Daha önceki incelemelerimde de yazmıştım. Her kitabın bir zamanı var ve o zaman geldiğinde karşımıza çıkar ve hiç düşünmeden alıp okumaya başlarız.
Bu kitap benim hayat yolculuğumda, kaybolduğumu sandığım yollarda bana ışık tuttu ve kendime inanmamı sağladı. Johari Penceresi'ni bilir misiniz ? İşte oradaki kör alanımı keşfetmemi sağladı. Kendimize , kendi karanlığımıza doğru sorular yönelterek gerçek bizi bulmamızı ve bulduğumuz o kişinin istekleriyle yaşamayı istediğimiz hayatı rezonans alanı yaratarak elde edebileceğimizi anlatıyor.
Hani kalbinin sesini dinlemek deyimi vardır ya ... Bunun bilimsel açıklamasını anlatıyor kitap. Kalbimiz beynimizden 5000 kat fazla enerji yayıyormuş. Eğer bir şeyin gerçekleşmesini istiyorsak tüm kalbimizle ona inanmalı ve gerçekleşeceği günü hayal etmeliyiz. Unutmayın... Rezonans alanı ayıp, günah, mantık aramaz. Neyi istiyorsak ona kodlanır ve gerçekleşmesi için evrene titreşimler yayar...
Ne zaman kendimle ilgili umutsuzluğa kapılsam, bu kitabı elime alıp okumaya başlıyorum. Siz de hayatta başka kapılar, başka olasılıklar olduğunu görmek istiyorsanız; daha fazla geç kalmadan kitabı okuyun...