573 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Umudun ve aşkın dışında, insana dair her şeyi okumak istiyorsanız, “Gecenin Sonuna Yolculuk” aradığınız kitap olabilir. Kitap yazılmış olalı 85 yıl olmuş. Ama bileseniz ki, kitap değerinden fazla bir şey kaybetmedi, çünkü insanın sadece kabuğu değişti. Kabuğun içindeki tüm çürümüşlük olduğu gibi duruyor. Kitabın yazarı Louise Ferdinand Celine’in
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna YolculukLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 20224,133 okunma
573 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kitabı okumaya başladığınız andan itibaren kitabın etkisi altına girmeye başlıyorsunuz . Konusu itabari ile bütün dünyanın iflas etmiş olduğu 1. Dünya savaşında geçen kitabın kahramanı olan Bardamu ile yazar bize savaşın , her türlü milliyetçiliğinin, militarizmin, katı inançlarımızın, sömürgeciliğin, kapitalizmin, varoşların sefaletini , yoksulluğun çaresizligini insanları ne hale soktuğunu, insan ruhunun kepazeliğini itaati, boyun eğişi, birbirini kazıklayışını acımasızlığını, sevgisizliği gözümüze sokarcasına katlanılmayacak derece de bir bir anlatıyor. Yazar bunu anlatırken kitabın ülkemizde de 70 yıl sonra yayınlanmasına neden olan kullanmış olduğu üslub'dan dolayi gündelik yaşamda kullanılan bir dille ( argo kelimeler ve yeri geldiğince küfür ) yapıyor . Céline ' in okuduğum " profesör y ile konuşmalar " kitabında bir bölümde bu konuyla ilgili bir cümlesi var . Kitap yazarken Argo kelimeler yemeğe atılan baharat gibidir. Tam kıvamında kullanılırsa kitaba lezzet katar. Ama biraz fazla kullanılırsa kitabın tadını bozar. Kaderinden kaçmak için ve varolmak adına Bardamu'nun çıkmış olduğu bu olağanüstü yolculuk ve yaşadıkları varolmak adına göstermiş olduğu çaba , hayata tutunma mücadelesi bana göre herkes için okunup rehber niteliğinde yaşamı kullanma kılavuzu anlamında bir Başucu kitabı.
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna YolculukLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 20224,133 okunma
Reklam
Yolculuktan Haberler - Henri Godard
Ama her şey bu kadar basit değil. Romanın ilk sahnesinde, saf ve konformist bir adamı karşısına alan Bardamu, ilk repliklerinden itibaren kurulu düzenin düşmanı olarak çıkar karşımıza, daha doğrusu, kendisinin de ilan ettiği gibi, bir anarşisttir o. Ama bu sahne henüz sona ermeden, muhatabında büyük bir şaşkınlık uyandırarak olası en ilkel ya da en yabancılaşmış tepkiyle hareket eden de odur. Albayının arkasında ilerleyen bir süvari alayının geçit törenini görüp müziğini duyması bile bu coşkuya kapılıp onların peşine takılması, bir başka deyişle orduya katılması için yeterli olacaktır. Romanda, uzun süre, çoğu zaman anarşist bir söylem tutturmakla birlikte, sesinde ara ara saflığın ve saygıyla boyun eğmenin vurguları duyulan bir kişi olarak yer alacaktır.
_ Peki o zaman size soruyorum, Bardamu, seçkin kişide, onun özgeciliğini -başkalarının iyiliğine çalışmayı yaşam ve ahlak ilkesi yapan görüş-- kışkırtabilecek ve bu özgeciliği tartışmasız biçimde ortaya çıkmaya zorlayabilecek en yüce değer ne olabilir??? +Vatanseverlik, Hocam!!! _ Yaaa gördünüz mü, ağzınıza sağlık!!! Beni gayet iyi anlıyorsunuz Bardamu... Vatanseverlik ve onun mütemmim cüzü -onu bütünleyen tamamlayan -, şan şöhret, bu kadar basit işte, bu onun kanıtı!!!
‘Gecenin Sonuna Yolculuk’un kahramanı Bardamu, bütün izlerin birbirine karıştığı sayısız alacakaranlıkta yolunu bulabilmek için, her seferinde bir dua gibi aynı adresi telaffuz ediyordu: Anne. Zamanın bütün mola yerlerinde, günlerin ve saatlerin aklını çeldiği bütün kavşaklarda, yıkılmayan tek uygarlığı olan annesine geri dönüyordu Bardamu. Anne, onu hayata yapıştıran biricik yapışkandı sanki ve darda kaldığında o yapışkanı diliyle ıslatmaz, kalbiyle yeniden kıvama getirmezse, dünya diye iliştiği duvardan çözülüp, adını bilmediği bir karanlığa devrilmekten ödü kopuyordu. Bu yüzden, “insan anasında her istediğini bulur, kaderin her cilvesine uygun. Yeter ki seçmeyi bilsin” diye söyleniyordu bir yerde. Kafasının pek karışık olduğu başka bir yerde de bakın nasıl sızlanıyordu: “Giyotine giderken bile, atkını unuttun diye azarlamaya kalkabilir annem beni…”
166 syf.
1/10 puan verdi
SEVMEDİM. Söze neden 10 üzerinden 1 puanı uygun gördüğümle başlamak, sanırım en iyisi olacak. Bu puan, yazarın tabi ki yeteneğine değil, çünkü bu zaten komik olur. Bu puan, bu kitabın bana ne kadar hitap ettiğine verildi, yani hiç ETMEDİ. Beni rahatsız eden hususları sonlara doğru değinmek üzere bir kenara itip, kalan konularla ilgili birkaç
Sonsuzluğa Nokta
Sonsuzluğa NoktaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20171,738 okunma
Reklam
109 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.