Çöl, "sözde bereketsiz taşlaşmış Arap doğasını" ve Avrupalıların idaresine ihtiyaç duyan "Müslüman dünyasını sembolize eder."
Sayfa 168 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Nicholas de Nicolay'ın
"Yahudiler gibi iğrenç bir millette erkekler
fesatlık, dolandırıcılık ve kalpazanlıkla anılır"
şeklindeki ifadesi Hıristiyanların Yahudileri açgözlülük, güvenilmezlik ve tehlikeli olmakla tasvir etmesine başka bir örnek daha sunar.
Sayfa 167 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Yazar Marry Shelly, Türkleri
"cehenneme taht kuracak bir ırk"
olarak tasvir eder (1800'lerde).
Sayfa 161 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
İki aydınlanma Filozofu Chevalier de Jaucourt ve Voltaire Hz. Muhammed'i Büyük İskender ile kıyaslar.
Sayfa 153 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Tekrar söylüyorum, ey diğer zırcahillerin sizi Muhammedilliğin zevke düşkün, hissi bir din olduğuna ikna ettiği cahil ahmaklar,
bunu kanıtlayacak tek kelime yoktur;
diğer birçokları gibi siz de bu hususta kandırılmışsınız.
Voltaire/Felsefe Sözlüğü
Sayfa 153 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Aydınlanma dönemi Avrupasında da değişen bir şey yok...
Leibniz, Müslümanları "barbar Muhammediler tembel Türkler ve şehvet düşkünü Mısırlılar" olarak tasvir eder.
Sayfa 152 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Türk Kellesi, Elizabeth döneminde Britanya ve Fransa'da Türklerin etini yamyamca yemeyi temsil eden popüler bir lezzetli çöreğe verilen isimdir
Sayfa 136 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Eti yenilen ve kafası kopartılan birçok
Türk görseli Avrupa muhayyelesinde yer tutmuştur.
Sayfa 132 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
(Ortaçağ ve rönesansta) Hristiyan yazarlar
Hz. Muhammed'i sıklıkla saralı olmakla
(o zamanlar zihinsel bir hastalık olarak düşünülüyordu) itham ederler.
Sayfa 132 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
(Marlowe'un oyununda) Bütün Türklerin damarlarından akan "mor kana sahip, Tanrısı" Muhammed'ten medet uman (Yıldırım) Bayezid "iğrenç ve lanetli İslam cemaatinin" bir mensubu olarak tasvir edilir.
Sayfa 123 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
(Rönesans dönemi Almanca bir hikayede) Türk askerleri, Konstantinopolis'in düşüşünde katledilmiş Hıristiyanların ölüleriyle cinsel ilişkide bulunmuşlardır.
Sayfa 120 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Osmanlıları hem bir bela hem bir düşman olarak görmek (edebi eserlerde) Müslüman canavarlarını yaratmaya yardımcı oldu.
Sayfa 120 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
(Rönesansta) Türklerin varlığı, Hristiyanların günahlarının bir cezası olarak görülürdü.
Sayfa 120 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Türklerin ataları Shakespeare tiyatrolarında ve diğer eserlerde geçen canavarvari ırklarla ilişkili gruplardan biri olan İskitlere dayandırılırdı.
Sayfa 104 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Avrupalının Osmanlı'ya bakışı...
Türklere karşı ön yargılar bunların ete bürünmüş iblisler veya şeytanın bir tür seçilmiş destekçileri oldukları ve hepsinin cehennemden buraya geldiklerini ve oraya gidecekleri yönünde sıklıkla ifade edilen fikirlerde zirveye ulaşmıştır.
Sayfa 104 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu