Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammed Bazar

Muhammed Bazar
@bazarmuhammed
Yürüyenleri, oturanlara sormayın.. Ş.Abdullah Azzam
Hak davaya karşı batıl davalarını savunacak, ortaya bir delil koyacak kudretleri yoktur İslam düşmanlarının. Bundan dolayı da onların hak ehline karşı tarih boyunca sergiledikleri tek tutum, işkence, tehdit ve zorbalıktır. Bu onların bize verebileceği tek cevaplardır. Ne zaman ki, hak ehlinin sebatını gördüler ve hak ehlini dinlerinden geri döndüremediler, işte o zaman bu çirkin yüzleriyle karşımıza çıkmaya çalışırlar. Firavun, Musa'ya cevap olarak şöyle demiştir: "Benden başkasını ilah edinirsen, andolsun ki seni zindana atarım!" (Şuara/29) Firavun, iman eden sihirbazlarına da şu cevabı vermişti: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarinızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!" (Şuara/49) İbrahim'in (a.s.) kavmi de şöyle söylemişti: "Şunu yakın da ilahlarınıza yardım edin!" ( Enbiya/68) Yusuf'a (aleyhisselam) şunu yaptılar: "Sonra bütün delilleri onun lehine gördükleri halde, yine de bir süre için onu zindana atmayı uygun buldular" ( Yusuf/35)
Sayfa 16
Reklam
Ne zaman Allah'a itaatimizden, ihlasımızdan ve samimiyetle ona yönelişimizden ödün verirsek, işte o zaman vay halimize...
Sayfa 8
Her iddia ispata muhtaçtır. Allah'a ve Peygamber'e iman hayatın en büyük iddiasıdır. Ve ispatı da Peygamber'i örnek, önder edinmekle münkündür. Peygamberler hayatın tek önderleridir. Getirdikleri davanın en büyük bedelini onlar ödediler. Onların çağrısına koşanlar da imanlarının imtihanına mutlaka tabi tutulacaklardır. Ona inananlar hayatı ondan öğrenecekler... Ona inananlar evlenmeyi ondan öğrenecekler. Baba olmayı, eş olmayı, komşu olmayı, dost olmayı, arkadaş olmayı... Ondan öğrenecekler sevmeyi, kızmayı, affetmeyi, tepki koymayı, kardeş olmayı.. Ondan öğrenecekler savaşmayı, cihadı, barışmayı.. Peygamber sevgisi imandandır. Bizler ondan asırlar sonrasına savrulmuş olabiliriz. Onun çağında yaşayıp ona inanmayanların onu görmüş olmaları ne ifade eder ki?
Sayfa 49

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaratan Rabbinin adıyla oku ayeti; Hakiki bir okumada dil okur, akıl tercüme eder, kalp tasdik eder ve tavır belirler. İşte Allah'ın ayetleri böyle okunmalıdır. Malik b. Dinar şöyle demiştir: Ey Kur'an okuyucuları, ey ehli Kur'an olanlar! Okuduğunuz Kur'an sizin kalplerinize ne ekti ona bakın. Nasıl ki yağmur arzın baharı ise okuduğunuz Kur'an da mü'min'in kalbinin baharıdır. Allah adına, O'ndan gelenleri, O'nun için okumaktır asıl olan.
Sayfa 31
Tevhid ile her şeyi yeniden Allah'ın istediği gibi şekillendirmeye çağrılır insan. Artık "canımın istediği" değil. "Allah'ın istediği" dir söz konusu olan. Yerleşik düzen değil, "Allah'ın istediği düzendir" ikame edilmesi gereken. Topyekün yeniden tevhid ile inşa istenir insandan. Ama önce kendinden başlaması gerekir.
Sayfa 30
Reklam
Tevhid
Peygamberler getirdikleri mesaj ile toplumun tüm katmanlarına seslenmiş ve tüm toplumun Tevhid ile değişmesi için mücadele etmişlerdir. Tevhid mesajı insandan sadece namaz kılmasını, oruç tutmasını, tesettüre girmesini istemez. "Hüküm Allah'ındır" diyerek hayatta tüm işlerde Allah'a teslimiyet ister. Tevhid bir bütündür. Bu bütünlük içinde kabul edilmedikçe iman gerçekleşmez...
Sayfa 29
Uluhiyette, Rububiyette, Ubudiyette, İsim ve sıfatlarda, Esmaü'l-Hüsna'ında Allah'a ait olan vasıfları, özellikleri hiçbir şeye yakıştırmamanın adıdır TEVHİD...
