BUNDAN KİMSEYE BAHSETME
Bundan Kimseye Bahsetme kitabının yorumuyla sizlerleyim. Jess Tennant, Freya'nın ölümündeki sır perdesini araladıktan sonra ailesiyle İngiltere'nin küçük bir kasabasında yaşamaya başladılar. Jess, yine bir gizemin peşinde. Bu sefer ki olaya bizzat şahit oldu. Ama olayın baş aktörleri ortada yok. Kasabanın tüm gençleri olağan şüpheli durumunda. Jess, bu yeni olayı çözmek için yeni bir maceraya atılıyor.
Bundan Kimseye Bahsetme kitabından bahsedecek olursam, Port Sentinel'de, Cadılar Bayramı için her şey hazırdı. Jess, kuzenlerinin zoruyla kutlama için hazırlandı. Port Sentinel'de Cadılar Bayramı için harika bir havai fişek gösterisi düzenledi. Jess, bu havai fişek gösterisini izledikten sonra eve dönmek izin kestirme bir yoldan gitmeye başladı. Issız yolda ilerlerken, kaldırımın kenarında ben bir genç oğlanın kanlar içinde yattığını gördü. Tam ona yardım edeceği sırada Port Sentinel'in başkomiseri Dan Henderson geliyor.
Dan Henderson, Jess'ten pek hoşlanmıyor ve eve gitmesini söylüyor. Ama Jess gitmeyip gördüklerini anlatıyor. Yerde yatan kişinin Sebastian Dawson olduğunu söylüyor. Sebastian, çok kan kaybetmiş ölümle yaşam arasındaki ince bir çizgi içerisinde. Yardım bir an önce gelmezse ölecek. Jess'in burnuna pis kokular geliyor .
Sebastian Dawson'i kim neden bu halde bıraktı?
Jess, bu olayın peşine düşecek mi?
Sebastian Dawson, öldü mü?
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın dostlar
#okudumbitti #kitapyorumu #gizem #gerilim #kesfetteyiz #bookstagram #erdeminkitapligi #bundankimseyebahsetme #janecasey #olimposyayınları #sayfa304