Allah’tan başka dostlar aramanın sonucu…
Allah'tan başka dostlar edinenler, kendine yuva yapan örümceğe benzer. Eğer bilseler, evlerin en zayıfı örümcek evidir. " Ankebut suresi 41.ayet Büyük bir tefsir âlimi olan İmam Taberi bu âyet hakkında şunları söyler: - Allah Teâlâ, Kendisini bırakıp putlara tapanları ve onlardan medet umanları, ihtiyaç hissedildiğinde hiçbir fayda gör- meme bakımından, kendisine yuva yapan örümceğe benzet- mektedir. Zira örümcek bütün çabasını harcayarak kendisine barınak yapar ve o barınağın kendisini koruyacağını zanneder. Fakat korunması gerektiği bir anda o barınağın ona hiçbir faydası olmaz. Allah'ı bırakıp başkalarını dost edinenler de tıpkı bu örümcek gibidirler. Darda kaldıklarında bu dostlarının kendilerine yardımcı olacaklarını sanar. Fakat darda kaldıklarında bütün bunların kendilerinden uzaklaştıklarını görürler.
Bilmek, çok bilmek, bilmişlik. Aklın rehberi,
Engin kozmik karanlığın içinde Güneş sistemimizden daha genç ve daha yaşlı olan sayısız yıldız ve gezegen bulunur. Henüz kesinlikle emin olamayız, ama yeryüzünde hayatın ve aklın evrimine yol açan aynı süreçler, Kozmos'un her köşesinde geçerli olmalıdır. Yalnızca Samanyolu Galaksisi'nde bile bizden çok değişik ve çok daha gelişmiş yaratıklara barınak sağlayan bir milyon dünya bulunabilir. Çok bilmek, çok zeki olmakla eş değildir. Akıl yalnızca bilgi demek değildir, aynı zamanda yargıdır da. Başka bir deyişle, bilgiler arasında bağlantı kurup bunları kullanmaktır. Buna rağmen, elimizin altında bulundurduğumuz bilgi birikimi yine de aklın bir ölçüsü sayılıyor. Bilgi biriminin ölçeği Bit'tir; belirli bir soruya "evet" ya da "hayır" yanıtının verilmesiyle oluşur. Örneğin, bu lambanın açık ya da kapalı oluşunun belirlenmesi tek bir bilgi Bit'i gerektirir. Elinizdeki bu kitabın sözlü bilgi içeriği 10 milyon (10⁷) Bit'tir. Yeryüzündeki tüm kitaplıklardaki çeşitli kitaplarda var olan sözcüklerle resimlerin içerdiği bilgi 10¹⁶ ya da 10¹⁷ Bit'tir. (*) Bu duruma göre, dünyadaki tüm kitapların içerdiği bilgi, bir büyük Amerikan kentinde bir yılda video olarak yayımlanan bilgiden çok değildir. Ne var ki, bütün Bit'lerin değeri, hiç kuşkusuz aynı değildir.
Sayfa 286 - On Birinci Bölüm - Anıların IsrarıKitabı okuyor
Reklam
İşçiler
Dumanıyla ve dokuma tezgâhlarının gürültüsüyle izliyordu bizi kent ta uzaklara kadar, yollarda. Ey öteki dünya, gökyüzü­nün ve karanlıkların kutsadığı barınak! çocukluğumun mutsuz olaylarını anımsatıyordu bana Güney rüzgârı, yaz umutsuzluklarımı, yazgının her zaman benden gizlediği gücün ve bilimin o korkunç niceliğini. Hayır! geçirmeyeceğiz yazı, öksüz nişanlılar­dan başka bir şey olamayacağımız bu verimsiz ülkede. Bir sevgili anıyı artık sürüklemesin yanında bu katılaşmış kol.
"Durun! Kan dökmeyin!" Şimdi de tekrar ediyorum "Ey dağların, denizlerin öbür tarafındaki insanlar, siz ki mavi göğün altında yaşıyorsunuz, savaş neyinize gerek? Ben toprağım, bana bakın! Ben herbiriniz için aynıyım ve siz de benim gözümde eşitsiniz. Benim için önemli olan sizin sözleriniz değildir. Ben sizin dostluğunuza muhtacım, çalışmanıza, beni işlemenize! Saban izine bir çekirdek, bir tohum tanesi atın, size yüz katını vereyim, küçük bir fidan dikin kocaman bir çınar vereyim! Evler kurun, temel olayım! Üreyin, çoğalın, hepinize güzel bir barınak olayım! Derinim, yükseğim, büyüğüm, ucum bucağım da yok.. hepinize yeterim ben..."
