Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aytekin DURAN

Aytekin DURAN
@aytekinduran
Merhabalar, Ben Aytekin DURAN. 1993 yılında Edirne ilinde doğdum. Basketbol antrenörüyüm. Ziya Morkoç Tiyatrosunda oyunculuk yapıyorum. Biricik Babam ve Corona Günlüğü ve Sevgisizliğinizle Ölünüz adlı eserlerin yazarıyım.
Basketbol antrenörü, yazar ve oyuncu
LİSANS
İstanbul
EDİRNE, 26 Ocak 1993
Haziran 2023 tarihinde katıldı
BİR KAHVE MİSALİ
Bir akşam oturmuşum tek başıma gökyüzünü seyrediyordum öylesine. Bir yandan da sıcacık kahvemi yudumluyordum. Yudumladığım kahve içimi ısıtıyordu, tıpkı senin sevgi dolu bakışların içimi ısıttığı gibiydi. Kahvenin dumanı o kadar sevgi dolu tütüyordu ki senin vicdansız kalbinden daha etkileyici ve dürüsttü. Evet, biliyorum birkaç dakika sonra o da
Reklam
Sessiz Çığlık: “Gölgelerin İçinden Yükselen Adalet”
Annesinin gözlerine bakarak "Anne," dedi ve konuşmasına müsaade etmeden devam etti. “Anne, ben intihar girişimine başlamadan önce sana bir not bırakmıştım. Ancak intiharı gerçekleştiremedim. Ve bu yüzden yazdığım notumdaki güzel duygularımı okuyamadın. İyi ki okuyamadın. Belki okumuş olsaydın şu anda bu güzelliğin yerine iğrenç bir yaşama dönüşecekti. Senden çok özür dilerim tekrardan. Ama ben hem duygularımdan hem de düşüncelerimle baş edemiyorum. Özellikle hayata ilk geldiğimiz günden beri bizimle birlikte hayat yolculuğuna çıkan “EGO” ile baş edemez oldum. Ben hem ruhumun hem de bedenimin lideri olamadım. Benim yönetmem gereken egom beni yönetmeye başladı. İşte düşünürüz ya insanlar neden intihar eder. Belki de sebeplerden bir tanesi.
Aytekin Duran
Aytekin Duran
Soğuk bir Kış günü
Biricik Babam ve Corona Günlüğü
Biricik Babam ve Corona Günlüğü
Soğuk bir kış günü, güneşli bir İstanbul sabahı… Yürüyüşlerimdeki kararlılığın görkemiyle İstiklal Caddesine açılan dar sokaklarda dolaşırken kendimi Karaköy’de buldum. Dinlenmek için deniz kenarına yakın olan bir kaldırım taşının üzerine oturdum. Öylece geçen vapurları izleyerek seninle birlikte geçen eski güzel günlerimin hayalleri

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yalnızlık
Yalnızlık güzel bir şey midir? diye soru sorsam nasıl bir cevap verirsin. Bence bana göre yalnızlık bazen güzel olan bir yaşam tarzı. Bazen de duygularımızı anlatabilecek birilerine ihtiyaç duyduğumuzda üzün dolu bir yaşam tarzıdır aslında. Acaba insanların duyguları neye ihtiyaç duyar ki? acaba duygular bir borsa misali midir? bazen duygularımızda ani yükselişler bazen de ani azalışlar olur. Bir anda çok değer verip de kaybettiklerimizi özleriz. Bazen de giden benim değildir düşüncesiyle duygularımıza sahip çıkabiliyoruz. Yaşam veya yaşamak mıdır yalnızlık. Evet biliyorum son cümlem kafa karıştırıcı ancak bu cümlenin ne anlatmak istediğini çözdüğünüzde hayatın en mutlu insanı olabilirsiniz. EH şunu unutmayın sakın. Para mutluluk değildir. Mutluluk insanları ve evrendeki bütün canlıları mutlu edebilmektir.
Sevginle üşüdüm...
Seni öyle çok sevdim ki Sevginle ısınıyordum Soğuk havalarda...
Reklam
Bir yaz günüydü...
Bir yaz günüydü, Atmışım kendimi sokaklara, Serseri mayın gibi yürüyordum, Issız sokakların içerisinde... Issız sokakların arasında Senin sevgi dolu kokunu Hissederek seni arıyorum...
Biricik Babam ve Corona Günlüğü
Biricik Babam ve Corona Günlüğü
KENDİSİNİ MUTLU OLDUĞUNU ZANNEDEN İNSANLAR...
