“Louis-Ferdinand Céline’in Gecenin Sonuna Yolculuk” kitabı, Fransız yazar Louis-Ferdinand Céline’in en ünlü eserlerinden biridir. Roman, birinci şahıs bakış açısıyla anlatılan bir yolculuğu konu alır ve yazarın kendi yaşamından esinlenmiştir.
Baş karakter, Dr. Ferdinand Bardamu adında bir doktordur. Bardamu, savaş sonrası dönemin yıkımı ve kaosu
"Louis-Ferdinand Céline'in kaleme aldığı, modern edebiyatın en etkileyici eserlerinden biri olarak kabul edilir. Bu roman, birinci dünya savaşı sırasında yaşananları, savaşın insan ruhu üzerindeki yıkıcı etkilerini ve toplumsal çürümeyi keskin ve acımasız bir dille anlatır.
Roman, ana karakteri Ferdinand Bardamu'nun gözünden dünyayı keşfetmesini izler. Bardamu, savaş alanlarından Afrika'nın koloni topraklarına, Amerika'nın büyük şehirlerinden Fransa'nın kenar mahallelerine uzanan bir yolculuğa çıkar. Céline, bu yolculuğu, insanın karanlık yanlarını ve çelişkilerini gözler önüne sermek için bir araç olarak kullanır.
Céline'in yazım tarzı, oldukça özgün ve sarsıcıdır. Dilin sınırlarını zorlayan bir anlatımla, okuru hem rahatsız eder hem de düşündürür. Romanın dili, argo ve yer yer küfürlü bir üsluba sahiptir, bu da Céline'in tabu olarak görülen konuları ele alış biçimini yansıtır.
"Gecenin Sonuna Yolculuk", bireyin içsel çatışmalarını ve toplumun yozlaşmasını detaylı bir şekilde ele alırken, aynı zamanda varoluşsal sorgulamaları da beraberinde getirir. Céline, okuru sarsan ve zaman zaman umutsuzluğa sürükleyen bir atmosfer yaratmayı başarır. Eser, savaşın insan üzerindeki travmatik etkilerini ve hayatın anlamı üzerine derinlemesine bir bakış sunar.
Kısacası, "Gecenin Sonuna Yolculuk", hem edebi bir başyapıt hem de insan doğasının karanlık yönlerine dair cesur bir keşiftir. Céline'in bu eseri, onun edebiyat dünyasındaki tartışmalı figür olmasına rağmen, edebi anlamda büyük bir değer taşır ve okuyuculara unutulmaz bir deneyim sunar.
“Gerçek gençlik, biricik gençlik, herkesi ayırım gözetmeksizin sevmektir, bir tek budur gerçek olan, bir tek budur genç ve yeni olan”
Müthiş bir yazar, müthiş duygular ve müthiş bir kitap. En uzun soluklu okuduğum kitaplardan bir tanesi oldu. Yazar bir antisemit. Bunun yanında İçgüdüsel yazan ve yazıları nefret dolu, ırkçı, saldırgan. “Duyguyu
………..………………………………………………………………
Bir süre önce, 80'lerin kült filmlerinden birini incelerken – Jean-Jacques Beneix'in 37°2 Le Matin (Betty Blue)- Temelini oluşturan romanı okumak istedim: Philippe Djian tarafından yazılan ve 1985'te Bernard Barrault editions tarafından yayınlanan bir roman.
Bu romanın hikayesi isimsiz bir
#louiseferdinandceline ‘nin 1940 yılında kaleme aldığı #geceninsonunayolculuk adlı eserinde ,İki dünya savaşı arası ve sonrası arafta kalmış insanların,savaş sersemi bir çalgına dönüştüklerini ifade edip sefaletleri,acıları,öfkeleri,ezilmişlikleri,hiç oluşlarını,istemeden karanlığın içine haps olup körlüklerinde uyurken kendince uyanışları
Muhtemelen birçok kişinin adını bile duymadığı herkesin okuyup da beğenmeyeceği bir kitap. Kurguya değil daha çok üslüpa odaklanmış bir kitap. Bence bu kitabı sanat filmleri seven özellikle de İran sinamasını takip eden kişilerin beğeneceğini düşünüyorum yani bende öyle oldu :).
Gündelik hayatta kullandığımız dille yazılıp bu kadar zor okunan bir metin görmedim. Yazar günlük hayatta kullandığımız kelimeleri olduğu gibi kullanmaktan hiç çekinmemiş ve romanda insan benliğini hayatta olduğu gibi tüm yanlarıyla yansıtmış. Yani romanda umut ve aşk hariç her şey var dünyanın pis bir yer oluşu, sıradanlık devam eden bulantı hali, fakirlik, adalet eksikliği anlayacağınız hayatı olduğu gibi aktarmaktan geri hiç durulmamış.
Bardamu kahraman mı yoksa anti kahraman mı olduğu anlaşılmıyor ne tamamen iyi ne de tamamen kötü bir karakter diyebiliriz onun için (tıpkı bizler gibi). Kitapta savaşın anlamsızlığı ve milliyetçilik duygularına bolca değinilmiş. Kitabı okuyacaklara tavsiyem hafife alınacak bir kitap değil öncelikle onu söyleyim. Yani yazın değilde güzün okunacak kitaplardan tüm ilginizi vermeden okunabilecek fakat anlaşılamayacak bir kitap. Kısaca şunu söyleyebilirim bu kitabı okuyup da beğenen insanlara saygıyla bakabileceğim bir şaheser.
