Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fakat, Hindistan teşebbüsünün kaderini belirleyen şey, Kolomb ile birlikte Atlantik’i geçen, eski dünyanın fikirleri ve akisleri idi.
Bir önceki yüzyılda, Kara Veba salgınının neden olduğu, nüfusun önemli ölçüde azalması Avrupa toplumlarında yükselmekte olan yeni insanlara boş ve geniş araziler bıraktı.
Reklam
Halk arasındaki yaygın inanışa göre, Kolomb’un denizcileri, Atlas Okyanusu üzerinden oldukça fazla batıya açılırlarsa, düz bir dünyanın kenarından düşebileceklerinden korkmuşlardı.
Kolomb’un Hindistan’ a hep batı istikametinde giderek varma iddiası, onun bir bakıma aydınlanmış olduğu anlamına gelmez. O, sadece küçük bir dünyanın varlığına kararlı bir şekilde inanan birisiydi.
Orta Çağ tarihinin, coğrafyasının, mitinin veya efsanevi seyyahların hikâyelerinin önemi; onların deneysel doğruluğuna veya yanlışlığına değil, bunların gerçekmiş gibi algılanıp ona göre hareket edilmesi yetisine bağlıydı.
Barbar kimdir?
Barbar kavramı Avrupalılara Eski Yunan’dan miras olarak kalmıştır. Barbaroi den türeyen bu kelimenin asıl anlamı, Yunanca konuşamayan kişi demektir.
Reklam
Bazı insanların Yunanca bilmediklerini söylemek, bunların akıl yetisine sahip olmadıklarını, mantıklı hareket edemediklerini, zihinlerinin yeterince gelişmediğini ve tutkularının önüne geçemediklerini ima etmekte; bunlar, aklı idrak etmelerine rağmen, hakiki bir muhakeme gücüne sahip değillerdir. Barbaroi kavramı, Yunanca konuşmayan tüm insanlara şamildir.
Eski Yunan bilimi. Roma eğitiminin ve aydın yaşamının temeli idi. Tüm bu külliyat, Yaşlı Pliny (ö. M.S. 79)’nin eserlerinde toplanmıştır. Pliny'nin Historia Naturalias adlı eseri Orta Çağ boyunca sembol bir eser idi (geniş haşiyeli nüshası, Kristof Kolomb’un kütüphanesinde bulunmaktadır). Pliny, bilinen dünyayı 13 kitapta incelemiş;
11. yüzyılın sonunda Aziz Augustine’nin eseri olan faal kilise geleneği. dış dünyaya yöneldi. Aziz Augustine, Hristiyan Roma toplumunun medenî temeline geleneksel inancı, yerleştirdi. Luka İncili’ndeki bir bölümü “Onları (Hristiyanlığa) girmeye zorla!” (4:23), kullanarak, onun sapık mezheplere karşı nefreti, Paul Johnson (1978)’un ifade ettiği şekilde yapıcı bir zulüm doktrini oldu. Bu doktrin, Biz ve Onlar arasındaki açık ideolojik çizginin keskin kenarı olup bunun etrafında Batı Medeniyeti’nin Ötekiler’le ilgili varis olduğu tüm izler düzenlenip teşhir edildi.
Haçlı Seferleri, Aztek başkenti Tenochtitlan’ın harabelerinde meyve veren inanmayanlara karşı geniş ölçekli, uluslararası bir Hristiyan saldın başlattı. Meksika başkentinin ayin merkezî, Hristiyan kiliselerinin, parçalanmayı ve diğer bir medeniyetin hakimiyetine şehadet edercesine yükseltilmesinden önce, yanan bir moloz taşına dönmüştü.
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.