Hayatımız boyunca kendimizi mutluymuş gibi hissederiz bazen. Ama bazen gerçekten mutlu olduğumuzu anlarız. Bazen de kendimizi iyi hissedebilmek için mutluymuş gibi hissederiz. Peki neden duygularımızı yaşamaktan korkuyoruz? Yoksa duygularımız bu kadar acımasız mı? Kime veya neye göre... Acaba yaşadığımız hayat bu kadar kötü mü ki? Bizleri yalancı duygularının içerisine itekliyor... Ya da insanlar mı yalancı duyguları tercih ediyor... Peki gerçek duygu nedir? diye sorsam acaba cevabınız ne olurdu? Ya da gerçek duygu denilen bir şey var mıdır? Gerçek duygu denilen duygu yoksa eğer hissettiğimiz duygulardan niye korkarız. Onlarla yüzleşmemek için elimizden geleni yaparız. Yoksa yaşadığımız hayat yalan hayat mı? İşte gelmiş bir dünyaya toz pembe duyguların içerisinde nefesimizi alıp yaşamaya çalışıyoruz. Tabi buna yaşanmak deniliyorsa...
Aytekin Duran
Aytekin Duran
KENDİSİNİ MUTLU OLDUĞUNU ZANNEDEN İNSANLAR...
Hayatımız boyunca kendimizi mutluymuş gibi hissederiz bazen. Ama bazen gerçekten mutlu olduğumuzu anlarız. Bazen de kendimizi iyi hissedebilmek için mutluymuş gibi hissederiz. Peki neden duygularımızı yaşamaktan korkuyoruz? Yoksa duygularımız bu kadar acımasız mı? Kime veya neye göre... Acaba yaşadığımız hayat bu kadar kötü mü ki? Bizleri yalancı duygularının içerisine itekliyor... Ya da insanlar mı yalancı duyguları tercih ediyor... Peki gerçek duygu nedir? diye sorsam acaba cevabınız ne olurdu? Ya da gerçek duygu denilen bir şey var mıdır? Gerçek duygu denilen duygu yoksa eğer hissettiğimiz duygulardan niye korkarız. Onlarla yüzleşmemek için elimizden geleni yaparız. Yoksa yaşadığımız hayat yalan hayat mı? İşte gelmiş bir dünyaya toz pembe duyguların içerisinde nefesimizi alıp yaşamaya çalışıyoruz. Tabi buna yaşanmak deniliyorsa...
Aytekin Duran
Aytekin Duran
Soğuk bir Kış günü
Soğuk bir kış günü, güneşli bir İstanbul sabahı… Yürüyüşlerimdeki kararlılığın görkemiyle İstiklal Caddesine açılan dar sokaklarda dolaşırken kendimi Karaköy’de buldum. Dinlenmek için deniz kenarına yakın olan bir kaldırım taşının üzerine oturdum. Öylece geçen vapurları izleyerek seninle birlikte geçen eski güzel günlerimin hayalleri dolaştı
"Başarılı Bir Yaşamın Anahtarları: Denge ve Tutkulu Hedefler"
Yaşam, bir yolculuktur ve her birimiz bu yolculukta kendi deneyimlerimizi, hedeflerimizi ve tutkularımızı keşfediyoruz. Ancak, gerçek anlamda başarılı bir yaşam sürdürmek için belirli prensiplere ve değerlere sahip olmak önemlidir. Bu yazıda, başarılı bir yaşamın anahtarlarından ikisini ele alacağım: denge ve tutkulu hedefler.
Aytekin Duran
Aytekin Duran
Reklam
Başarı ve Başarısızlık Arasındaki Dengede: Basketbol ve Hayat
Hayatta her zaman başarılı olmak ve kazanmak istiyoruz. Her adımımızda zafer arzusuyla yürüyoruz ve engellerle karşılaştığımızda pes etmeyi düşünmüyoruz. Bu açıdan bakıldığında, basketbol hayatın kendisiyle büyük bir benzerlik taşıyor. Hem basketbol hem de hayat, başarı ve başarısızlık arasındaki dengeyi anlamamızı gerektiriyor. Basketbol
Ölünce Sen: Hayatın Sonu ve Sonsuzluk Hakkında Düşünceler
Hayat, bizi kuşatan bir mucizedir. Doğarız, büyürüz, deneyimlerle dolu bir yolculuğa çıkarız ve sonunda hepimiz aynı noktada buluşuruz: ölüm. Ölüm, insanlık tarihi boyunca merak edilen, anlamlandırılmaya çalışılan ve üzerinde derin düşüncelere sebep olan bir gerçekliktir. Peki, ölünce ne olur? Ölümün ardından ne gelir? Ölüm hakkında pek çok
Hayatın Yalancılığı: Gerçeklerin Ardındaki Maske
Hayat, her birimizin üzerindeki gölgesini bırakan karmaşık bir deneyimdir. İnsanlar olarak, hayatın içinde var olmak için çeşitli yollar bulduk. Ancak zamanla fark ettiğimiz bir gerçek vardır: Hayatın yalancılığı. Hayat, bize bazen adil gibi görünür. İsteklerimizi yerine getirir, umutlarımızı yeşertir ve bizi mutlu eder. Ancak bu pozitif
Hayat
Aytekin Duran
Aytekin Duran
Hayat bisiklet sürmek gibidir. Dengede durabilmek için sürekli hareket etmek ve hayatın değerini hissetmek gerekir. Sürekli durağan ve hayatın değerini hissetmeden yaşarsak eğer derin sessizliğe bürünerek çaresi olmayan bir çöküşe geçmiş oluruz. Bu hayatı bir kez yaşadığımız için keyfini çıkararak doğru bir şekilde yaşamalıyız. Bugün kuşlar uçuyor deniz kenarlarında… Martılar da özgürce uçuyor... Özgürlük gibisi yok bu hayatta…
Hayat
Hayat, yaşandığında güzeldir. İnsan deneyimleri, duyguları, sevinçleri ve üzüntüleriyle bir bütündür. Yaşanmayan bir hayatın güzelliği, sadece hayal gücümüzde var olan bir idealize durumdur. Hayatın güzelliği, her anın değerini anlamakla ve onu dolu dolu yaşamakla ortaya çıkar. İnsanların birbirleriyle olan ilişkileri, sevdikleriyle geçirdikleri zamanlar, başarılarını kutladıkları anlar, zorlukları aştıkları anlar... Tüm bu deneyimler, yaşamın gerçek anlamını ve değerini oluşturur. Yaşanmayan bir hayat ise sadece birer hayaldir. Hayal kurmak, elbette önemli ve yaratıcı bir süreçtir, ancak hayallerimizi gerçekleştirmek için harekete geçmemiz gerekir. Hayatı sadece hayaller üzerine inşa etmek, yaşamın gerçekliklerinden uzaklaşmak anlamına gelir. #aytekinduran #edebisözler #edebiyat #keşfett #keşfetteyiz
Dedektif Sensin Katil Kim?
