Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...Elinizi saçlarınıza götürüşünüz, bakışlar, haller, az sonra ne yapacak, nazımı çekecek mi bakalım hareketleriniz, cebinde hayatının tüm sorularının cevabı varmış gibi gezinen eli, o sevdiğim çatık kaşlar...Belki de ben benzetiyorumdur, kim bilir; özlediğimden oluyor böyle, biliyorum. Nasılsın, merak ediyorum. Kime kızacağımı şaşırıyorum. Yanına geleceğim yakında diyemiyorum, yanın neresi bilemiyorum, nerdesin bilemiyorum. Bir kızgınlık var içimde, kime bilemiyorum.
Sayfa 35 - YKY
SAFFET: Bilirim bilirim. (Düşünür.) Bu ülkede de çalışan herkes sinirli. COŞKUN: Onun için çalışmıyorum artık. Onun için evden çıkmak istemiyorum. Her gün yollarda ve vasıtalarda gergin yüzler, düşmanca bakışlar, insanı her an tedirgin eden...
Sayfa 35 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Hep aynı ses, aynı şarkı, aynı sağır gökyüzü. Dilsiz bir deniz, kör bir düzen, yalancı yüzler, aptalca bakışlar. O iki yüzlü selamlar. Hep aynı tempoyla geçen mânâsız bir gün. Hep o değişmeyen puslu ikindi üstleri ve hep aynı yorgun, zoraki akşamlar.
Carl Sagan der ki:
Eğer anaokulu ya da 1. sınıf öğrencilerinin olduğu bir sınıfa girerseniz, karşınızda bir sınıf dolusu bilim meraklısı bulursunuz. Size inanılmaz derinliği olan sorular sorarlar. -Rüya nedir, ayak baş parmağımız neden var, dünyanın doğum günü ne zaman, çimenler neden yeşil, ay neden yuvarlak? Bu sorular oldukça derin ve önemli sorulardır. Üstelik çocuklar bu soruları çok da düşünmeden bir anda üretebilirler. Eğer liselilerin olduğu bir sınıfa girerseniz bunların hiç birisini göremezsiniz. Karşınızda sadece meraksız bakışlar bulursunuz. Bu durum, anaokulu ve lise arasında geçen zaman içerisinde gerçekten korkunç bir şeyler yaptığımızı gösterir.
Doğada, kendi dehasını ortaya koymaktan kaçınmış olan ve sonra da sağına, soluna, önüne ve her tarafına kaçamak bakışlar yönelten insandan daha yalnız ve iğrenç bir yaratık yoktur.
Reklam
İkimize de gözleri dolu dolu gülümsediler, Ağustos 1997'nin o gününde gördüğümüz aynı sevgi ve acıma dolu bakışlar.
Gözlerinde özgürlüğü çağıran bir derinlik... Bu bakışlar ölümünün davetlisi olabilir mi? Yok oluş yeni başlangıçları mı doğurur?
Şehrinin güvenliği yok. Bakılmaz artık yüreğinin kapılarından. Tüm sonlar yeni başlangıçlardaysa, savaşta kaybettim heyhat. Geriye dönen olmadı. Dikenli yutkunuşlarıma bakılmadı. Gizlenmedi yara kalbimdeki mabedimden Resimler sustu, bakışlar fırtınaya karıştı.
Ayşegül
Ayşegül
Hiç şüphe yok ki o merhametli bakışlar bu küçüğün dertli kalbine ilaçtan daha faydalı bir çareydi.
Reklam
Bakışlar çok önemlidir insanın derinliğini gözleri ele verir.
Çabuk köpürenler.
Bize çabuk köpüren birine karşı, bir zaman canımıza kastetmiş biriymiş gibi dikkatli olmamız gerekir: Çünkü hâlâ yaşamamızın nedeni onun öldürme gücünden yoksun olmasıdır; bakışlar yeterli olsaydı işimiz çoktan bitmiş olurdu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.