“70'li yıllar özellikle küçük şehirlerde bahçeli evlerle apartmanların berabere kaldığı bir dönemdi. Zaman bahçeli evlerin aleyhine işledi. O yıllarda hayatımıza giren televizyon dilimize de yeni kelimeler sokmuş ve böylece kolektif bir hayata gönüllü olarak katılmıştık. "Domates güzeli" olarak tanıdığımız Ayşen Gruda' nın televizyon aracılığıyla yayılan esprilerinden biri olan "apartıman çocuğu poroblemli çocuk" tanımlaması, anlaşılır bir şeydi. O sıralar sadece gülmekle yetindiğimiz bu esprinin anlamını da büyüyünce kavradık,hayatımızdan bütün bahçeli evler çekilince.”
“Öyle derine işleyen bir şeydi ki okul numarası, insan ilkokul numarasını hiç unutmaz, unutamazdı.”
‘Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek’ ismi sanki bir aşk romanının kız isteme sahnesini andırsa da aslında öyle değil… 1970’li yılların yaşayış tarzını, kültürel özelliklerini, o döneme ait ilkleri ( televizyon, televizyondaki programlar, reklamlar;telefon, telefon konuşmaları, hatların nasıl kesilip nasıl bağlandığı), yine o döneme ait mekanlar, semtler ‘Süreyya Plajı’ gibi öyle güzel anlatıyor ki o yerleri şuan İstanbul’da göremesek de okurken görmüş kadar oluyoruz. :) Ayfer Tunç’u seviyorum. Samimi, açık ve nostaljik bir kitap…Romanlarını sevenler bu Anlatı’sını da eminim beğenecektir.
Dürüst olun
Taviz vermeyin ama küstahlık da yapmayın
Çok kitap okuyun
Çok film izleyin
Çok güzel müzikler dinleyin
Kendinizi bir kalıbın içine sokmayın...
•Ayşen Gruda 🍀🌸
Yaşasalardı belki de bu zamanın gençleri olsaydı özçekimleri böyle olurdu. Halit Akçatepe, Kemal Sunal, Ayşen Gruda, Adile Naşit
twitter.com/onderseren/stat...
AYŞEN GRUDA: ‘Gülen Gözler’de, ‘Çöpçüler Kralı’nda fakir ama mutlu insanlar vardı. Şener Şen ile Kemal Sunal ile birbirimizi çok seviyorduk.
Filmlerimizin hâlâ izlenmesinin sırrı buydu; sevgi ve samimiyet.
İzmir ‘den İstanbul’a geldiğim ilk zamanlardı.Telefonum çaldı.”Bir sinema filmi var,az lafınız olacak,görüşmeye gider misiniz“diye soruldu.Meslekte ilk zamanlarım.Hangi iş olursa gidiyorum ama kamera,sinema vs geçmişim yok.Zaten belli bir geçmişi de isteyecek bir rol değildi .Telefondaki kişiye rolümü sormak saçma olacaktı.Zaten az laf demek
Yaklaşık 2018 yılından beri okuma listemde olup, alıp okumadığım ama neden okumadığımı bilmediğim kitabı sonunda okudum. Ne Biliyorsam Hepsini Anaokulunda Öğrendim, ismi ile müsemma, üniversitede bitirdiğim bölümümle çok bağlantılı olması sebebiyle okumayı çok istediğim bir kitaptı. Bir gün Ayşen Gruda'nın videosunda denk gelince de artık
Bu bir elveda olmasa da,derin bir vedadır sana ey İstanbul!
Yılların hayalinin en somut adımıyla gidiyorum senden yarım yüzyıllık bir yarım hikâye bırakarak!
Artık yarım yüzyıldan sonraki hikâyemizin ilk vaktidir gelen (el)vedasal olan.
Özlemek olacak;
Canından olanları,
Candan olanları,
Arkadaş olanları,
Dost bildiklerimi,
En çokta Annem ve Babam olacaktır özlediğim şüphesiz ama onlar ki alışkanlık sahibidirler [GURBET] dediğimize, bu defa tersinden yaşayacaklar bu olguyu! altyapısı sağlam bir tecrübe ile!
Ayrıca kim [GURBET]'e dahil değil ki?
Vatanında,
Evinde,
İşinde,
Dünyada.
Alışkın olmak ruhumuzda kodlanmış olmalıdır ki [GURBET]'e ondandır kolay uyum sağlamamız.
Elveda "kavgaların şehri İSTANBUL" ben sana yenildim! belki de bir maşukun sevgilisine bilerek yenilmesiydi bu bilmiyorum!
Ama gidiyorum daha önce [CANAN] için yapacak olduğumu bugün [CAN] için yapmaya.
Bana iyi şanslar dile dünyaya YÂR olan,bana ise Ayşen Gruda olan İSTANBUL...
Derda Yuşa
Tam cevap vermeye davranacakken, gözüm bankonun ardındaki duvara yaldızlı harflerle nakşedilmiş iki cümleye takıldı. "Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür" ve "Elbet bir gün unutacağız, bu böyle yarım kalmayacak.” İlkinin altında anonim yazıyordu, ikincisi ise M. Kemal Atatürk diye imzalanmıştı. Bir an kendimi sefalet borsasının tavan yaptığı bir batakhanede hisse senedi almaya çalışıyormuş gibi hissedip gerisingeri kaçmak istedim. Ama kadın Gülen Gözler'deki Ayşen Gruda tebessümüyle yüzüm bakmaya devam edince, çaresiz, bilgi almak için geldiğimi söyledim. Elime bir broşür tutuşturup işine bakacağını ummuştum tum. O dikkatini başka yere çevirince ben de usulca sıvışırdın Ne var ki öyle olmadı.
Kitap anı türünde yazılmış. Ferhan Şensoy un hatıraları, yaşantıları ve dönemin siyasi olayları iç içe çok güzel islenmiş.
Üstad yine yer yer güldüren yer yer düşündüren bir üslup, söz takınmış. Döneminin sanatçılarını da (Münir Özkul, Haldun Taner, Metin Akpınar, Zeki Alasya,Ali Poyrazoğlu,Baykal Kent, Ayşen Gruda, Aydemir Akbaş...) Ferhan Şensoy'un anılarından, hatıralarından görmekteyiz.
Kitabın başından sonuna kadar ise sürekli ayrılıp barıştığı tutkulu aşkı Gizem Kız( kod adı) var. Benim gibi "Gizem Kız" ın kim olduğunu merak edecekler için kim olduğunu buldum: Aytaç Öztuna :)
İyi okumalar...
Bırak dağılsın saçın başın, doğal ol.
Hep güzel olamazsın. Hayatımda daha hiç sabah uyanırken çok güzel olan birini görmedim;
Kendini her şeyinle kabulleneceksin...
Ayşen Gruda
"Derler ki kadınlar kulaklarıyla ,erkekler gözleriyle severmiş ...."
Tanımayanlar için;
● Aysel Gürel
● Ayşen Gruda
İkiside harikulade güzel kadınlardı... ve bu dünyadan çok güzel geçtiler....