Dedektif Sensin Katil Kim?Ali Onur Bahçeci
7.3/10 · 50 okunma
Reklam
687 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski
9.1/10 · 159,3bin okunma
2023 OKUMA HEDEFİ
1/250 kitap - %0 tamamlandı
1 kitap okudu
250 kitap
687 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
Duygular
Duygular anlatılmaz, hissedilir. Dediğimde ne anlıyorsunuz acaba? ya da anlamak istemediğiniz için anlam veremiyorsunuz. İnsanların yaşadığı birden fazla duygular vardır. Hangisinden bahsetsem ki. Ya da anlatmak istesem dinler misiniz ki? Evet size soruyorum. Bir kere de karşılık beklemeden gülümse. Bana veya başkalarına gülümsemenle mutluluğunu paylaşsana. Belki de bunu yapamadığın mutsuzsun. Ya da mutlu olmak istemediğin yapıyorsun kim bilir ki. En başında belirttiğim cümle gibidir belki de. Ancak farklı bir durum yaşanıyor. Ben seni ne anlayabiliyorum nede hissedebiliyorum. Belki de ben bir yalancıyım. Belki de ben ölmüş biriyim. Ya da çok kötü birisiyim. Ne duruyorsun ki bana elini uzatsana. Belki hayat paylaşınca güzeldir. Nerden biliyorsun deyişini hissettim. İşte ufak ufak seni hissediyordum dediğimde yine yanıldım. İşte ben kocaman bir yalancıyım... Ama bir şeyi unuttuk. Galiba insanların duyguları ve vücut yalan söylemez. Anladım beni şimdi ben neden her gece ağlıyorum...
Kara Tren
1970 li yılların ortaları, rüzgarın savurduğu kar taneleri kompartımanın camlarına vururken içerisi alabildiğine sıcak ve sapsarı bir ışıkla aydınlanmış durumda. İçimde bir şehri terk etmenin tarifsiz huzursuzluğu. Yüzlerce insan var trende, hepsi bir yerlere gidiyor ya da bir yerlerden dönüyor. Belki bir düğüne ya da bir cenazeye. Ama düğüne gidenlerde de, cenazeye gidenlerde de hüzünlü bir suskunluk var. Dışarının karanlığı insanda boşlukta nereye gittiğini bilmeyen bir trende sonsuza kadar yolculuk yapmaya mahkum olmuş hissi uyandırıyor. Zaten KARA TRENLER insanın ruhunda kaşıması zevkli yaralar açarlar. Bazen uzaklardan, çok uzaklardan bir evin solgun ışığı görünüyor. Kim bilir neler yaşanıyor o evlerde? Diye düşünüyorum. Ne acılar, ne sevinçler… Kim bilir belki o evlerdekiler de treni izliyor, tren yolcuları olan bizleri merak ediyorlardır. Hatta çay içiyorlardır belki ve çok ama çok yaklaşabilsek o eve, çay kaşığının şekeri karıştırırken çıkardığı sesi bile duyabiliriz diye geçiyor içimden. Çünkü o evde muhakkak çay içilmeli. Hüzünlü ve durgun bir yerde muhakkak çay içmeli insan. Yaptığı işin durağanlığını ruhuna yansımış bir kondüktör dolaşıyor kompartımanlar arasında. Biletimi kontrol ederken, boşlukta sonsuza giden trenlerde mahkum kalmışların geliştirebilecekleri türden sessiz bir yakınlaşma oluyor ya da ben öyle zannediyorum. Çünkü kondüktör devamlı aynı şeyi yapmaktan ruhunu kaybetmiş bir lanetliye benziyor adeta...