana karakterimiz Meursault'un annesinin ölümü ile başlıyor. Meursault annesinin öldüğünü öğrendiği gün yola çıkar ve cenaze törenine katılır. Garip olan nokta şu ki Meursault annesinin ölümüne hiç ağlamaz, üzülmez bile, olayı çok soğukkanlılıkla karşılar. Bu durum yakınındakilerin de dikkatini çeker. Kitabın ilerleyen sayfalarında anlıyoruz ki Meursault'un karakteri, mizacı böyledir.
Meursault bu dünyada hiçbir şeyin bir anlamı olmadığını savunur. Ona göre annesi ha şimdi ha sonra elbette bir gün ölecekti ve bunun ne zaman olduğunun çok bi önemi yok. Hatta evlendiği kişinin kim olduğunun da bir önemi yoktur için. Çünkü ona göre şimdi iyi tanıdığı bir kişi ile ileride iyi anlaşamayabilir ve boşanma ihtimalleri de var. Bu karakteri okurken çok zevk alarak okudum. Karakteri çok garip bulsam da çoğu yerde aslında ne kadar haklı olduğunu da düşünmeden edemedim. Karakterimiz o kadar hissiz ve duygulardan yoksun ki hiçbir konuda kendini anlatmaya çabalamaz çünkü ne kadar anlatırsa anlatsın insanlar zaten onu anlamayacaktır.
Kitabın sonlarına geldiğinizde karakterimiz bir cinayet işlemek zorunda kalır ve bu suçtan dolayı yargılanır. Kitap genel olarak kişinin kendine ve topluma yabancılaşması, toplumun dayattığı kurallara uymak istemeyen bir karakteri anlatıyor.
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021111,9bin okunma