Sonsuzluğa göçmüş bir ünlü Büyük Türkçüden fani dünyada kalan bir diğer Türkçüye gönderilmiş 33 edebi ve tarihi mektubun oluşturduğu elinizdeki "Vefa Demeti" kitaba "Önsöz" yazmak ağır vazifesi bana verildi. Değerli diplomat ve yazar Adile Ayda Hanımefendi'nin bu çok zor işi bana tevcih etmelerini, 193l'den
Başka neyimiz var ki? Varoluşun ve öz farkındalığın bu mucizevi, kutsanmış molalarından başka ne var ki? Eğer bir şeye saygı gösterilecek ve kutsanacaksa o şey bu olmalıydı; paha biçilemez varoluş armağanı. Yaşam sonlu olduğu veya hayatın daha yüce bir amacı ya da derinlere yerleştirilmiş bir tasarımı olmadığı için umutsuzluk içinde yaşamak su katılmadık nankörlüktü. Her şeye kadir bir yaratıcı hayali kurmak ve hayatımızı sürekli saygı ifadesiyle diz kırmaya adamak anlamsız görünüyordu. Ve aynı zamanda müsrfilikti de: Dünyada halihazırda herkese yetecek çok az sevgi varken neden bütün sevgi, bir fantezi için saçıp savrulacaktı ki? Spinoza ve Einstein'ın çözümünü kucaklamak daha iyiydi: Başını eğ, doğanın zarif yasalarına ve esrarına şapkanı çıkar ve yaşama işine devam et.
Reklam
102 syf.
·
Puan vermedi
Yılanı Öldürseler Yaşar Kemal’in şahane eseri… Aslında bir Yaşar Kemal kitabı daha okuyayım diye başladım ancak en başta bu kadar derin etkileneceğimi hiç düşünmedim. Daha evvel İnce Memed’i okumuş ve çok beğenmiştim ancak o eser yazarın en bilindik eseriydi ve beni gerçekten etkisine almıştı. Yılanı Öldürseler ise kısa ve bilinirliği daha az
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202019,4bin okunma
“Sürekli sakındığın ve zihninde yakaladığında ortadan kaldırman gereken dört ana zihinsel yanılgı/sapma vardır: Gereksiz düşünce, Birliğe zarar verecek yıkıcı düşünce, Gerçek düşüncelerini söylememek; çünkü birinin gerçek düşüncelerini ifade etmemesi olabilecek şeyler arasında en saçma olanıdır. Ve dördüncüsü,kendini suçlamaktır.Çünkü bu öz beninin aşağılandığını ve daha az onurlu olan yanına ölümlü bedenine ve onun kaba zevklerine teslim olduğunun kanıtıdır.” Marcus Aurelius
Sayfa 79 - Olimpos yayınlarıKitabı okudu
Anlamaz olgun adam ham adamdan. Söz hem az hem öz gerekir vesselam
Anlaşılmak için susmak gerek. Ne kadar çok söylersen, ne kadar çok konuşursan, ne kadar çok ifade etmeye çalışırsan ve ne kadar ikna etmek çabasına düşersen, o kadar anlaşılamaz olursun. Ayrıca sen dilediğin kadar ifade etmeye çalış bildiğini, günün sonunda herkes anlayabildiği kadarını anlamış olacaktır zaten.Anlaşılma çabası boşunadır. Anlaşılamamak seninle ilgili bir mesele değildir, anlayamayanla ilgili bir meseledir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Uzak çöllerde yaşayan göçebe kadınlar boya çıkarmak için dikenli çalıların arasından ot toplardı. Uzun parmaklarıyla otların öz suyunu sıkarlardı. Bu zarif renkler yüzyıllardır bu şekilde oluşturuluyordu ve dokumacının eserini tamamlaması en az on yıl sürüyordu. Sonra üzerinde gizemli sembollerin, av sahnelerinin ve şövalye savaşlarının resmedildiği, kenarına da süslü bir yazıyla Firdevsi'den bir mısra ya da Sadi'den bilgece bir sözün işlendiği kilim duvara asılırdı.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.