Leyla'yı aşmak mümkün müydü? Havaydı Leyla yahut su, barınak, aş! Zaruriydi. Nefes aldığım her gün damarlarımda süzülür, öldüğümde benimle birlikte gömülür, toprağı eşeleyip tekrardan yeşerirdi o.
Gözlemleyebildiğimiz evrenin tümünde ortaklaşa maddelerin varlığı göze çarpıyor. Çünkü Güneş ve yerküremizdeki elementlerden çoğu yıldızlarda da var. Yıldız kümelerinde epey yaygın elementlerin, yerküremizdeki canlı organizmaların yapısında bulunan elementlerden bazılarıyla aynı olması ilginç bir noktadır. Örneğin, hidrojen, sodyum, magnezyum ve demir bu elementlerdendir. Acaba hiç olmazsa yıldızların parlak olanlarına, bizim Güneş'imiz gibi gezegen sistemlerini ayakta tutan ve onlara enerji veren, canlı varlıklara barınak sağlayan dünyalar gözüyle bakamaz mıyız? — William Huggins, 1865
Reklam
Zihnimizin haftalar boyunca geçici bir düzende azap çekmesine göz yuman alışkanlık, ama o olmasa, kendi imkanlarıyla sınırlı kalan zihnimizin bize içinde yaşanabilecek bir barınak sunamayacağı için, her şeye rağmen bulduğu zaman sevindiği, o becerikli ama ağırkanlı düzenleyici!
Sayfa 14 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Ne zaman kötü hissetsem, yağmurun altında, güneşin altında kalmışım gibi hissetsem, ağacıyla barınak olur, gölge olur. Kötü biri değil o." "İnsanı her zaman kötüler incitmez ki, İs. " Kitabı okudu Nehir Nehir Binnur Nigiz
'Robinson, batan gemiden kurtarabildiği şeyleri adaya zar zor sürüklüyor. Adada önce kendisine barınak yapıyor, sonra buğday ekiyor, yaban keçilerini evcilleştiriyor. En son olarak da adaya gelen yerlilerden birini yakalayıp kendi yardımcısı yapıyor. Kısacası, o uzak adada yerleşik, düzenli bir hayat kuruyor. Hem de tek başına... Genç bir çocuk... Issız bir adada...' Konuşmacı(Jarvinen) şu sözlerle konuşmasını sürdürdü: 'Ey Fin kardeşler! Milletimizi oluşturan iki milyon Fin, bu Robinson denen çocuktan daha mı güçsüz, daha mı iradesiz, daha mı akılsızdır? Değerli öğretmenler! Rahipler! Hâkimler! Mühendisler! Memurlar! Avukatlar! Genç Suomi'nin(Finlandiya) evlatları! Aydın filizleri! Sizler de kendi milletiniz arasında birer Robinson olmak istemez misiniz?'
Sayfa 73 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Şu gökkubenin altından bir rüya gibi geçip giderken, bizi insan gibi yaşamaktan men etmişlerdi. Yiyecek ve barınak karşılığında hayatlarımızı satın alıp, içten bir gülümsemeyi bile bize çok görmüşlerdi.
Reklam
yarın Kudüs'te olsaydım Rahmet Mescidinde murabıtlar için hazırlanan iftara katılırdım. "tok olsan da biraz ye, bu yemekte bereket vardır". ben başka hiçbir yeri özleyemiyorum. yüzüme çarpan o bereketli havayı soluyarak bir kediyi severken bana uzatılan tabbulenin tadını düşünüyorum. beş dakika öncesinde karnımın acıktığını fark
Alışkanlık!... Zihnimizin haftalar boyunca geçici bir düzende azap çekmesine göz yuman alışkanlık, ama o olmasa, kendi imkânlarıyla sınırlı kalan zihnimizin bize içinde yaşanabilecek bir barınak sunamayacağı için, her şeye rağmen bulduğu zaman sevindiği, o becerikli ama ağırkanlı düzenleyici!...
Sayfa 18 - Marcel ProustKitabı okuyor
Büyükanne herkesin iki aklı olduğunu söyledi. Akıllardan biri bedenin yaşaması için gerekli olan şeylerle ilgiliydi. Bedene gerekli olan barınak, yiyecek ve benzeri şeyleri nasıl bulabileceğini düşünmek için bu aklı kullanmak gerekirdi. Eşleşmek ve çocuk sahibi olmak için de bu aklı kullanmak gerektiğini söyledi. Bu aklı taşıyabildiğimiz kadar
Kahrolası barınak meselesi. Başımıza gelen acıların nedeni bu.
Sayfa 141Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.