Sayfa 21 - Beka
O halde "La İlahe İllallah" sözü bir hayat nizamıdır. Tevhidi kabullenen kimse için hayatta ibadet edilecek, itaat edilecek, hayata sistem-nizam belirleyecek mabud yalnızca Allah'tır. Bir de nefsin ilahlaştırılmasından bahseder Kur'an'ı Kerim. Dıştaki ilahları reddetmek kolay, peki içteki nefislerin ilahlaştırılmasından haberimiz var mı? Hayat kitabımız Kur'an'da Yüce Allah, "Ey Muhammed! Hevesini kendine ilah edineni gördün mü ? Ona sen mi vekil olacaksın ? " buyurmaktadır. İlahın manasından yola çıkarak, "Nefsinin prensiplerini kendine kural/kanun yapanı gördün mü?" "Nefsin isteklerini Allah'ın isteklerinin önüne geçireni gördün mü ? " anlamlarına gelmektedir. Bize düşen içteki ve dıştaki tüm ilah ve tağutlara manasını bilerek, bilinçli bir şekilde idrak ederek "La" diyebilmektir..
Sayfa 16 - Beka yayınları
Tevhid
Bu kadar hayati bir konunun mesajını ve eksenini bilmek, her inanan için farzı ayn hükmündedir. Ne yazıktır ki tüm zamanlarda olduğu gibi ahir zamanda da Peygamber den sonra sapmalar baş göstermiştir. Sapma sebeplerinden en önemlisi hiç kuşkusuz Tevhidi mesajın algılanması konusundaki zafiyettir, bu konudaki gaflettir.
Sayfa 12 - Beka yayınları
Her dönemde değişik komplolarla Allah'ın davasının önünü tıkamak için, insanlar; taştan,ağaçtan, ideolojiler den ve tarihsel kişiliklerden oluşan putların etrafında bir araya gelerek, hak dine karşı mücadele etmişlerdir.
Sayfa 56
Reklam
Bir şeye inanıp inanmamak tercih meselesidir. Siz öyle düşünür, öyle inanırsınız. Bir başkası da, başka türlü düşünür ve inanır. İnanıp, inancının gereğini yerine getirenler, mutlaka ki hak ettiklerinin karşılığını alacaklardır. Kısaca, herkes kendi tercihinin sonucuna katlanmak zorundadır.
Sayfa 41
İslam nedir ?
İslam; teslimiyet, barış, huzur, güven, esenlik, şeref, dua ve kurtuluş anlamına gelir. Kullarının itaat etmeleri ve uymaları için; Allah'ın, elçileri aracılığıyla, Vahiyle bildirdiği ilkelerdir. İslam'la şereflenen erkeğe 'Müslim' , kadına 'Müslime' denir. İslam dininin mensuplarına genel olarak; 'Müslüman' diyoruz. Ayette; "Size müslüman adını veren O'dur.(Allah'tır)."(Hac:22/78)
Sayfa 23
Mürted
Rabbimiz buyuruyor: "Hiç kuşkusuz kendilerine Hak, belli olduktan sonra gerisin geriye arkalarına eski küfür ve batıl inançlarına dönenler, anlaşılmıştır ki şeytan onları azdırmış ve kendilerini uzun boylu emellere düşürmüştür. Bu dinden geri dönmelerinin, dine karşı duyarsız davranmalarının nedeni, Allah'ın indirdiğini iyi görmeyip hoş karşılayamayanlara, size bazı hususlarda uyacağız, dediler. Allah, onların gizli işlerini biliyor. " ( Muhammed suresi, ayet: 25-26) Ayette çıkan hüküm şudur: Tümünde değil, bazı hususlarda kâfirlere gönül hoşnutluğuyla uyan kimse dinden çıkmış ve mürted olmuş olur. Bir de ayet şunu da gösteriyor; Allah'ın indirmiş olduğu hükmü iyi karşılamayan ve onlara zamanı geçmiş kanunlar şekliyle bakan kimselere, bazı hususlarda da olsa uyan kimseler aynen mürteddirler. Bugün yaşadığımız gerçek ise bir çok müslümanlar büyük imkanlarla kâfirlere yetki veriyorlar. Halbuki kâfirlere her konuda yetki veren müslümanlar her şeyi mübah sayan bu kimselerin peşinden gitmekle herhangi bir sakınca da görmemektedirler. Bunların küfürlerini açıktan açığa veya gizli olarak ortaya koyduklarına da bakmaksızın peşlerinden gidiyorlar. Müslüman ülkelerdeki İslam evlatlarından kimileri açıktan açığa kâfir olan bir kimseye bu yetkiyi verdikleri gibi, kimisi de münafıklığı açık olana yetki vermektedirler. Bunları sayacak olursak örnekleri saymakla bitmez.
