Heba bir çocukluk hatası gibi unutulan insanlığımızın, vicdan denen anahtarın, bir sınır boyunda gizlenenlerin, bir ömrü minnetle kaybedenlerin romanı.
Heba; delinmiş bir uykunun ve onu bulanların hikâyesi... (HeBa)
Müttiş bir kitap çok beyendım herkese tavsiye ederim. Bence çok doğru bir tespit ve. Netice mukebel zamanın içindesin sanki an bean tekrarı gibi hissediyorsun
Var OlmayanLefevre Leumacen · İndie Yayınları · 2017311 okunma
Kızarmış ekmeğin üzerine çilek reçeli sürdüğün birini asla unutamıyorsun.” demişti kadın. Unutamayışın her konusu açıldığında bu birlikteliğin yazgısının ayrılık olacağını, birlikteliğin içindeyken dahi sessiz bir şekilde hisseder gibiydiler. Cümlelerinin arasına gizlenmiş olan bu eylemin gerçekleşeceğine dair inançlarını kırmak için, anı diye biriktirdikleri bütün davranışları, eşyaları, yürüyüşleri, bir kalp atımı kadar uzak kalan yolları ve daha binlercesini devamlı ortaya döküyorlardı. Bedelleşmiş bir mutsuzluktan şikâyetçi değildiler, bu mutsuzluğu yan yana sahiplenemeyecek kadar uzaklaşmaktan geliyordu korkuları. Sanki tahribatı ağır bir deprem olmuş da tanıdık bir ses arıyorlarmış gibi geçireceklerdi bu ayrılığı.
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi.
Öldük, ölümden bir şeyler umarak. Bir büyük boşlukta bozuldu büyü. Nasıl hatırlamazsın o türküyü, Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü, Alıştığımız bir şeydi yaşamak.. Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok; Yok bize arayan, soran kimsemiz.