" Tüm hayatım, bilinçdışından patlak veren gizemli bir çağlayan gibi bazen beni yıkabilecek kadar güçlü olan bu akıntıyı anlamaya çalışmakla geçti. "
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
İnsan daima kendini hayal ettiğinden başka bir yerde buluyor. Kabul etmek gerek, planlar çoğunlukla tutmuyor. Bir rüzgâr sürüklemezse seni, varamıyorsun hayaline. Bu nedenle derim ki, bazen ayaklarını yerden kes ve rüzgâra bırak kendini. Olman gereken yere sürükleyecektir seni.
Reklam
Ben, e k ş i m i ş bir öyküden kurtulmak için bir kavanoz reçel gönderirim…Bana kötülük etmeye kalkan “alır karşılığını” kuşku yok bunda: bir olanak bulurum çok geçmeden “kötülüğü yapana” (hatta bazen yaptığı kötülüğü için) minnetimi gösteririm – ya da bir şey d i l e r i m ki bu bir şey vermekten daha nazik olabilir…En kaba sözcük, en kaba mektup bile daha iyi yüreklicedir, daha inceliklidir susmaktan sanırım. Böyleleri, şu susanlar gönül inceliğinden, sevecenliğinden yoksundurlar hep; bir karşı çıkıştır susmak, söz yutmak karakteri basitleştirir, - mideyi bile bozar. Susanlar hep sindirim bozukluğuna uğrayanlardır. – Görülüyor, kabalığı değerden düşürmek istemem i n s a n c ı l bir karşı çıkışın biçimidir o, şu yaşadığımız çıtkırıldım çağda, birincil erdemlerimizden biridir bizim. – İnsan bunun için yeterince zenginse, haksız olmak bir şanstır. Bir Tanrı gelseydi yeryüzüne haksızlıktan başka yapabileceği bir şey de olmazdı: cezalandırmayı değil s u ç u üstlenmek – ancak bu Tanrısal olurdu.
Günaydın. Bir anlık şiir yazıyorum ve burada paylaşıyorum. Birkaç kişi beğense başım gözüm üstüne. Arada yorum yapanda oluyor. Ama ben şiiri yazıp paylaştıktan sonra unutuyorum. Biri beğendiği zaman veyahutta akışa benim şiir düştüğü zaman bazen benim yazdığımı unutup okuduğum da mest oluyorum. Allah kendi vesilemizle bir anda güzel şeyler yaşamayı, şahit olmayı nasip etsin inşallah. Âmin
Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikâyet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
1500'lerde İngiltere'de insanların çoğu Haziran'da evleniyordu senelik banyolarını da Mayıs'da yapıyorlar, Haziran'da çok kötü kokmuyorlardı.. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.. Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir
Reklam
Dünyada ne kadar çok ses var kâri, bir söz olamamış bir mana bulamamış ne kadar çok cümle var. Ve dilinin ucuna her geleni hiç düşünmeden söyleyen ne kadar çok insan. Herkes bunca kelamı neden ediyor, niye söylüyor ve neden bu kadar fazla konuşuyor diye düşündüğüm çok fazla vakit oluyor benim. Zira bazen söz silahtan çok daha fazla yaralıyor insanı. Ve geçmiyor o yaralar, iyileşmiyor. Hatta bazen o kurşuni sözler sadece muhatabını değil belki bir zümreyi, bir topluluğu, hatta bir milleti yaralıyor ve çoğu vakit bir söz yüzünden gözden düşüyor insanlar, gönül kırılıyor, uhuvvet bozuluyor. Belki de bizim imtihanımız söz iledir kâri, söylenmesi gerektiğinde söylenmeyen ve söylenmeyecek vakitlerde söylenen sözler ile. Bana çoğu vakit susmak daha anlamlı gelir konuşmaktan. Anlayan birini bulamadığın zaman susmak çok daha manalı ve çok daha faydalı, öyle olmalı. Bir de şu var ki içimizde olan her cümleyi söylemek konuşmak demek değildir. Cemil Meriç’in “Her akla geleni yazmak yazı yazmak demek değildir” dediği geliyor aklıma. Ve üstat doğru söylüyor. İşte aynı onun gibi her aklına geleni söyleyen de aslında bir şey söylemiş değildir. Söz ateştir kâri, yakar.