Sayfa 17
Bir tohumun su ve havayla yetişmesi gibi çocuğunda inancı Kur'an ayetleriyle pekişir. Çocuğu boş ve yararsız cebelleşmeden uzak tutmak gerekir. Zira, bu biçimde yapılan cebelleşmeler henüz inanç yönünden yetişmemiş çocuklar üzerinde yarardan çok zarar getirir.
Rabbimiz buyuruyor : " Hiç kuşkusuz kendilerine Hak, belli olduktan sonra gerisin geriye arkalarına eski küfür ve batıl inançlarına dönenler, anlaşılmıştır ki şeytan onları azdırmış ve kendilerini uzun boylu emellere düşürmüştür. Bu dinden geri dönmelerinin, dine karşı duyarsız davranmalarının nedeni, Allah'ın indirdiğini iyi görmeyip hoş karşılayamayanlara, size bazı hususlarda uyacağız, dediler. Allah, onların gizli işlerini biliyor. " ( Muhammed suresi, ayet 25-26 ) Ayette ortaya çıkan hüküm şudur: Tümünde değil, bazı hususlarda kafirlere gönül hoşnutluğuyla uyan kimse dinden çıkmış ve mürted oluş olur. Bir de ayet şunu da gösteriyor; Allah'ın indirmiş olduğu hükmü iyi karşılamayan ve onlara zamanı geçmiş kanunlar şekliyle bakan kimselere, bazı hususlarda da olsa uyan kimseler aynen mürteddirler.
Sayfa 17
Allah'ın sözlerinin insanlara sefalet ve utanç vermek ve acı çektirmek için söylenmediğini anlamalısınız. " Kur'an-ı size mutsuz olmanız için göndermedik. " ( Taha Suresi 20/1-2)
Reklam
Yaptığınız her işte Allah'ın emirlerinin ne olduğunu araştırın. Gönlünüzün isteklerine, aklınızın yargısına, büyüklerinizin ne yaptığına, ailenizin ve akrabalarınızın seçimlerine, bazı insanların emirlerine ve isteklerine bakarak doğrunun ve yanlışın ne olduğuna karar vermeyin. Allah'ın emirleri yerine bir başkasının emir ve tavsiyelerine uyarsanız o insanı Allah'a ortak koşmuş olursunuz. Bu da sadece Allah'a ait olan özellikleri ona da veriyorsunuz demektir. "Ancak O, doğruyla yanlışı birbirinden ayırır. (En'am 6/57) "
undefined
Her çağda insanlar gerçeği görememe hastalığına yakalanmışlardır. Bu onları her zaman Allah'ın Peygamberlerini izlemekten alıkoymuştur. Hz. Musa insanları Allah'ın birliğine davet ettiği zaman onlar şunu söylediler. "Sen bizi babalarımızın yolundan döndürmeye mi geldin. (Yunus, 10/79) "
Demek ki insanı yoldan çıkaran herşeyden daha çok kendi istek ve arzularıdır. Çünkü kendi arzularına kul olan bir insan asla Allah'a gerçek bir kul olamaz.
Eğer bilgisiz kalırsanız İslam gibi mükemmel bir hediyeyi tam anlamıyla alamazsınız. Eğer bilginiz onun sadece küçük bir parçasını almaya yetiyorsa, gözünüzü açıp cehalete karşı savaşmadıkça bu muhteşem hediyenin o küçük parçasını bile kaybetme tehlikesiyle sürekli karşı karşıyasınız demektir.
Halen beş milyara yakın insanın yaşadığı yeryüzünde, başka hiçbir ek faaliyete gerek duyulmaksızın mevcut nüfusun on mislini besleyebilecek seviyede bir üretim yapıldığı halde, milyonlarca insanın açlıkla pençeleştiği söylenirse ortada bir bozukluğun var olduğunu ileri sürmek için zeki olmak şart değildir.
Sayfa 1 - İz Yayıncılık
Bir müslüman sadece müslüman doğmakla gerçek müslüman olmaz. Bir müslüman herhangi bir ırka ait olmakla müslüman olmaz; İslam'ı takip etmekle müslüman olur.