İnsan, hayata koca evreni içinde yaşatma ve doyasıya yaşama tutkusuyla gelir.
Kimileri bu tutkuyu gerçekleştirme imkânlarıyla doğar, kimileri sadece
hayallerinin haritalarında gezinir.
Bir de diğerleri vardır; varlığının doğası gereği, bilincini ve ruhunu kullanarak
bu tutkularını gerçekleştirirler. Hatta bu kişiler diğerlerinden öne geçerler.
Kendilerine çizilen labirenti yıkıp dünyaya sığmazlar. Aksine doğanın tümünü;
renkleri, kokuları, tatları, coğrafyaları iliklerine kadar doldururlar.
İnsanların genelde çocuklarından beklentileri; okula gitmeleri, derslerine
çalışmaları, sınavlara hazırlanmaları, iyi bir üniversite kazanmaları, mezun olmaları,
askere gitmeleri, güzel bir işe başlamaları, para biriktirmeleri, araba almaları,
evlenmeleri, çocuk yapmaları... Bu liste uzayıp gider..
Yukarıda sıraladığım sıradanlıkların ve durağanlıkların ötesinde hayaller
kurmalı insan. Kalıplarından dışarı çıkıp şehirlere, sınırlara sığmamalı...
Peki ya benim isteklerim?
Benim hayallerim?
Bu kitapta anlatacaklarım, hayallerimin bir yansımasıdır. Kelimeler ve
cümleler seyahatlerimden ve o seyahatlerde edindiğim duygu ve düşünceleri tarif
etmeye yetmeyecek.