Fatih Duman
Fatih Duman
128 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Bana göre kitap aforizma olarak yazılmış. Minik cümleler derin anlamlar... Ayriyeten sonunu okuduğum zaman bana "bir idam mahkumnun son günü" nü hatırlattı. Güzel bir kitap ama ben buna benzeyen "intihar dükkanı" kitabını daha çok sevdim. Yazarlar,coğrafi konum, zamanlar vb. bahsettiğim kitaplar birbirinden çok bağımsız ama okuyunca üçü de neredeyse aynı hissettiren kitaplardı. İncelemelerini de okuyup, izleyeceğim. Bazen bazı kitapların incelemesi kitaptan daha çok şey çıkarmamız için altın değerinde olabiliyor çünkü. Kitabı ve yazılan karakteri sevdim. Zeki, kendine karşı zıt ( kendi içinde aykırı ama dışarıdan çok sempatik ) ama abartıldığı kadar da bulmadım. Kısa ve güzel bir hikayeydi.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333bin okunma
"İnsanlar bazen büyük hayallerini küçük insanlarla ziyan eder."
Bazen iki kişi arasında öyle bir sevgi oluşur ki bunun sebebi ne güzellik ne dünyevi faydadır; tamamen ruhlar arasındaki uyumdur. İmam Gazali.
Reklam
Tek bir cümleye çok şey sığdırmak
Filozof ne demiş, bir cümle dünyanın ölçeğidir. Evet, ta kendisi. Bazen kendi kendime düşünürüm, acaba yaşam boyu bunca laf etmemizin nedeni, o cümlenin ötekiler arasından çıkması için midir diye. Hani çaresizliğin etkisiyle söyleyeceğin, yalansız olan. En azından kendine karşı.
Bazen dertler büyük değildir onları büyüten bizizdir... Kafanda büyüttüğün kadar büyür...
Gözlerim görmez, kulaklarım duymaz, ağzım laf yapmazken nereden hak ettim seni Bazı şeyleri birden hak ediyorsunuz, hiçbir şeyi hak edememiş, kanırtmış biri olarak hak etmeyi sindirmeye çalışıyorum Hiçbir zaman bir yerdeki en güzel kadın olamamış biri olarak, bu yerdeki en güzel kadın oldum Bunu oldurduğun ve oldurmaya çalıştığın diğer her şey için teşekkür de edemiyorum, sana teşekkür edilmez sana bakılır Sana yettirilmez, sen zaten istemezsin biz istemeyerek kavuşuruz Dünya kadar eksiğim vardır sen onları görmezsin, ellerimi görürsün, oldurmaya çalışıyorlardır sana yeterdir olmasa da olurdur Onu unutursun bunu unutursun en önemli her şeyi unutmaman gerekirken bazen unutursun ama insansındır, kavgan vardır Kavganı ve beni, beni kavgana dahil ettiğini unutmazsın Çiçeklerin arasından geçerken çiçekleri görürsün, benim gördüğümü bilirsin "Ellerimi tutuşunla bitecek tüm dertlerim" hayır bitmeyeceğini bilirsin ama tutarsın Sonra inanır mısın bilmem ama biter İnanırsın biliyorum çünkü sen inanmanın en saf halisin Elimden alınan şeyleri avcuma bırakırsın, ne güzel bıraktın diyeyim diye değil sadece bırakırsın Elimden alınanlar elimden alınmamış olur, sen beni hazine sanarsın bomboşumdur, doldurursun ben doluydum sanarsın Bir elin verdiğini diğer elin bilmez, bu ne ayettir ne bir şey, bunu sen hiçbir yerden öğrenmemişsindir
Ama bazen en iyi şeyler alevlerin arasından doğar.
Muhterem Hatice
Hayat sebepsiz bir Haticedir bilemezsiniz Az önce bir cümle geçti ki gözümün önünden Siz göremediniz Sigaradan daha zararlı bir şeyi soruyordu Gayesi iyilik olmayan bir zatı muhterem Hatice yazılabilirdi oysa cevaba Hatice en çok oraya cevaptır çünkü Hatice'nin çünkü varlığı dert ambarı Yokluğu düşman başına Hatice'nin Ben bu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.