Evliliklerde karı-kocanın iki yetişkin gibi karşı karşıya geçip konuşması pek alışılmış değildir... Genç kız üst konumdadır, ulaşılmazdır; adeta balkondadır, bazen gerçekten balkondadır. Erkek ise aşağıdadır, yalvarır... Eğer bu çift evlenirse ilişki tersine döner. Erkek balkona -veya sedire- çıkar; kadın ise aşağıda, yemek, bulaşık, çamaşır peşinde koşturmaya başlar.
Esirlerin salıverilmesinden sonra Tiflis'te çıkan Kafkas adlı ga­zetede, avulda geçirdikleri esaret günlerinin hikayesi yayınlan­dı. Gazetenin yazdığına göre "ilk akşam, tanışmayla geçti." Bu denli dehşet verici bir akşamı, sosyal kaynaşma çağrışımı yapan bir ifadeyle tarif etmeleri ilginç. Fakat Şamil, daha ilk günden esirlere
Reklam
"Denk çiftlerden oluşan evliliklerin sayısı, dünyada ve ülkemizde, eskiye oranla artmış gözüküyor, fakat herhalde henüz istenen düzeyde değil. Divan edebiyatımızda, halk edebiyatımızda ve uzun süre Batı edebiyatında sevgililer birbirlerine denk olmamıştır. Genç kız üst konumdadır, ulaşılmazdır; adeta balkondadır, bazen gerçekten balkondadır. Erkek ise aşağıdadır, yalvarır. Genç kız yukarıdan, bir tebessüm lütfeder ya da bir gül atar. Eğer bu çift evlenirse, ilişki tersine döner. Erkek balkona veya sedire çıkar; kadın ise aşağıda, yemek, bulaşık, çamaşır peşinde koşturmaya başlar. Köylü erkek, çeşmeye gelecek diye nişanlısının yolunu saatlerce gözler. Evlendikten sonra ise kadın eve kapanır, kocasının kahveden dönüşünü gözler. Bir iner, bir çıkar tahterevalli. Yere paralel durduğu pek enderdir."
Tüketici yorumları, spekülasyonlar veya fikir borsaları genellikle algıların oluşmasında etkili araçlardır. Herhangi bir deneyim veya içgörüye dayanmayan bu süreçlerin yayılma ve etki hızı öylesine geniştir ki çok kısa bir süre içerisinde hiç beklenmeyen algısal bir balon ortaya çıkabilmektedir.
Bununla beraber Türk matbuat hayatının, özellikle de halka intikal etmeye başlayan gazeteciliğin gelişmesi, ulaşım-iletişim imkânlarının artması, modern eğitim kurumlarında Türkçe eğitiminin inkişafı, memuriyetler için Türkçenin daha fazla aranması, Türkçe ve ecnebi dillerde Türkçe dilbilgisi kitaplarının, Türklerle ilgili risâlelerin
Sayfa 9
Türkiye'de dinin bazı özellikleri Cumhuriyet'in coğrafi konumunun doğrudan sonucuydu. F.R. Atay'a göre imparatorluğun 1912'den sonra kaybedilen Balkan kısmını pek çok Türk gerçek anavatanı olarak kabul etmekteydi. Türklerin sürüklendiği yarımada, Anadolu, doğal ürünleri, askerlik için insan malzemesi veya eşkiya için kolay ele geçmez nitelikli bir yer olarak görülürdü. Anadolu'nun fakirliği dini etkinliklerine de yansıdı. Cumhuriyet'in bu taşra yerleşimlere sızmada eksik kalması yetersiz kaynaklarının sonucuydu ve bu 1940'lara kadar sürdü. Böylece yerel nüfus kültürel ekolojilerinin sertliğini aşmanın yolunu dinde buldu. Oysa hem Cumhuriyetçi politikalar hem de Sultan II. Abdülhamit'in daha önceki politikası birlikte taşra sahnesini değiştirdiler. Taşraya yeni fikirler taşıyan idari bir çerçeve ile ulaşım ve iletişim ağı kuruldu. Entelektüel hareketlilik ve insanın kasabasının sınırlarını aşan bir aleme atılım yapma yeteneği ve potansiyeli bazı insanları cezbetmişti.
Sayfa 220
Reklam
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.